Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Geçen cuma başlayan ve 30 Haziran’a kadar sürecek olan Uluslararası İstanbul Müzik Festivali masal değil gerçek. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın krizlere meydan okuyarak gerçekleştirdiği festivalde bu yıl da uluslararası üne sahip solistleri, ses sanatçılarını, toplulukları ve orkestraları dinleme ayrıcalığını elde edeceğiz. Klasik müziğe gönül verenleri gerçek bir müzik ziyafeti bekliyor.
Festival’in ana sponsoru olan Borusan Holding ayrıca giderek farklı bir kimlik kazanmaya başlayan Borusan Filarmoni Orkestrası’nı geliştirmek için harcadığı çabayla da her türlü övgüyü hak ediyor. ABD’de bazı eyalet orkestralarının kriz nedeniyle can çekiştiği bir ortamda, koskoca bir senfoni orkestrasını yaşatmak ve geliştirmek hafife alınacak bir iş değil. Bunu göze alacak kişinin Borusan Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Kocabıyık kadar iddialı ve kararlı bir sanatsever olması gerekiyor.

Muhtar Kent’in görüşü
Ahmet Kocabıyık’ın müziğe ve sanata yaptığı katkılar nedeniyle Kennedy Vakfı tarafından ödüllendirilmesi vesilesiyle düzenlenen davette Coca Cola’nın CEO’su Muhtar Kent ile karşılaştık ve ayaküstü sohbet etme olanağını bulduk. Krizden çıkış sürecini nasıl gördüğünü sordum Muhtar Kent’e: “Dibe doğru yaklaştığımızı hisseder gibiyiz ama gözlüğümüz hâlâ buğulu, dibi net olarak göremiyoruz” dedi. Krizden çıkış sürecinde kilit faktör olarak görünen Amerikalı tüketicinin durumunu sorduğumda da, dayanıklı tüketim malları ve otomobil gibi ürünlerde talebin kriz öncesi düzeye yükselmesinin beklenemeyeceğini, buna karşılık gıdada ve günlük ihtiyaçlara yönelik talepte ciddi bir toparlanmanın başladığını söyledi. En ilgi çekici sıçrama ise bambaşka bir alanda gerçekleşmiş; kriz, sinemaya giden Amerikalıların sayısında % 30’a varan bir artışa yol açmış.
Küresel ekonomideki toparlanmaya ancak ABD’nin öncülük edebileceğine inanan Muhtar Kent’in değerlendirmesi de, bazı göstergelerdeki olumlu gelişmelere bakarak “Kriz bitti, bitiyor” masalları anlatanlara inanmak için henüz erken olduğunu gösteriyor.

Yatırım masalı ve IMF       
Başbakan Erdoğan’ın geçen hafta açıkladığı kapsamlı önlemler paketi sayesinde Türkiye’nin büyük bir yatırım patlamasına ve tüketim canlanmasına sahne olacağını ileri süren masallara da fazla itibar etmemek gerekiyor. Halkın elinde çok para olduğu ve bunu harcamak için sabırsızlandığı iddialarını da gerçeklerle hayaller arasındaki alanda geçerli olabilecek iddialar olarak görmek lazım.
Bu arada 1001 Gece Masalları’na dönüşen IMF ile ilişkilerde ne olup bittiğini merak edenlere bir duyum aktarayım. Edindiğim bilgiye göre, bizim hükümet yetkilileriyle görüşme yapmayı içermeyen bir programla bu ayın ortasında Türkiye’ye gelmesi planlanan IMF Başkan Yardımcısı John Lipsky’nin programı Türk tarafının talebi üzerine değiştirilmiş. Eğer program bir daha değişmezse Lipsky ile bizim hükümet yetkilileri arasında Ankara’da bir görüşme olacak.