Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“DÜNYA Emekçi Kadınlar Günü” nü henüz kutlamışken yazımın başlığının böyle olmasını gerçekten istemezdim. Duygu Asena’nın sayısız baskı yapan kitabının başlığından esinlendim. Çünkü son günlerde ülkemizde kadınlarımıza iyi şeyler olmuyor. Bizim kadınlarımız zincirleme bir reaksiyon gibi tacize uğruyor, yaralanıyor ve vahşice katlediliyorlar. Üstelik siyasette kadın kotalarının yükseltilmesi konuşulurken.

Feodalizm ve eğitimsizlik
Feodalite ve eğitimsizlik sorunun temelinde yatan iki önemli neden. Bir de erkek egemen toplumlara özgü olan hafifletici nedenler var. Örneğin küçük bir kıza tacizin, alıkoymanın ya da tecavüzün hafifletici nedeni ne olabilir ki? O çocuğun geleceğini karartmak hangi vicdana sığar. Hatta büyüdüğünde topluma yararlı insanlar kazandırabileceği düşünülerek ceza ağırlaştırılmalı bile. Bir insanın yaşamından, mutluluğundan daha değerli ne olabilir ki bu dünyada? Kadınları bir anne olarak düşündüğümüzde, hepimizin bir anası yok mu? Ve bizler analarımızı ne kadar çok severiz, onlara ne kadar çok değer veririz... Peygamberimiz “Cennet anaların ayakları altındadır” diye ne güzel söylemiş.

Cephane taşıyan kadınlarımız
Tarihimiz boyunca değişik zamanlarda toplumumuzu yönlendiren kadınlarla ilgili bir çok olay biliyoruz. Yine tarihimiz boyunca savaşlar kazanan erkeklerimizi anaları yani kadınlar yetiştirmedi mi? O vatan evlatlarını doğuran da, büyüten de, acısını içine atarak cepheye gönderen de bizim kadınlarımız. Ulusal kurtuluş savaşımızda binlerce kadınımız öküz arabalarıyla cephane taşımadı mı? Nazım Hikmet kadınlarımız şiirinde onların rolünü “Ve on beşlik şarapnelin çeliğinde / ince boyunlu çocuklar uyuyordu / ve ayın altında kağnılar / yürüyordu Akşehir üzerinden Afyon’a doğru” dizeleriyle ne güzel anlatmış.
Türkiye’de her iki kadından biri aile içi şiddete maruz kalırken, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) yayınladığı son araştırmaya göre erkeklerden daha mutlularmış. Kadınların yüzde 62.7’si, erkeklerin yüzde 59.6’sı mutluymuş.
Buna TÜİK, Polyannacılık oynamaya devam ediyor hala denebilir.
Sonuçta kadınlarımız yoksa geleceğimizde yok. Kadının toplumda layık olduğu yeri bulması için çalışmak, her medeni insanın görevi olmalı. Bu vesileyle kadınlarımızın “Dünya emekçi kadınlar günü” nü kutluyorum.