Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Almanya'nın en büyük bankası olan Deutsche Bank'ın Yönetim Kurulu Başkanı Rolf Breuer geçen hafta İstanbul'daydı. Bankanın İstanbul şubesinin resmi açılışı nedeniyle verilen resepsiyonda Bay Breuer ile birkaç kelime konuşma olanağını bulduğumda ona Euro'nun ve Euro'nun değeriyle ilgili tahmin yapanların içler acısı durumunu sordum. "Evet" dedi Bay Breuer, "Euro'nun değeri konusunda istisnasız bütün ekonomistler ve tahminciler yanıldı, böyle bir olaya ben ilk kez tanık oluyorum."
       1999 başında büyük umutlarla doğduğunda 1.17 dolar eden Euro'nun yıl sonunda 1.40 dolara kadar yükseleceğini tahmin eden dünyanın anlı şanlı ekonomistleri için son 16 ay hayli tatsız geçti. Euro'unun değeri 90 cente doğru gerilerken yanılanlar listesine dahil olmamak için tek çarenin Euro'nun geleceğiyle ilgili tahmin yapmamak olduğunu öğrenenlerin sayısı da giderek arttı.
       Bu köşenin yazarı geçen yıl Davos'ta da yinelenen iddialı Euro tahminlerini fazla ciddiye almamak basiretini gösterdi ama birkaç hafta önce ABD borsalarında yaşanan büyük düşüşün Euro için bir dönüm noktası olabileceğini düşünenlerin görüşlerini yansıtmaktan kendini kurtaramadı.
       Euro'nun zaafiyeti konusunda rivayet muhtelif. Euro dolar karşısında değer yitirmeye devam ettikçe bunun nedenleri konusunda bulunan gerekçeler de çeşitleniyor. Euro'yu kabul eden Avrupa ülkelerinin temel ekonomik göstergeleriyle ABD'ninkileri karşılaştıranlar, Euro'nun gerçek değerinin hiç değilse 1.10 dolar olması gerektiğini söylerken Euro'nun 90 cent dolaylarında dolaşmasını "piyasaların Euro'ya güven duymaması" ile açıklayanlar hayli fazla. Bu güvensizliğin ardında ise Euro'nun dayanağını oluşturan Avrupa ülkelerinin ekonomilerini yenileme ve 'yeni ekonomi'de başarılı olma kapasitelerine duyulan güvensizlik yatıyor.
       Avrupa ülkeleri Euro'ya hazırlık sürecinde bütçe açıklarını kapatma yolunda önemli adımlar attılar ama sosyal güvenlik sistemlerini rasyonalize etme, işgücü piyasalarını esnekleştirme ve girişimciliği bürokratik engellerden arındırma yolunda fazla mesafe alamadılar, 'yeni ekonomi'de büyük ataklar yaparak rekabet güçlerini yeterince geliştiremediler. Bu koşullarda Euro'nun değer yitirmesi aslında Avrupa sanayiinin işine geldi, ABD karşısındaki rekabet gücü açığını parasını zayıflatarak kapatan Avrupa ihracatını artırarak ekonomik büyümesini hızlandırma olanağını buldu.
       Bu temel denklem değişmeden Euro'nun beklenen değerlere yükselmesi kolay olmayacak gibi görünüyor ama olay bundan ibaret değil.


Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr