Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu korkunç cinayeti öğrendiğimde, sabahtan beri içimde beslediğim garip tedirginliğin yersiz olmadığını anladım. Türkiye'nin ancak dünyada yaşanmakta olan büyük dönüşüme odaklanarak kabuğunu kırabileceğini ve atılım yapabileceğini adım gibi biliyorum ama Türkiye'de değişimi ve dönüşümü düşlemenin bile bir bedeli var, onu da biliyorum. Türkiye'yi içeride kanlı hesaplaşmalara sürükleyip dünyadan koparmak ve değişimin dışında tutmak isteyenler azımsanmayacak bir güce sahip hâlâ. Bu nedenle ne zaman değişime, dönüşüme odaklansam, bunun anlamsız olduğunu gösteren bir olayın patlayabileceğini düşünüp garip diye bir tedirginlik duyuyorum. Cuma günü öğleden sonra, o sabah dinlediklerimin ışığında medyayı, değişimi, Türkiye'yi, dünyayı ve gelecek hafta Davos'ta yapılacak olan Dünya Ekonomik Forumu'nun gündemini düşünürken telefon çaldı. Hattın diğer ucunda Meral Tamer vardı. Alışık olmadığım, titreyen bir sesle "Hrant Dink öldürülmüş" diyordu. Cuma gününe değişime odaklanan bir toplantıya, Doğan Yayın Holding'in(DYH) yıllık medya buluşmasına katılarak başlamıştım. Gazete köşelerinde çeyrek yüzyılı devirdikten sonra, bu tür ufuk açıcı tartışmaları dinlemek ya da küresel boyuttaki gelişmeleri izleyip yorumlamaya çalışmak, ekonomideki ya da siyasetteki günlük gelişmeleri değerlendirmekten çok daha anlamlı geliyor bana. Dünya Ekonomik Forumu'nun Davos'taki yıllık toplantılarına da bu amaçla katılıyorum yıllardır.DYH'nin bu yılki medya buluşmasının teması "Değişimi Çözmek" olarak belirlenmişti. Uluslararası medyanın ve reklam dünyasının bu buluşmaya katılmak üzere İstanbul'a gelmiş olan ünlü isimleri, iletişim teknolojilerindeki atılımın dönüştürdüğü ve değiştirdiği bir dünyada, medyanın geleceğini tartıştılar.Bilgi ve iletişim teknolojisindeki devrim ve internetin yaygınlaşması dünyayı hızla değiştiriyordu ve medya da buna uyum sağlamak zorundaydı. Medya yöneticilerinin yanı sıra iş dünyasını ve siyasetçileri de farklı düşünmeye zorlayan bir dönüşüm yaşanıyor, internet üzerinden sesini duyurabilen, talebini yansıtabilen kitleler yeni bir güç olarak sahneye çıkıyordu. Değişimi çözmek Benim bu toplantıyı izlediğim saatlerde İstanbul'da yapılan başka bir toplantıda TÜSİAD'ın "Türk Demokrasisi'nde 130 Yıl" başlıklı raporu açıklanıyordu. TÜSİAD Başkanı Ömer Sabancı, raporu sunarken yaptığı konuşmada, "Daha gelişmiş bir demokratik yapı, Türkiye'yi iç çekişmelerden uzaklaştırarak ve toplumsal uzlaşmayı tesis ederek siyasal ve ekonomik istikrarı kalıcı hale getirecektir" diyordu. Kendi amcası da karanlık bir cinayete kurban gitmiş olan Sabancı, daha şeffaf ve katılımcı bir demokrasiye yönelmenin statükocu kesimlerde bir direnç yaratmasının doğal olduğunu da vurguluyordu.Türkiye'nin bu direnci kırmadan ilerlemesi ve dünyada kendine iyi bir yer bulması olanaksız. Statükonun direncini kırmak ve değişimi çözmek zorundayız. Bu uğurda çaba gösterdiği için katledilen Hrant Dink'i de ancak böyle yaşatabiliriz. oulagay@milliyet.com.tr Demokrasi açığı