Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şeker deyip de geçmeyelim. Ülkenin en önemli stratejik sektörlerinden birisi. 3544 köyde, 3 milyon kişiyi ilgilendiren bir tarımsal üretimden, yani şeker pancarından elde edilen bir ürün.
18 milyon ton yıllık pancar üretimimiz var ve bu miktarla ABD, AB, ve Rusya’nın ardından dünya dördüncüyüz.
Böyle önemli bir sektör olmasına karşın, bu günlerde pancar üreticisi bir hayli sıkıntılı.
1998’de IMF’nin talimatıyla kotalı üretime geçtiğimiz zaman, sadece ihtiyacımız kadar üretebiliyorduk. Artan nüfusumuza ve turist sayımıza göre, kota yukarıya çekilmesi gerekirken, her geçen yıl aşağıya doğru çekiliyor. Artış nedeniyle gereksinimimiz olan 40-50 bin ton şeker NBŞ (Nişasta Bazlı Şeker) ile karşılanıyor.
Her yıl artan NBŞ kotası, NBŞ’in maliyetinin düşük olması, mazot gübre, tohum gibi üretimi direk etkileyen girdilerin pahalılaşması, tarım alanlarının daralması, kaçak şekerin yasa dışı yollarla ülkemize gelmesi gibi nedenlerle pancar üretimimiz her yıl azalıyor.
Bunun sunucunda şeker üretimimiz düşerken, sektörün istihdam ettiği nüfus da azalıyor. Bu durum aynı zamanda hayvancılığı da etkiliyor. Çünkü şeker üretimi sırasında açığa çıkan melas ve küspe hayvan yemine katılıyor. Üretimin düşmesi bu kaynaktan elde edilen ucuz yem hammaddesi miktarını azaltıyor. Sonuçta bu yıl olduğu gibi dışarıdan (Yunanistan) kuru küspe gibi yem hammaddesi ithalatını zorunlu kılıyor.
Sektörün ekonomiye bu denli olumlu katkıları varken ve ülkeye katma değeri en yüksek olan bu sanayi bitkisinin üretiminden yana politikaların uygulanması gerekirken, Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi’nin (Türk Şeker) 25 fabrikasından 10’unun özelleştirme kapsamına alındığını öğrenmek gerçekten acı oldu. Bu durum bir zamanlar “devlet et, süt satar mı?” diye özelleştirilen Et-Balık Kurumu, Süt Endüstrisi Kurumu (SEK) ile Yem-San gibi kuruluşların akıbetini bize hatırlattı. Satılacak olan şeker fabrikalarının daha önce haraç-mezat elden çıkarılan, halbuki özellikle Doğu ve Güney Doğu’da önemli işlevler üstlenen SEK fabrikalarının durumuna düşme olasılığı gerçekten ürkütücü.
Ne oldu? Bir zamanlar iç üretim ile piyasayı regüle eden Et-Balık Kurumu bugün et ve canlı hayvan ithalatını yönlendiriyor.
Ülkede üretilen 18 milyon ton pancarın 10.5 milyon tonunu değerlendiren şeker fabrikalarının teker teker özelleştirilmesi; şeker, NBŞ ve yem hammaddesi ithalatını arttıracak. Ve bu işten bizim üreticimiz değil, desteklemelerle üreticisini ayakta tutan diğer ülkeler karlı çıkacak. Biz hala “ülkenin kaynaklarını tüketiyor” diye üreticileri desteklemeyelim.
Yazıktır.