Osman Ulagay

Osman Ulagay

oulagay@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


       Son zamanlarda yazdıklarıma baktığımda, Türkiye'de yaşadığım halde Türkiye'de olup biteni izleyip güncel olaylar konusunda yorum yapmaktan kaçtığımı fark ediyorum.
       Örneğin "Baba"nın Cumhurbaşkanlığının temdidi konusunda bugüne kadar tek bir satır bile yazmamışım, bu konuyla ilgili olarak gündeme gelen Anayasa değişikliği cambazlıklarına hiç değinmemişim. Bu konularda fikir belirtmeyen küçük bir azınlık içinde kalmaya razı olmuşum.
       Hizbullah vahşetini ve olayın ortaya çıkarılış biçimini dehşet ve hayret içinde izlerken nasıl bir ülkede yaşadığımız konusunda çok şey geçmiş aklımdan ama bunları yazıya dökmemişim.
       Avrupa ile yakınlaşma çabası içinde görünen Türkiye'de HADEP'li belediye başkanlarının yaka paça hapse tıkılıp sonra serbest bırakılmalarının sebebi hikmeti konusunda hiçbir görüş belirtmemişim.
       Yıllardan beri "camdan karakol" masallarının anlatıldığı bir ülkenin en büyük kentinin göbeğindeki bir karakolda "filistin askısı" türünden işkence levazımatı bulunması konusunda hiçbir şey yazmamışım.
       Tüm Avrupa'nın nükleer santrallardan kurtulmak için kapsamlı programlar yaptığı, hükümetlerin yüklü tazminatlar ödemeyi göze aldığı bir dönemde, üstelik deprem riski taşıyan bir ülkede bir hükümetin nükleer santral kurma kararı alması konusunda bir yorum yapmamışım.
       GSM ihalesinin defalarca geciktirilmesine, bankalarla ilgili düzenlemenin savsaklanmasına ancak dolaylı olarak değinebilmişim. İlk iki GSM lisansını alan iki kuruluşa sağlanan benzeri görülmemiş rantlar konusunda da doğru dürüst bir şey yazmamışım bugüne dek.
       Bütün büyük özelleştirmelerde ve devlet ihalelerinde medya gruplarının öne çıkması beni fevkalade rahatsız ettiği halde bu konuda da cesaretle ortaya çıkıp bu görüşümü dile getirmemişim.
       Artık hayatta olmayan ünlü erkeklerin, efsane haline gelmiş isimlerin yakınında olan kadınların yaptıkları açıklamaları çok yadırgadığım ve yakışıksız bulduğum halde bunu da yazı konusu yapmamışım bugüne dek.
       Neden yazmıyorum bunları? Neden girmiyorum bu güncel konulara? Tepkilerimi neden gümbür gümbür dile getirmiyorum?
       Çeşitli nedenleri var ama iki tanesi öne çıkıyor. Birincisi, benim Türkiye'de güncel olan pek çok konuda başkalarından farklı olarak söyleyeceğim söz, yapacağım katkı var mı diye soruyorum kendime ve çoğu kez olmadığı sonucuna varıyorum. İkincisi, çeşitli konularda göstereceğim tepkiyi sonuna kadar götürebilir miyim, böyle bir mücadeleye girmeye yeterince hazırlıklı ve hevesli miyim diye düşünüyorum ve olmadığımı fark ediyorum.
       Sonuç; Hızla değişen dünyayı izlemeye çalışarak Türkiye'nin bugünü ve özellikle yarını için önemli olduğunu düşündüğüm konularda bir şeyler yazmaya devam edeceğim herhalde.



Yazara E-Posta: oulagay@milliyet.com.tr