Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Osman Ulagay


Oda başkanları yeni hükümetin KOBİ'lere özel ilgi göstermesini istiyor
Üyelerinin büyük çoğunluğunu KOBİ'lerin oluşturduğu Anadolu'daki bazı meslek odalarının başkanları, yeni hükümetin önce gerginlik ortamını kırarak istikrarı sağlamasını ve zamanı iyi kullanmasını, bu arada KOBİ'lere özel ilgi göstermesini istediler. Görüşlerini aldığımız oda başkanları şunları söyledi:
Ankara Sanayi Odası Başkanı Zafer Çağlayan: Yeni hükümet, yeni umutlar demek. Beklentimiz yine gerekli sosyal, adli, hukuki reformların yapılması. En büyük sorunumuz istikrarsızlık; siyasi ve dolayısıyla ekonomik istikrarı bir türlü yakalayamadık. Şu anda kaybedecek saniyemiz yok. Ekonomi için en azından altyapı çalışmalarına ağırlık verilmeli; SSK reformu, özelleştirme vs. bekletilmemeli. Ama bu hükümetin ne kadar icraatı olabilir, bilemiyorum.
KOBİ'lerle ilgili bir bakanlık kurulmasına mutlaka ihtiyaç var. KOBİ'ler teşvik kredileriyle canlandı, moral kazandı ancak 1,400 işletmeye verilen 17.5 trilyonla küçük sanayi kurtulmaz. Yeni hükümetin KOBİ'leri desteklemek için bir yol bulması lazım.
Çorum Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Ümit Uzel: İktidarın gitmesiyle bir sükunet, bir rahatlık geldi. Bu sükunetin ekonomiye yansımasını bekliyoruz. İnşallah KOBİ'ler de bu rüzgardan yararlanır. Geçtiğimiz 1 yıl çok kötüydü; Türkiye buna layık değildi. Hükümetten beklediğimiz, KOBİ teşvik kredilerini daha makul, %50 civarında faizlerle, daha hızlı olarak verecek bir sistem geliştirmesi.
Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mücahit Fındıklı: Türkiye bir olağanüstü halden geçiyor. Anadolu sermayesine yönelik, 'köktendinci' olduğuna ilişkin ithamlar var; böyle bir tasnif yapılmaması gerek. Birlikte yaşamak için asgari müşterekleri yakalamamız, uzlaşmamız şart. Ülkenin yumuşaması gerek.
Bu ara dönem çok uzamadan en geç mart ayında seçime gidilmeli, sandıktan ne çıkarsa kabul edilmeli. Bu hükümetin pek yaptırımı olamayacağını, seçime kadar ekonominin kilitleneceğini tahmin ediyorum. Özellikle yabancı sermayeyi etkileyecek bu gelişmeler. Bana göre ticari ya da ekonomik sorun yok; idarede, devlet mekanizmasında zaaf var. Bir reform lazım.
Sivas Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Ada: Bu hükümetten cesur kararlar almasını ve seçim kaygısı taşımadan ülke ekonomisini düzeltmesini bekliyoruz. KOBİ teşvik kredilerinin hızla işlemesi için para aktarılması lazım. Doğu ve Güneydoğu'da yarım kalan yatırımları tamamlamak için de 4.5 trilyon TL ayrıldı ama henüz verilmedi. Bu kredilerin aktarılması ve yayılması lazım. Devletin, verdiği sözleri biraz daha ciddiye almasını bekliyoruz. KOBİ'lerle ilgili olarak hükümette bir bakanın görevlendirilmesi, Hazine, Maliye, Sanayi Bakanlığı arasında çokbaşlılık yaşanması yerine KOBİ'lerin tek bir kurumla temas kurması gerekli.

Avrupa'da 1993'ten bu yana küçük ve orta ölçekli işletmelerin verimliliğinin büyük işletmelerinkinden daha hızlı arttığı ortaya çıktı. EIM Small Business Research and Consultancy tarafından yapılan bir çalışma, KOBİ'lerin bu dönemde ortalama yıllık %2.75 verimlilik artışı yaşadığını, büyük işletmeler içinse bu rakamın %2.5'de kaldığını gösteriyor.
KOBİ'lerin verimliliği 1988 - 90 döneminde yılda ortalama %1.0, 1990 - 93 döneminde ise yılda ortalama %1.5 artmış. Verimlilik artış oranının KOBİ'lerde üç dönem de düzenli olarak arttığı dikkat çekiyor.
Aynı araştırmaya göre birim işçi maliyetinin artışı, son dönemde KOBİ'ler ve büyük işletmeler için aynı olmuş: %1.5. İşletmelerin karlılığındaki ortalama yıllık değişim incelendiğinde ise 1988 - 90 döneminde bu rakamın büyük işletmeler için -%2.5, KOBİ'ler içinse %1.0 olduğu görülüyor. Sonraki iki dönemde ise karlılık artışı her iki tür işletme için de %0.25 ve %0.75 olarak gerçekleşmiş. 1988 - 1997 döneminin toplam değerlerine bakıldığında KOBİ'lerin karlılığının %0.5 arttığı, büyük işletmelerinkinin ise aynı kaldığı ortaya çıkıyor.

Küçük ve Orta Ölçekli Sanayi İşletmecileri Derneği (KOSİD) zor olanı başardı ve İstanbul'da "partenariat" türü bir fuar düzenlemek üzere hazırladığı projeyle Avrupa Birliği Komisyonu'ndan hibe almaya hak kazandı. Buna göre European Commission Investment Partnership - Avrupa Komisyonu Yatırım Ortaklığı (ECIP) çerçevesinde kullanmaya hak kazandığı 87.000 ECU'nün (14 milyar TL) ilk bölümü KOSİD'e gönderildi.
KOSİD Başkanı Sait Eyigöz, organizasyonun 1998 ilkbaharı için planlandığını, şu anda çalışmalar için sponsor arama aşamasında olduklarını söyledi. Eyigöz AB'nin projelerine destek için verdiği rakamın sembolik olarak görülmesi gerektiğini, önemli olanın bu inisiyatifin AB nezdinde KOSİD'e verilmesi olduğunu vurguladı. Proje kapsamında makina ve metal işleme sektöründe faaliyet gösteren KOSİD üyeleri İtalya, Fransa ve Almanya'dan şirketlerle ortaklık zemini kurmak üzere biraraya gelecek.

Maraşlı'nın girişimci ruhu, bu kez de Adana yolundan 2 kilometre içerde yalnız başına yer alan yapıda karşımıza çıkıyor. Burası, gazetecilik yaparken kuru kırmızı biberde aflotoksin bulunması sorununu irdeleyen, biber kurutulması için yeni bir yol olması gerektiğini düşünen ve bunun üzerine "el değmeden biber işleme tesisi" kurmaya girişen Mehmet Biçkes'in işletmesi.
Kardeşi Ankara'da makina üretimiyle uğraştığından, bu yeni yolu bulmak Biçkes için zor olmamış. 3 - 4 mühendisin yaptığı araştırmalar sonucu bir biber kurutma tesisi geliştirilmiş. Biçkes bu tesise yüksek ve riskli yatırımdan gözü korkan bibercilerin rağbet etmediğini, bunun üzerine kendisinin gazeteciliği bırakıp "biberciliğe" soyunduğunu söylüyor: "Biberde hala 100 yıl öncesinin teknolojisi kullanılıyor. Bizim tesisimiz oldukça yüklü bir yatırım gerektirdi ama Türkiye'nin tek el değmeden acı biber üreten tesisi oldu. Bu riskli bir yatırım çünkü biber sadece üç ay işlenebiliyor. Biz de kalan 9 ayda mevsimlerine göre mısır, nane, soğan vb. sebze ve meyveleri kurutarak tesisi işler tutacağız."
İşletme planlanırken bir araştırma sistemi kurulmuş ve üniversiteden de destek elde edilmiş. Araştırılması planlanan konular arasında kayısı, fıstık gibi civar bölgelerin ürünlerinin kurutulması da var. Amaç, hava koşullarına dayanarak sağlıksız ortamlarda kuruyan meyve - sebzede oluşan ve Avrupa'nın hassasiyet gösterdiği aflotoksini ortadan kaldırmak.
1996 yazının sonunda tamamlanan Müsan tesisi, tam işletmeye geçmek için biber mevsimini bekliyor. Geçen yıl yapılan deneme üretimi, Biçkes'in anlattığına göre başarılı olmuş; hatta üretilen pul biberin tane büyüklüğü o kadar homojen, rengi o kadar canlı ki şimdiye kadar resmi olarak 'açık kırmızı' ve 'koyu kırmızı' olarak iki kategoride değerlendirilen pul biber Müsan'la birlikte yeni bir kategori kazanmış: 'parlak kırmızı'.
Müsan üniversite desteğinin yanı sıra Hazine'den 100.000 dolar ihracat garantisiyle teşvik almış; Türk Teknoloji Geliştirme Vakfı'ndan da ar - ge desteği almak üzere. Başarısının arkasındaki diğer bir sır, Biçkes'e göre makinaların kendi yapımları olması ve anında teknik servis alabilmeleri. Biçkes, biberde asıl hedeflerinin kendi markalarıyla Avrupa'ya ihracat olduğunu söylüyor: "Geçen yıl ürettiğimiz denemelere Avrupa'dan talep geldi. Bu sene inşallah yeğenlerin falan çabasıyla yurt dışına satış yapacağız."
Kahramanmaraş'ta yılda 50 bin ton yaş biber işlendiğini belirten Biçkes kendi başlangıç hedefini 1000 ton olarak açıklıyor. Biberden sonra Müsan'ın 1997 programında 30 ton sarmısak, 30 ton soğan, 20 ton nane ve maydanoz kurutmak var.
Şu anda ufak bir ofis, personel bölümü ve deneme makinasının bulunduğu fabrikadan oluşan Müsan yaklaşık 30 kişi çalıştırmayı ve "araştırmacı bibercilik"e biber çeşitlerinin verimini deneyerek devam etmeyi planlıyor.

Henüz programını hazırlamakta olan yeni bir hükümetimiz var. Yeni hükümette 20'si devlet bakanı olmak üzere tam 38 bakan yer alıyor. Devlet bakanları arasındaki görev dağılımı galiba henüz kesinleşmedi ama söz konusu devlet bakanlarının spordan kadın sorunlarına kadar uzanan çeşitli konularla ilgili görevler üstleneceklerini biliyoruz.
Yeni bir hükümet, yeni bir başlangıç söz konusu olduğuna göre acaba yeni bir yaklaşımla, devlet bakanlarından biri "KOBİ bakanı" olarak görevlendirilemez mi?
Bu öneriyi getirirken KOBİ'ler için bir bakanlık kurmanın, ya da bir devlet bakanına KOBİ'lerle ilgili görev vermenin küçük ve orta boy firmaların sorunlarını çözecek sihirli bir formül olmadığını biliyoruz. Buna karşın böyle bir bakanlığın kurulması ve bu işe gönül vermiş bir bakanın tüm çabasını bu konuya harcamasının KOBİ'lerimizin gelişmesine önemli katkılar yapabileceğini düşünüyoruz.
Burada önemli olan, yeni hükümetin KOBİ'lerin özel önemini kabul ettiğini ortaya koyan bir anlayışı ortaya koyması. Adet yerini bulsun diye hükümet programına konacak olan birkaç satırın ötesinde, KOBİ'lerin üvey evlat muamelesi görmeyeceğini kanıtlayan bir anlayışın sergilenmesi. KOBİ'leri savunacak bir bakanı hükümete alarak kaynak tahsislerinde KOBİ'lerin unutulmayacağının kanıtlanması.
Ayrıca KOBİ'lere yönelik olarak sürdürülen çabaların koordine edilmesi ve KOSGEB gibi kuruluşların daha etkili çalışmasının sağlanması, KOBİ'lere yeni ufuklar açacak düzenlemelere ve uygulamalara yön verilmesi için de bir KOBİ bakanlığının kurulmasını savunulabilir. Bazı Avrupa ülkeleri gibi biz de bunu yapabilir, küçük işletmelere hakkettikleri özel ilgiyi gösterebiliriz artık.

Yazara Email O.Ulagay@milliyet.com.tr