Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Benzersiz Bach yorumlarıyla ünlenen Kanadalı piyanist Glenn Gould, "Hayatımın geri kalanını ıssız bir adada geçirmek zorunda kalsaydım ve bu süre boyunca yalnızca tek bir bestecinin yapıtlarını dinlememe ve çalmama izin verilseydi bu besteci hiç kuşkusuz Bach olurdu" demiş. "Glenn Gould Hakkında 32 Kısa Film" adlı ilginç bir yarı belgesele de konu olan sıra dışı yaşamı 50 yaşında noktalanan Glenn Gould, Bach'ı tüm bestecilerden farklı gören ünlü müzisyenlerden yalnızca biri. Viyolonselin gelmiş geçmiş en büyük ustalarından Pablo Casals'ın şu sözleri de bu farkı anlatıyor: "Seksen yıldır her sabah kalkar kalkmaz piyanoya oturup Bach'ın iki prelüd ve fügünü çalarak başlarım güne. Böylece üzerinde yaşamaktan mutlu olduğum dünyayı yeniden keşfetmiş olurum." (Her iki alıntı da İngiltere'de yayımlanan Gramophone adlı klasik müzik dergisinin Bach'ı kapak konusu yaptığı ocak 2000 sayısından)
       Bach'ın müziğinde sürekli olarak yeni şeyler keşfettiğini yazan yıldız piyanistimiz Fazıl Say da, Bach'ın tamamlayamadan öldüğü "Füg Sonatı"nı çalarken neler hissettiğini Uçak Notları'nda şöyle anlatıyor: "Bu eserde ben bir göklere ulaşmak tutkusu hissediyorum. Bach sanki bir ipe sımsıkı tutunmuş, yukarıya, gökyüzünün sonsuzluğuna doğru tırmanmak istiyormuş gibi canlanıyor gözümde... Sanki bir yarış bu... Tanrıya koşarak yapılan yarışta, kim daha sürekli, kim daha derinden ulaştıracak sesini? İnanılmaz bir yükseliş başlıyor. Her ses partisinin konuşmasıyla gökyüzünde yeni mesafeler kat ediyoruz..."
       Bach'ın müziğindeki bu benzersiz yüceliği, insanı sonsuzluğa doğru yükselten o tarifsiz duyguyu tatmak için müzisyen olmak şart mı, bilmiyorum. Bana öyle geliyor ki biraz kulağı olan herhangi biri, kendini müziğe verip biraz Bach dinlese mutlaka farklı bir şeyler hisseder. "O müziğinde ruhun dilini yakalamıştı" diyen ünlü bariton Dietrich Fisher - Dieskau'nun bu sözleri açıklayabilir belki Bach'ın müziğindeki bu mucizevi niteliği.
       28 Temmuz 1750'de ölen Johann Sebastian Bach'ın 250. ölüm yıldönümü nedeniyle bu yıl dünyanın birçok ülkesinde çeşitli etkinlikler ve özel konserler düzenlendi. Hansler ve Teldec firmalarının Bach'ın tüm yapıtlarını kapsayan CD setlerinin yanı sıra diğer klasik müzik firmaları da çok sayıda Bach CD'si çıkartıyor bu yıl. Bach tutkunları için ve Bach'ı henüz keşfetmemiş olanlar için büyük fırsatlarla dolu bir yıl 2000. Deprem felaketiyle ya da Hizbullah vahşetiyle sarsıldığı bir dehşet anında bile Bach'a sığınarak kendine gelebilir insan.
      


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr