Erol Yaraş

Erol Yaraş

ege@mil­li­yet.com.tr

Tüm Yazıları


Öncelikle Yeni Asır’ı kutluyorum. “Kentsel Dönüşüm Zirvesi” dört dörtlük düşünülmüş bir organizasyondu. Toplantı salonundan herkes kendine göre bir sonuç çıkararak ayrıldı. Kimisi bu değişimde ne kadar çimento satacağının hayallerini kurarken, bazıları da inşaatçılığa soyunmanın zamanının geldiğine inanıyordu. En önemlisi de salonu siyasi bir arena olarak gören politikacıların karşılıklı mesajlaşmalarıydı.
Zirve karşılıklı atışmalara sahne olup hava gerilince toplantı gazetelerin manşetlerinde “Gergin Zirve”, “Gerilimli Zirve”, “Barış Bozuldu” şeklinde yer aldı.
Genelde söylemler kentsel dönüşümün nasıl olması gerektiği üzerineydi ama konuşmacılar bir yıl öne çekileceği konuşulan yerel seçimleri düşünerek mesajlarını oldukça net ve sert verdiler.
Salon siyasiler, iş adamları, kanat önderleri, oda başkanları, sivil toplum örgütü ve basın kuruluşlarının temsilcileri tarafından doldurulmuştu.
Kendilerini önümüzdeki seçimlere hazırlayan siyasetçilerin her zaman bir araya gelmek istediği kesimlerin temsilcileri salonda onları dinliyordu. Buda geleceğini düşünenler için kaçırılmayacak bir fırsattı.
Bu ortamı da en güzel Aziz Kocaoğlu değerlendirdi. Başkanlık dönemlerinin en güzel konuşmasını yaptı diyebilirim. Yarım saat kürsüde kaldı ve muhataplarına yani AKP’li bakanlara ve milletvekillerine bu şehri size kolay kolay teslim etmem, ben de teslim olmam mesajı verdi.
İlk kez Bakan Binali Yıldırım’ın gözünün içine bakarak liman projesinde mahkemelik olacaklarını açık bir şekilde söyledi. Onun dışında kentsel dönüşümün nasıl olması gerektiğini, Alsancak Stadı konusunu ve Mavişehir’deki yeni planın sakıncalarını, Kordon’u ve Alsancak’ı bekleyen tehlikeleri çok güzel özetleyip gelecek adına kendisini aklayacak tüm tedbirleri alacağını ve belediye başkanlığı bittiği zaman arkasından “bu işi kim yapmış” dedirtmeyeceğini belirtti.
Kocaoğlu konuşmasını bitirip kürsüden inerken aldığı kuvvetli alkış yerine oturana kadar devam etti. Bir anlamda salonu dolduranların büyük bir çoğunluğu Başkan’a “konuşmanı onaylıyorum” dedi.
Bakan Binali Yıldırım, Kocaoğlu’na oranla daha yumuşak konuştu ve her ortamda kendisini eleştirmekten kaçınan Başkana “ortaklığa halel mi geldi” diye sordu.
Bir süre önce, İzmir’de yerel seçimler çok sert geçecek diye yazmıştım. Bunun işaretleri aylar öncesinden geliyordu. Salı günkü toplantı şunu açıkça gösterdi ki kılıçlar kınından hızla sıyrılıyordu.
Temennim sonunda kaybeden İzmir olmasın.

Haberin Devamı

Haşmet Babaoğlu’na

Haberin Devamı

İzmir’e ve İzmir insanına Alaçatı’daki cafeden hakaretler yağdıran Sabah Gazetesi yazarı Haşmet Babaoğlu’na, Osman Gençer çok güzel bir yazıyla Haber Türk Egeli’de cevap verdi. Yazıyı merak edenler Ben TV sayfalarında da okuyabilirler. Gencer yazısını “biz böyle tiplerin ciğerini biliriz” diyerek bitirmiş.
Sevgili Gencer yanılıyorsun bu tiplerde ciğer olmadığı gibi ne yüz, nede astar vardır. Esasında Babaoğlu’nu fazla ciddiye almamak lazım onu söylediklerinin daha ağırlarını geçmişte İzmirli Genel Yayın Yönetmeni Erdal Şafak söylemişti. Babaoğlu da yönetmeninin izinden gitmiş.
Kimler güzel iz takip eder, sen benden iyi bilirsin...

Haberin Devamı

Alaçatı’da Antakya mutfağı

Ben yemek yediğim yerleri pek yazmam ve övmem bu tip konular tarzımın dışındadır. Fakat Antioche’deki lezzetleri sizinle paylaşmak istedim. Mehmet Ali Sönmez Alaçatı’daki çok güzel, temiz ve sevimli restoranına Antakya’nın eski ismini vermiş “Antioche”, karısı ve kızıyla işlettiği mekan tam bir lezzet durağı.
Yıllardır Antakya’ya gidip yemeklerini tatmayı merak ettiğimi bilen sevgili dostum Ahmet Baştuğ beni arayarak “Antakya’ya gitmene gerek kalmadı Antakya mutfağı ayağına geldi” diyerek beni ve eşimi Antioche’ye yemeğe davet etti. Yediğim tüm mezeler bir birinden lezzetliydi. Düğün çorbası, Oruk ve saç oruğu, zahter salata, abugannüş, acısı tam kıvamında çiğ köfte, cevizli biber sormiçi, kısır ve humus. Bunların yanında isimlerini unuttuğum daha birçok meze çeşitleri. Arkasından gelen tepsiye et, kağıtta et güzel yemeğin parmak yalatan tarafı oldu. Finalde işin cilası bu kadar lezzetlisini yemediğim künefe.
Bu hafta sonu alışılmış Alaçatı restoranlarının dışında bir lezzetle buluşmak istiyorsanız Antioche’yi tavsiye ederim. Yeri çok basit, Alaçatı Meydanı’ndaki 15 Eylül Kahvesi’ni geçer geçmez sola sapacaksınız 50 metre sonra solda.
Telefonu: 0 232 716 89 99