Nil Kural

Nil Kural

nil.kural@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Aile komedisi “Babamın Penguenleri”nin açılış sahnesinde, dünyanın dört bir yanını gezen babasıyla telsiz aracılığıyla konuşan çocuk Tom Popper’ı görüyoruz. Bu çocuğun büyüyüp hırslı bir emlakçı olduğunu öğreniyoruz. Yeni boşanmış Popper’ın iki çocuğu da babalarıyla görüşme konusunda hep hevesli değiller. Bir gün Popper’a ölmüş babasından bir paket geliyor. Pakette bir penguen var. Popper penguenden kurtulmaya çalışırken yanlışlıkla beş penguen daha evlat ediniyor. Onları hayvanat bahçesine vermeyi planlıyor ama çocukları penguenlere bayılıyor. Popper yavaş yavaş penguenlere bağlanıyor.
Evini kış bahçesine çevirip ve mesleki
hırslarından uzaklaşmaya başlıyor.
“Ghosts of Girlfriends Past” (2009) ve “Just Like Heaven”ın (2005) yönetmeni Mark Waters’ın imzasını taşıyan filmde, neslinin şüphesiz en iyi komedyenlerinden, mimik ustası Jim Carrey tam formunda. Ona başrollerde eşlik eden gerçek penguenler de onlardan beklendiği gibi sevimli. Carrey’nin mizah yükünü üstlendiği film, duygusal olması gerektiği yerlerde de çuvallamıyor. Tema olarak ailenin bir araya gelmesi ve sevdiklerine yakın olmak üzerinden ilerleyen “Babamın Penguenleri” yetişkinleri de sıkmayacak, eli yüzü düzgün bir aile filmi.

Antarktika’dan gelen hediye


“Babamın Penguenleri / Mr. Popper’s Penguins”
Yön.: Mark Waters
Oyn.: Jim Carrey (Tom Popper), Carla Gugino (Amanda), Angela Lansbury (Van Gundy), Ophelia Lovibond (Pippi) Sen.: Sean Anders, John Morris, Jared Stern
Gör.: Florian Ballhaus




Antarktika’dan gelen hediye


Kolombiyalı: İntikam Meleği

İntikam güzel bir yemektir!


Tanıtım cümlesi “İntikam güzeldir” olan “Kolombiyalı: İntikam Meleği / Colombiana”da 9 yaşındaki Cataleye (Zoe Saldana), ailesinin öldürülmesine tanık olur. Kolombiya’da gerçekleşen bu olayın ardından gangster amcasıyla ABD’ye giden ve onun yanında bir suikastçı olarak yetişen Cataleye, ailesinin katillerinden intikam alacaktır. “Nikita”dan bildiğimiz üzere kadın suikastçı öykülerini pek seven Luc Besson’un senaryosunu Robert Mark Kamen’le yazdığı
ve yapımcılığını üstlendiği filmin yönetmeni Olivier Megaton (“Transporter 3”).

Mahallemizi savunalım
İngiliz komedyen Joe Cornish’in ilk filmi “Uzaylıların Şafağı / Attack the Block”, mizahı ihmal etmeyen bir bilimkurgu. Filmde bir sokak çetesi, güney Londra’da bulunan mahallerini vahşi uzaylıların saldırılarından korumaya çalışıyor. Nick Frost, Jodie Whittaker ve Terry Notary’nin rol aldığı film, büyük beğeni topladı. İngiliz sinema dergisi Empire filmi, “John Carpenter’ın çekmediği en iyi John Carpenter filmi” olarak tanımladı.



Antarktika’dan gelen hediye

Haberin Devamı

“Yeşil Fener”

Haberin Devamı

Korkuya karşı irade

Çizgi roman uyarlaması “Yeşil Fener / The Green Lantern”da hikayenin kahramanı Hal Jordan adında sorumsuz bir pilot. Bir gün yeşil bir yüzük onu taşıyıcısı olarak seçer.
Bu yüzük onu evreni koruyan ordu Yeşil Fenerlerin bir askeri yapar. Savaştıkları düşman, korkuyla beslenen Parallax’tir ve her gün güçlenmektedir.
James Bond filmleri “GoldenEye” (1995) ve “Casino Royale”de (2006) imzası bulunan Martin Campbell’in yönettiği filmde Hal Jordan’ı Ryan Reynolds canlandırırken, ona Blake Lively, Peter Sarsgaard ve Mark Strong eşlik ediyor. 3D seçeneğiyle vizyona giren filmin mesajı şu: Korkuyu iradeyle yenebilirsiniz. Campbell özel efektlerin öne çıktığı, teknik açıdan sağlam bir film yaratıyor. Ancak süper kahraman filmlerinin kalıplarına ve hikaye akışına sıkı sıkıya bağlı kalan filmin her sahnesini başka filmler nedeniyle tahmin edebilirsiniz.


Antarktika’dan gelen hediye

Haberin Devamı


“Yeryüzünde Son Aşk”

Duyular kayboluyor

Yeryüzünde Son Aşk / Perfect Sense”te dünyada nedeni belirsiz bir salgın ortaya çıkıyor. İnsanlar koku, tat derken tüm duyularını kaybetmeye başlıyorlar. Bu salgının ortasında, kadınlarla ilişki kuramayan şef Michael (Ewan McGregor) ve virüsler üzerine çalışan bilim insanı Susan (Eva Green) birbirlerine âşık oluyorlar. Glasgow’da çekilen bu aşk filminin yönetmeni David Mackenzie. İngiliz yönetmen Türkiye’de ticari gösterime girmeyen filmi “Hallam Foe”da da aşkı röntgencilik üzerinden işliyordu. Detaylar konusunda iyi bir gözlemci ve anlatımı sağlam bir yönetmen olan Mackenzie, “Yeryüzünde Son Aşk”ta başka bir yönetmenin elinde sakil durabilecek bir senaryodan aşka dair dokunaklı bir film çıkarıyor. Bilimkurgusal arka plan filme özgünlük kazandırıyor.