Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Chelsea - Barcelona maçında beni en çok etkileyen şey, sahadaki futbolcuların sıra dışı hüner ve becerilerini sınırsız bir mücadele gücüyle kusursuz şekilde birleştirerek ortaya koymaları oldu. Ronaldinho ve Messi gibi süper yıldızlara sahip olan Barcelona'nın gol pozisyonu yaratma kapasitesi Chelsea'nin çok üstündeydi ama Chelsea savunmasının son anda yaptığı golü önleme müdahaleleri de tek kelimeyle müthişti. Elli yıldır maç izlerim, savunmada böyle bir zamanlama mükemmeliyeti görmedim. Hemen her erkeğin ve giderek daha fazla kadının futbol yorumu yaptığı bir ülkede benim gibi uzmanlık iddiası taşımayan bir izleyicinin kalkıp da futboldan söz etmesi kolay değil. Biraz da bu zorluğu düşünerek futbola bulaşmıyordum bir süredir. Ancak geçen Çarşamba gecesi oynanan Chelsea - Barcelona karşılaşmasını televizyondan izledikten sonra bu maçın bende yaptığı çağrışımları mutlaka yazmam gerektiğini düşündüm. Barcelona'nın büyüleyici ahengiyle oyunun üçte ikisini 10 kişiyle oynamak zorunda kalan Chelsea'nin sergilediği mücadele gücü, yalnızca futbol adına değil, daha genel anlamda umutlandırdı beni. Bazen paranın futbolu teslim aldığını ve pahalı yıldız futbolcuların fazla profesyonelleştiğini düşünüyordum ama bu maçı izleyince umudum arttı. Salt paranın gücüyle yaratılamayacak bir olay yaşattı bize futbol sahasındaki insanlar. Futbolla ilgilenen herkes geçen haftaki Chelsea -Barcelona maçını izleyerek önemli dersler çıkartabilir. Geçen hafta İzlanda'da yaşananlar ise "cari açık önemli değil, ülkeye para giriyorsa sorun çıkmaz" diyenlerin yararlanabileceği bir ders niteliği taşıyor bence.İzlanda, Avrupa'nın en kuzeyinde yer alan 300 bin nüfuslu bir ada ülkesi. Kişi başına 30 bin dolara yaklaşan bir gelir düzeyine sahip olan ve başlıca geçim kaynağı balıkçılık dışında adından pek söz edilmeyen bir ülke. Futbolla gelen umut Dış ödemeler dengesinde giderek büyüyen cari açıklar veren İzlanda'da faiz oranlarının % 11 dolayına yükselmiş olması bu yüksek faizden yararlanmak isteyen yatırımcıların ve yatırım fonlarının gözünden kaçmamış. "Carry trade" denen yöntemle, örneğin euro ile borçlanıp İzlanda kronuyla yatırım yapanlar iyi para kazanmaya başlamış. Bizim hiç de yabancısı olmadığımız bir durum yani.Ancak geçen hafta Fitch adlı rating (değerlendirme) kuruluşu "cari açığın sürdürülemez boyutlara tırmandığı" gerekçesiyle İzlanda'nın kredi notunu düşürünce İzlanda kronuyla yatırım yapmış olan fonlarda panik başladı. İzlanda kronu iki günde % 10'a yakın değer yitirdi ve Financial Times'ın haberine göre, yatırımcıların 18 ayda elde ettiği kâr iki gün içinde zarara dönüştü.Dahası, İzlanda gibi küçücük bir ülkede yaşanan bu panik anında bütün "Yükselen Pazar" ülkelerinin döviz ve tahvil piyasalarını etkiledi. Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Polonya, Meksika ve Türkiye gibi ülkelerin paraları ilk anda değer kayıplarına uğradı. İzlanda'dan kaçmaya çalışırken başka ülkelerdeki kârlı pozisyonları kapatma çabası bu sonucu doğurdu.Öğrenmek isteyen için derslerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. oulagay@milliyet.com.tr Cari açık dersleri