Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Dünyanın öküzün boynuzunda durduğuna küçük bir çocukken bile inanmamıştım ama şimdi çocuk sayılamayacak yaşa erişmiş biri olarak, dünyanın 70’lik erkeklerin penisinde durduğuna inanma noktasına geldim. İtiraf edeyim ki beni medya getirdi bu noktaya.
Sürekli olarak okuduğum yerli - yabancı yayın organlarında ve internet sitelerinde, İtalya’nın 70’lik Başbakanı Silvio Berlusconi’nin sonu gelmez seks serüvenlerini izlemekten helak olmuşken bir de 70’lik Halis Toprak Ağamızın 17 yaşındaki bir hatunla evlenmesi çıktı başımıza. Yazılar, tepkiler, röportajlar birbirini izliyor, manşetlerden düşmüyor Halis Ağa.
“Bir hanımın isteyebileceği en iyi iş bende” demiş Halis Ağa, Ayşe Arman’a ve 20’lik erkeklerin bu alanda kendisiyle boy ölçüşemeyeceğini iddia etmiş. Çocuğu, hatta torunu yaşındaki kadınlarla düşüp kalkmaya bayılan Berlusconi de sık sık buna benzer iddialarda bulunuyor, erkekliğinin sarsılmaz gücüyle övünüyor. Ve bu tür haberler, dünyanın en önemli sorunlarına fazla yer ayıramayan basın - yayın organlarında sürekli olarak manşetleri süslüyor.

Paradigma sıçraması
Bunları okudukça konunun önemini idrak etmeye başlamıştım zaten ama benim için bardağı taşıran damla, ciddiyetiyle ünlü Financial Times gazetesinin, İtalya’nın 70’lik Başbakanı Berlusconi’nin yatak odasına uğrayan hatunlardan birine, Patrizia D’Addario’ya neredeyse tam bir sayfa ayırması oldu. İş dünyasının önde gelen gazetesi bile bunu yaptığına göre “Kim bilir, dünya belki gerçekten de 70’liklerin penisi üzerinde duruyor” diye düşünmeye başladım.
Bu paradigma sıçramasını yaptıktan sonra müthiş rahatladım. Dünyanın nerede durduğunu saptadıktan sonra karmaşık gibi görünen sorunları bile daha kolay anlayabiliyorsunuz. Dünya gerçekten 70’liklerin penisi üzerinde duruyorsa o zaman sık tekrarlanan küresel sarsıntıları, ani çıkış ve inişleri, iklim değişikliklerini falan açıklamak bayağı kolaylaşıyor.

Komplo senaryosu
Ayrıca konuyla ilgili olayları bir araya getirerek mükemmel komplo senaryoları yazmak da mümkün. Bakın size bir örnek vereyim.
Bayan D’Addario’nun medyaya yansıyan açıklamalarına göre, Başbakan Berlusconi’nin yatak odasında şöyle bir sahne yaşanmış. Çapkın Başbakan, Bayan D’Addario’ya, “Ben bir duş alacağım, sen yatağın üstüne çık, beni bekle” diyor. Aynı mekâna daha önce de geldiği anlaşılan Bayan D’Addario, “Putin’in yatağına mı?”, diye soruyor. Berlusconi, “Evet, Putin’in hediye ettiği yatağa”, diye cevap veriyor.
Bu itirafın üzerinden birkaç hafta geçiyor ve ne oluyor? Rusya Başbakanı Putin, Berlusconi ile birlikte Türkiye’ye geliyor ve Başbakanımızla çok önemli enerji anlaşmalarına imza atıyor. Aynı günlerde Bayan D’Addario da Türkiye’ye geliyor ve bir Türk televizyonunda canlı yayına çıkıyor. İşte size mükemmel bir senaryo, istediğiniz gibi yorumlayın bakalım.
Bir kere sapıtınca arkası kolay geliyor, siz medyayı dikkatle izlemeye devam edin.


Çok farklı bir 70’lik büyüsü
İstanbul’da iki konser veren Leonard Cohen, geçen hafta gazetelerimizin birinci sayfalarında boy gösteren bir başka 70’likti. Ancak o, dili beline dolanmış olan 70’liklerden çok farklıydı. Yaşının güzelliğini de kullanarak çok farklı duyarlılıklara seslenebilen bir şair - şarkıcı vardı sahnede ve onun seslendirdiği erotizm derinden etkiliyordu insanı. Benim gibi Leonard Cohen olayını her nasılsa kaçırmış olan biri için bulunmaz bir fırsattı onu ve müzisyen arkadaşlarını şimdi dinlemek. Onu gençliğimde dinleseydim bu kadar etkilenir miydim, doğrusu bilmiyorum ama 74 yaşındaki şarkıcıyı 60’larımdayken dinlemek her yaşın kendine özgü bir büyüsü olabileceğini hatırlatarak farklı bir mutluluk verdi bana.

ABD resesyondan çıkıyor mu?
ABD’de ekonominin resesyona girdiğini ve resesyondan çıktığını açıklama yetkisine sahip olan komitenin bir üyesi, Jeffrey Frankel, Bloomberg’e yaptığı açıklamada ABD ekonomisinin geçtiğimiz temmuz ayında resesyondan çıkmış olabileceğini söyledi. NBER adlı kuruluş bünyesinde oluşturulan “resesyonu tarihlendirme komitesi”nin üyesi olan Frankel bunu sadece bir olasılık olarak ifade etmiş olsa da önceki gün açıklanan işsizlik verileri de bu olasılığı artık hesaba katmak gerektiğini düşündürüyor.
Açıklanan son veriler temmuz ayında, ABD’deki tarım dışı işsizler ordusuna katılanların sayısında beklenenin de üstünde bir düşüş olduğunu ortaya koydu. İşsiz oldukları halde iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı da artınca ABD’deki işsizlik oranı da beklenmedik biçimde % 9.5’ten % 9.4’e indi. Böylece 2008 Nisan’ından beri ilk kez işsizlik oranında artış değil düşüş yaşanmış oldu.
ABD’de konut fiyatları endeksindeki düşüşün durduğunu gösteren verilerden sonra işsizlik cephesinden de daha iyi haberlerin gelmesi resesyondan çıkma umudunu artırıyor ama her iki cephedeki olumlu gelişmelerin geçici olabileceğini belirterek ihtiyatlı iyimserlik tavsiyesinde bulunan ciddi ekonomistler de var.

OECD de umutları artırdı
Öte yandan OECD’nin ekonomik büyüme trendlerini izleyen öncü göstergeleri de tüm dünyada krizin aşılmakta olduğunu ve ekonomilerdeki küçülme eğiliminin tersine döndüğünü gösteriyor. Fransa ve İtalya hariç hiçbir ülkede büyümenin kriz öncesi bulunduğu noktaya geri dönmesi söz konusu değil ama aylardır aşağı doğru giden eğrinin hemen her yerde başını kaldırdığı görülüyor. OECD’nin öncü göstergeleri de küçülme sürecinin sonuna gelinmiş olabileceğini gösteriyor.