Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Aynı ankete göre, "AB'ye güveniyor musunuz?" sorusuna "hayır" diye yanıt verenlerin oranı % 78.1, "AB sürecinde önümüze daha ağır şartlar gelir mi?" sorusuna "evet" diye yanıt verenlerin oranı % 76.5. Milliyet'in dünkü manşeti şöyleydi: "AB'ye destek dibe vuruyor". A&G araştırma şirketinin yaptığı anketin sonuçları, Türkiye'de Avrupa Birliği (AB) ile bütünleşmeye olumlu bakanların hızla azaldığını, olumsuz bakanların oranının ise katlanarak yükseldiğini ortaya koyuyordu. Aşağıdaki tablonun da gösterdiği gibi, AB ile bütünleşmeye verilen desteğin 2004'de başlayan düşüşü son bir yıl içinde müthiş bir ivme kazanmıştı. 2004 2005 2006Türkiye AB'ye mutlaka girmelidir %67.5 %57.4 %32.2AB'ye kesinlikle girmemeliyiz % 8.7 %10.3 %25.6Girsek de olur, girmesek de %12.5 %18.2 %33.0Cevap yok %11.3 %14.1 %9.3 Tam bir yıl önce yayınlanan Tepki Cephesi adlı kitabımda, hem Türkiye'de ve hem de Avrupa'da, Türkiye'nin AB üyeliği yolunda ilerlemesine karşı olanların oluşturduğu cephenin güçlenebileceğini ve bunun AB sürecini olumsuz etkileyebileceğini belirtmiştim. Aradan geçen sürede yaşananlar bu olasılığın giderek arttığını düşündürüyor.Geçen hafta, Boğaziçi Üniversitesi - TÜSİAD Dış Politika Forumu'nun düzenlediği bir toplantıda konuşan AB uzmanı Kirsty Hughes de kaygılıydı bu konuda. Hughes, "AB - Türkiye İlişkilerinde Fırtınalı Sonbahar" başlıklı konuşmasında, AB'nin çok sorunlu bir dönemden geçmekte olduğunu hatırlatarak bu ortamda AB'de genişleme sürecinin durdurulması eğiliminin güçlendiğini belirtti. Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olanların yararlandığı bir ortamın doğduğunu anlattı. "Gerek Türkiye'de, gerekse Avrupa'da Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olanların sesi çok daha fazla duyuluyor, meydan onlara kalmış durumda" diyen Hughes, Türkiye'nin AB üyeliğine destek veren AB Komisyonu'nun da bu gelişmelerden olumsuz yönde etkilenmeye başladığını söyledi. AB cephesinde durum Hughes, Türkiye'nin bundan sonraki süreçte bütün olasılıkları hesaba katarak adım atmasının önemini vurguladı ve "AB nasıl olsa Türkiye'den vazgeçemez rahatlığı içinde olmayın" uyarısını yaptı. Ona göre, tam üyeliğe giden sürecin başlamış olması Türkiye açısından çok önemli bir kazanımdı. Sürecin şu ya da bu şekilde kesintiye uğraması ise bir daha hiç başlamaması tehlikesini de gündeme getirebilirdi. Hughes, uzlaşmazlık halinde AB'den gelebilecek 'ilerdeki bir tarihe randevu verme' teklifinin de sonunda aynı kapıya çıkacağını vurguladı.İstanbul'da bayramı güzel sayılabilecek bir havada geçirdik ama Türkiye - AB ilişkilerinde gerçekten de fırtınalı günler bizi bekliyor galiba. oulagay@milliyet.com.tr AB süreci kesilirse