Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) geçen Cumartesi yaptığı kurultayla Parti Meclisi’ni yeniledi. Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun konuşması, partideki politika değişimini perçinledi.
Sayın Kılıçdaroğlu konuşmasında yoksulluktan yolsuzluklara, tarımdan esnafın ve sanayicinin sorunlarına, öğrenci olaylarından Güney Doğu’ya, Lozan’dan hukuk devletinin erdemine, emeklilerden çalışanlara kadar bir çok konuya değindi.
CHP yolsuzluklardan ziyade, halkın sorunlarını ve çözüm önerilerini gündeme getirdikçe sempati kazanıyor. 70’li yıllarda olduğu gibi ”halkçılaşıyor”.

Köklerine dönüyor
Konuşmasında öne çıkan konu yoksulluğun önlenmesi idi. Bunun önlenmesi için aile sigortasını getireceklerini, kadınların hesabına her ay, asgari ücret tutarındaki bir meblağı yatıracaklarını söyledi. Bu bana eski Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva’nın “sıfır açlık reçetesi” ni hatırlattı. Lula 2006 da bu reçeteyle yüzde 61 oranında oy aldı. Bu reçete ile 180 milyon nüfuslu Brezilya’da açlık sınırında yaşayan 44 milyon kişiye her gün 3 öğün yemek veriliyor. En alt gelir seviyesinde bulunan 12 milyon aileye ayda 65 dolar vatandaşlık aylığı bağlandı. Aylık geliri 40 doların altında olanlara 65 doları tamamlayacak şekilde fark ödeniyor. İşte sosyal devlet olmanın özellikleri. Türkiye’de bunlara ilave olarak örneğin kırsal kesimde yaşayan yoksul ailelere fidan, koyun, keçi dağıtılabilir. Böylece hem aile geçinir hem de ülkenin üretimi arttırılır. Böylece balık tutma öğretilir. Bunu yaparsa CHP, sosyal demokrat halkçı bir parti olur.
Tarımsal üretim ile ilgili söyledikleri sözlerde çok anlamlıydı. Üreticileri motive etti. Yine mayınlı arazilerin gerçek sahiplerine yani topraksız köylüye dağıtılacağını ifade etti. Bu da rahmetli Ecevit’in 70’li yıllarda söylediği “toprak işleyenin, su kullananın” sözünü hatırlatıyor. Yani CHP köklerine dönüyor. Yeniden devrimci bir parti oluyor.

Ekonomik sorunlar
CHP’nin artık ülkenin ekonomik ve sosyal sorunlarıyla daha çok ilgileneceği izlenimini verdi. Bunu yaparken üniter yapıdan taviz vermeyecek. Kürt sorunu için “biz üçüncü yoluz” demekle Kılıçdaroğlu bunu kastetti. Bana göre Türkiye’de bu sorunu, etnisite üzerinden siyaset yapmayan partiler çözer. Türbanı da inançlar üzeriden politika yapmayanların çözeceği gibi.

Halk arasına karışmak
Bunları yapmak için çok çalışmak gerekiyor. Aynen referandum sürecinde Sayın Kılıçdaroğlu’nun yaptığı gibi. Bir de halkın arasına karışmak, halka ulaşmak gerekiyor.
İktidar olmak için sadece otellerde konuşmak yetmez, adaylar köy kahvelerine, gecekondu kahvelerine de gitmeliler. İşçinin, köylünün, esnafın yanına gidebilenler Meclis’e gönderilmeli. CHP bunu yapabilirse, ki yapmalı, halkın iktidarını kurar. Halkçılığın gereği olan halkı kucaklamayı başarır ve bir çok suni gündemle meşgul olan Türkiye’nin önünü açar.

Haberin Devamı

blog
MUSA ÖZEN: Yazılarınızı severek okuyan bir takipçiniz olarak öncelikle sizi Milliyet gibi büyük bir gazetede görmek beni de sevindirdi. Sizin yazılarınızı bu kadar neden sevdiğimin nedenini de buldum sonunda; bilimsel konuları anlatırken kullandığınız üslup. Her kesimden insanın anlayabileyeceği tarzda ve insanları sıkmadan mesajınızı verebiliyorsunuz. Bir insanın sadece çok bilgisinin olması onu karşısındakine anlatamadıktan sonra neye yarar soruyorum?
CUMHUR KÜÇÜKOĞLU: Sayın Uysal, Milliyet Ege ekindeki yazılarınızı beğenerek takip ediyoruz.Sizin sayenizde halkımız bilinçleşiyor. Toplum bilincini oluşturmaya yönelik katkılarınızdan dolayı çok teşekür ederim.
AYLA SARIOĞLU: “Doğaya saygı, yaşama saygı” demektir.”Tarımda Alternatif Enerji Kaynakları” başlıklı yazınızda, sürdürülebilir enerji kaynaklarımızı tarımsal üretimde nasıl değerlendirmemiz gerektiğini, varolan güneşimizin, rüzgarımızın, termal su kaynaklarımızın kıymetini bilip, bu alanda değerlendirmemiz gerektiğini ifade etmeniz çok yerinde olmuş. Teşekkürler...
SEMİH BAYBURA: Halkın dilinden anlayan, halkın sorunlarına değer veren sizin gibi insanların basında yer alması beni mutlu etmektedir. Bazı yazarların benimsediği gibi ne kadar havalı kelimeler kullanırsam o kadar forsum olur düşüncesinde olmadığınız için teşekkürlerimi sunmak isterim.

Haberin Devamı

GÖRÜŞLERİNİZİ GÖNDERİN, ‘BLOG’DA SİZ DE DÜŞÜNCE VE YORUMLARINIZLA YER ALIN