Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



TÜSİAD'ın öncülüğünü yaptığı hükümete ve siyasete dönük eleştirilerin yoğunlaştığı bugünlerde Başbakan Ecevit ne düşünüyor ?
Başbakan, TÜSİAD'ın dile getirdiği siyasi eleştirilere yanıt vererek bir polemiğe girmek istemiyor. TÜSİAD'ın biraz duygusal tepki verdiği kanısında.
Ekonomik ve siyasi gelişmelerin kavga değil uzlaşı gerektirdiğini düşünen Başbakan Ecevit şu değelendirmeyi yapıyor :

"Krizden çıkış açısından önemli sayılabilecek gelişmeler ortaya çıkmaya başlamıştı. 11 Eylül'de ABD'ye yapılan terörist saldırı ABD ekonomisiyle birlikte bütün dünya ekonomilerinde bir daralma etkisi yarattı. Ancak Türkiye'nin ekonomik göstergelerinde iyileşme var. Saldırının yarattığı etki de bir süre sonra ortadan kalkacaktır. 11 Eylül'den önce Türkiye'deki ekonomik ve mali gelişmelerin olumlu yönde olduğunu bizzat TÜSİAD üyesi işadamları, sanayiciler de saptamış ve hatta bunu bana mektupla bildirmişlerdi. Bu mektubun tarihi de bir ay öncesidir. Bu kadar süre içinde olayların ve yaklaşımların tümüyle ters yönde gelişmesi mümkün değil."

Başbakan Ecevit, kriz dönemlerinde düzlüğe çıkış için toplumsal uzlaşmanın önemine ve gerekliliğine işaret ederek şu örneği veriyor:
"l978'de de dünya ve ülke ekonomik kriz içindeydi. Biz bu durumdan çıkmak için toplumsal uzlaşma arayışını gündeme getirdik ve bunu sağlamakta başarılı olduk. O zaman bir araya gelmeleri mümkün değilmiş gibi görünen Türk - İş ve DİSK'i bir araya getirdik, sonra işveren temsilcileri ve hükümet de bir araya gelerek ekonomi için gerekli toplumsal uzlaşmayı sağladık. Ancak, tüm bu ortam ve zemin kurulmuşken TÜSİAD'ın hükümet aleyhine ilanları başladı. Bir kampanya yürüttüler ve bu zemin bozuldu."
Başbakan Ecevit'in bu anımsatması, bugünlerde beklentisinin bu tür kampanyalar değil, 1978'de yapıldığı gibi geniş bir uzlaşma sağlanması.

Ecevit, TÜSİAD'ın son günlerdeki açıklamalarından yola çıkarak, başlatılacak bir kampanyanın ekonomide düzelmeye başlamış bütün göstergeleri altüst edeceği kaygısını dile getiriyor. Ekonomiyi ve özellikle reel sektörü rahatlatmak için hükümetin düşündüğü önlemleri Başbakan Ecevit'e soruyoruz. Başbakan önce şu saptamayı yapıyor:
"Öncelikli sorunun reel sektörü canlandırmak olduğunu düşünüyorum. Bu konuda geniş bir görüş birliği var. Bu amaçla reel sektörü sıkıntıya sokan kredi borçlarının ertelenmesi, ödeme kolaylığı sağlanmasına dönük önlemler alınmalı. Bunun üzerinde duruyoruz. Keza vergi yükü üzerinde de durulabilir. Vergilerin düşürülmesi ve yaygınlaştırılması ekonomiyi harekete geçirecek bir unsur olabilir. Yaygınlaştırılması koşuluyla vergilerin düşürülmesi düşünülebilir."
Başbakan'ın Hazine'den ve özel sektörden bir beklentisi de cesaretle adım atmak. Bunun sağlanması için de karamsar havadan çıkılması gerektiğini vurguluyor.

Ecevit'in düşündüğü önlemlerden biri de yolsuzlukla mücadeleyi etkilemeyecek şekilde bazı hukuki düzenlemeler yapmak. Örneğin bürokrasiyi ve iş dünyasını çekingenliğe iten, herkesi aynı kefeye koyan organize suçlarla mücadeleyi düzenleyen yasaların iyi ve kötüyü ayıracak şekilde yeniden düzenlenmesi. Ecevit, her kesimin önerilerine açık olduklarını ve bugüne kadar da bu işbirliği içinde çalıştıklarını da vurguluyor. Ekonomik ve siyasi ortamı kötüleştirecek amaçsız girişimlerin vereceği zarara dikkat çekiyor. Herkesin ve her kesimin bu bilinçle adım atması gereken bir dönemden geçildiğini anımsatıyor.