Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu dramın baş sorumlusu olan iki erkek, yani George W. Bush ve Tony Blair ise insanlık adına, devlet adamlığı adına, erkeklik adına, yüz kızartıcı bir tavır içinde. Bu iki zat, savaşı başlatma gerekçelerinin hepsi çürütüldüğü için, bu büyük trajediyi neden sahneye koyduklarını akılla, mantıkla, bilgiyle açıklayamadıkları için Tanrı'ya sığınıyor şimdi. Uygarlık adına yapılan akıl almaz işkencelere ortam hazırlayan bu iki zat şimdi hiç utanmadan, sıkılmadan "bizi Tanrı yargılayacak" diyor. Bugün 8 mart, Dünya Kadınlar Günü. Bugün, dünyanın pek çok başkentinde binlerce kadın ABD büyükelçiliklerine giderek "barış dilekçesi" verecek. Bu çağrının dikkate alınacağını hiç sanmadığını belirten Observer gazetesi yazarı Mary Riddell, İngiltere'den Irak'a, milyonlarca kadının ve erkeğin, savaşı önleme çabası sonuç vermediği için bugün Irak'ta büyük bir insanlık dramı yaşandığını vurguluyor. Kadınlar Günü beni ekonominin dışına çıkmaya ve Bush ile Blair'e duyduğum derin tepkiyi bir kez daha ifade etmeye zorladı ama ekonomide de gündemin hayli kızıştığı ve kafaların hayli karıştığı bir dönemdeyiz. Bizim kendi aramızda sürdürdüğümüz tartışmaya bir de Kemal Derviş gelip katkıda bulununca bu tartışma daha da renklendi. Tartışmanın odak noktasında aşırı değerlenen YTL'nin ve büyüyen cari işlemler açığının bulunması ve, kimilerine göre, izlediği para - faiz politikasıyla bu sorunların ağırlaşmasına katkıda bulunmuş olan TC Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti'nin görev süresinin bitmek üzere olması da tartışmanın heyecanını artırıyor. Hükümetin Serdengeçti'nin görev süresi dolunca ne yapacağını sır gibi saklaması da bu heyecana katkıda bulunuyor. Bu arada Sayın Başbakan'ın ve bazı diğer bakanların sözlerinden anlamlar çıkartıp neler olacağını kestirmeye çalışanlar da yok değil.Bütün bunlar yaşanırken, sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi davranıp, uygulanan ekonomik programdan en ufak bir sapma olmayacağını vurgulayan bir Ali Babacan var. Ekonomide her şeyin yolunda gittiğini, bu gidişatı bozmaya kimsenin gücünün yetmeyeceğini, Türkiye'ye gösterilen güvenin bu programın devamına bağlı olduğunu tekrarlıyor Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Babacan. Heyecan ve Babacan Sayın Babacan'ın uygulanan programın sahibi ve uygulayıcısı olarak böyle konuşması doğal ama acaba "kimse bir şey beklemesin, programdan en ufak sapma olmaz" derken kimin adına konuşuyor Sayın Babacan? Kabine arkadaşlarının kaç tanesi onun gibi düşünüyor?Hükümet üyeleriyle yakın temas halinde olan özel sektör mensuplarının edindiği izlenimi TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu şöyle özetlemiş: "Makro- ekonomik istikrar programını sürdürelim mi, vaz mı geçelim? Vazgeçmek isteyen bir kesim bakan var gördüğüm kadarıyla.. Kur artsın diyenler, istikrar programından vazgeçelim diyorlar." (Murat Yetkin, Radikal, 3 Mart 2006)Heyecanın artacağı, kafaların daha da karışacağı bir döneme girdik galiba. Ali Babacan için de hayat kolay olmayacak bu dönemde. oulagay@milliyet.com.tr Babacan'ın ikilemi