Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bugün yurtdışında yaşayan ve geçen hafta İstanbul'da bulunan bir dostumla yaptığımız sohbet sırasında edindiğim izlenimleri aktaracağım. Halen Washington'da yaşayan ve Dünya Bankası ile IMF'yi çok yakından tanıyan ve uluslararası deneyime sahip, yetkin bir ekonomist olan dostumun üzerinde durduğu noktaların başlıcaları, benim anlayabildiğim kadarıyla şunlar: Türkiye şu anda tam anlamıyla bıçak sırtında, zor bir programı uygulamaya çalışıyor. Hükümete duyulan güvensizlik aşılmadan programın başarıya ulaştırılması pek mümkün görünmüyor. Ancak demokratik süreç içinde bu güven sorununun nasıl aşılacağı da açık değil. "Bundan sonra ekonomik krize giren hiçbir ülkeyi kurtarmak için mali destek verilmeyecek" sloganıyla göreve başlayan Bush yönetimi, ilk krize giren ülke Türkiye olunca zor durumda kaldı ve IMF'yi devreye sokarak Türkiye'ye destek verilmesini sağladı. Durum böyle olduğu için, biraz da dış telkinle bu programa girmiş olan IMF, programın yürüyemeyeceğine kanaat getirdiği anda desteğini derhal çekebilir. Bu bakımdan IMF'nin bu program uygulanırken yaptığı ve yapacağı uyarılarını bire bir ciddiye almak gerekir. Türkiye'nin şu anda "dalgalı kur" rejimi dışında bir kur rejimi uygulaması pratik olarak olanaksız. "Yönetilen dalgalı kur"u bile uygulayamaz şu an için Türkiye. Ancak bugün gerekli olan "dalgalı kur"un Türkiye'nin sürekli olarak uygulayabileceği bir rejim olmadığını da baştan söylemek lazım. Bu kritik dönem aşılınca ve asgari bir güven ortamı oluşunca farklı bir kur rejimine geçilmesi gerekir ve "yönetilen dalgalı kur" o zaman gündeme gelebilir. İşlerin iyice sarpa sardığı noktada, "Bu iş böyle gitmiyor, sermaye kaçışı bizi bu hale düşürdü, o halde sermaye hareketlerine kontrol getirelim", denirse Türkiye çok daha büyük bir çıkmaza sürüklenir. Biz Türkiye'de yaşarken günlük olaylardan, toplumdaki tepkilerden, döviz kurlarındaki ve duygularımızdaki dalgalanmalardan ister istemez etkileniyoruz, değerlendirmelerimizi çoğu kez bu etkiler altında yapıyoruz. Türk olduğu ve Türkiye'yi iyi tanıdığı halde Türkiye dışında yaşayan ve Türkiye'yi dışarıdan izleyen kişilerin bakış açısı bu bakımdan bizimkinden biraz farklı olabiliyor, bu kişiler tek tek "ağaçlar"ı yani ayrıntıları bizim kadar göremeseler de "orman"ı, yani genel tabloyu bazen bizden daha iyi görebiliyorlar. Evet, Washington'da görevli dostumun saptamaları bunlar ve bu saptamalar da ne kadar zor bir geçitten geçmekte olduğumuzu gösteriyor bize. IMF desteği ile sürdürmekte olduğumuz programı uygularken yapacağımız en ufak bir hata bile bizi yeni çıkmazlara sürükleyebilir. İşin kötüsü bu durumun farkında olmayanların ya da bu programı çözüm olarak görmeyenlerin sayısı hiç de az değil ülkemizde. oulagay@milliyet.com.tr