Harun Uysal

Harun Uysal

harun.uysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Ne kadar ironi değil mi? Sanki Suriyeli köylü, Suriye’deki savaşı başlatmış gibi, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO), Suriye’deki yıkım ve göçün önüne geçebilmek için tarımın acilen yeniden başlatılması gerektiğini belirtiyor.

Ağırlıklı olarak IŞİD, Nusra gibi terörist gruplarla yapılan kirli vekalet savaşında Suriyeli köylü, bu teröristler ile Suriye ordusu arasında kaldı ve kırsalı terk ederek ya şehirlerin çeperlerine taşındı ya da ülkesini terk etti.

Ülkede savaşan gruplar görevlerini çok güzel yerine getirdiler.

Haberin Devamı

Köylüleri kırsaldan sürerek tarım alanlarını, ileride büyük şirketlerin hizmetine sunulacak hale getirdiler.

***

FAO uzmanları, demokrasi vaadiyle başlatılan, demokrasinin “D”sinin olmadığı Suudi Arabistan ve Katar gibi Körfez ülkeleri tarafından desteklenen kirli savaştaki göçün, ancak kırsalda tarım yapılması halinde önleneceğini düşünüyorlar.

Bunun altında yatan esas neden, AB ülkelerine kaçak yollarla giden Suriyelilerin yarattıkları sorunlar ve Suriye kökenli terörün önlenemez yükselişi mi?

Suriye’de tarım çökmüşken acaba Türkiye’de durum nasıl bir de ona bakalım.

***

Türkiye’de Suriye’deki gibi bir savaş durumu da yok. Ancak tarım yine de iyi durumda değil.

Çünkü tarımsal hammadde maliyetleri oldukça yüksek olduğu için çiftçi maliyetlerle savaşıyor.

Bir de üretici-tüketici fiyatı arasındaki derin uçurum da karşımızda sorun olarak duruyor.

Tarım politikaları serbestleştirildikçe, çiftçiler ürün-girdi piyasalarını kontrol edenlere karşı daha da güçsüzleşiyorlar.

Tarımda yabancılaşma devam ettikçe, çiftçiler sisteme uygun tarımsal üretim yapmak zorunda kalıyorlar.

Bunun sonucunda da birim başına daha az miktarda, tohum, gübre, ilaç ve mazot alabiliyorlar.

Artan girdi maliyetlerini karşılamak için de bankalara borçlanıyorlar.

Elde ettikleri ürünle borçlarını ödeyemeyince, arazilerini satarak köyleri terk ediyor ve tüketici konumuna geçiyorlar.

Yani kimyadaki deyimiyle “farz değiştiriyorlar.”

***

Bu nedenle Türkiye’de yaklaşık 3 milyon hektar, yani neredeyse Trakya bölgesi kadar tarım arazisi kullanılamıyor.

Haberin Devamı

Yaklaşık 2 milyon kişi de tarımdan koparak şehirlere gelmiş ve şehirlerin çeperlerinde tutunmaya çalışıyor.

Mazot, tohum, gübre gibi girdileri bir yana bırakacak olursak, Türkiye bugün buğday başta olmak üzere birçok bitkisel ürün ile hayvan ithal eder konumda.

Bu durum, ülkenin tarımda dış ticaret açığı vermesine neden oluyor.

2016 yılında Türkiye yüzde 2.9 büyüdü.

Büyümeye sanayinin yüzde 4.5, tarımın 4.1 katkısı oldu.

Burada hizmet sektörü öne çıktı.

Bu da kalıcı bir durum değil.

Büyüme kamu harcamaları, özel tüketim ile olursa balon gibi patlar.

Büyümenin üretim ve ihracatla olması gerekiyor.

Velhasıl hem büyüme hem de kırsaldan göçün önlenmesinde tarımın önemini hepimizin kavraması

gerekiyor.