Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyada süt talebi giderek artarak 2020 yılında 350 milyar litreye ulaşacak. UHT süt (dayanıklı süt, uzun ömürlü süt) paketleme konusunda dünyada tekel olan Tetra Pak’ın yaptığı çalışmaya göre, 2020 yılına kadar süt ve aromalı süt gibi ürünlerin tüketimi dünya ölçeğinde yüzde 30’luk bir artışla 270 milyar litreden 350 milyar litreye çıkacak. Raporda, bu artışta, Asya, Afrika ve Latin Amerika’daki orta sınıfın gelişmesiyle birlikte oluşan refahın etkili olacağı bildiriliyor.
Ülkelerin ekonomik durumunun düzelmesi, kadınların daha fazla iş dünyasında rol almasıyla birlikte işlenmiş gıda ürünlerine olan talep artıyor. Örneğin 2014 yılında satışların yüzde 55’i paketlenmiş sütten olacakken, bu oranın 2020’de yüzde 70’ler seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor.
Türkiye’de de benzer durum söz konusu. TÜİK’in raporuna göre, 2010 yılında 2009’a göre hayvan sayılarında yüzde 6.2 ile 22.7 arasında artışlar gerçekleşti. 2011 yılında da bu artışların olacağı tahmin ediliyor. Hayvan sayıları artarken, üretilen süt miktarı da doğal olarak artarak 2010 yılında 13 milyar 600 milyon litreye ulaştı. Miktarın 2011 yılı sonunda 14 milyar litre olacağı öngörülüyor. Bu rakam, dünyanın en büyük süt üreticileri sıralamasında sizi 15 sıraya oturtuyor.
Süt üretiminin artması ülkemiz için olumlu bir gelişme; ancak bu artışın süt hayvancılığı yapanlara olumlu yansıyabilmesi için bazı adımların atılması gerekiyor.
Bu adımlardan bir tanesi yurt içi süt ve ürünleri tüketimini artırmak. Örneğin yılda 30 litre olan kişi başına içme sütü tüketimini en az 60 litrelere çıkarmak. Bu bağlamda kampanyalar düzenleyip, süt ve ürünlerinin beslenme ve sağlık açısından yararlarını televizyonlardan da destek alarak halka anlatmak.
Bir de İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 3 yıldır uyguladığı okul sütü projesini Türkiye’nin diğer 80 illerinde de uygulamak. Böylece yıllık süt tüketimini sadece bu program ile 2 milyar litre artırmak.
Üretim artışının yetiştiriciye olumsuz yansımaması için atılacak diğer adım da ihracatı artırmak. Bunun için gözümüzü sadece AB ülkelerine dikmemeliyiz. Zaten AB ülkeleri genelde süt ürünleri ihracatçısı konumunda. Satmak için dünyanın diğer coğrafyasındaki olanaklara göz atmalıyız. Türkiye geçen yıla kadar net süttozu ithalatçısı iken, bugün ihraç edebiliyorsa, bunu diğer ürünlerde de yapabilir demektir. Artık ülkemizin net süt ürünleri ihracatçısı olmasının zamanı geldi. Bunu yaparsak ülke ekonomisine önemli bir canlılık gelecektir.
Dünya gıda günü
Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 16 Ekim’i Dünya Gıda Günü olarak kabul etti. Dünya Gıda Günü‘nde Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde açlık, gıda üretimi ve tüketimi gibi konular incelenir. Beslenme üzerinde durulur. Ülkemizde her yıl 16 Ekim günü gazete ve dergilerde konuya ilişkin yazılar yayınlanır. Radyo ve televizyonda konuşmalar yapılır. Okullarımızda dengeli beslenmenin önem ve gereği anlatılır.
Bu nedenle hepinizin dünya gıda günü kutlu olsun.