Tüm bu etkinliklerin önemli ölçüde harcamaya yol açtığı ve ekonomiye canlılık kazandırdığı bir gerçek. Yılbaşı kutlamalarının coşkusu ve parıltısı, İstanbul'a "yılbaşı geçirilecek kent" olarak ün kazandırırsa bunun turizme de önemli katkıları olabilir. Geçen Cuma akşamı Levent'in ara sokaklarında, işyeri olarak kullanılan evlerin bazılarında, coşkusu sokağa da yansıyan yılbaşı partileri vardı. İstanbul'un değişik semtlerinde, modern yaşamı simgeleyen sitelerdeki yılbaşı süslemeleri ve ışıklandırmaları, neredeyse Amerika'daki benzerlerini aratmayacak kadar görkemliydi. Yılbaşı öncesinde hatırı sayılır bir hediye trafiği yaşandı İstanbul'da. Yılbaşını eğlence yerlerinde kutlayanların yanı sıra Nişantaşı'nda, Taksim'de, Bağdat Caddesi'nde yılbaşını sokakta kutlayanlar da hayli fazlaydı. Milyonlarca kişi de başta telefon olmak üzere çeşitli iletişim olanaklarını kullanarak yakınlarının yeni yılını kutladı. Ancak ülkemizde yılbaşı etkinliklerine ve bu etkinliklerin simgelediği hayat tarzına tepki duyanların da hayli fazla olduğunu biliyoruz. Bunlar arasında dini gerekçelerle yılbaşının kutlanmasına karşı çıkanlar olduğu gibi, yılbaşı kutlamalarını gelenek ve göreneklerimize aykırı bulanlar ve bu tür kutlamaları ahlaki açıdan sorgulayanlar da var. Öte yandan ekonomik durumları bozuk olduğu için yılbaşını dilediği gibi kutlayamamamın ezikliğini hisseden ve bu nedenle yapılan harcamalara tepki duyanların bulunduğu da bir gerçek.Yılbaşı kutlamaları gibi yakında kutlayacağımız Kurban Bayramı gibi dini bayramlar da farklı yaşam tarzlarını benimseyenlerin tercihleri arasındaki farklılıkların belirgin biçimde ortaya çıkmasına vesile oluyor ve ekonomik sonuçlar doğuruyor ama bu farklılıklar aslında gündelik yaşamın pek çok alanında da kendini gösteriyor. Benimsenen farklı hayat tarzları kendi davranış biçimlerini ve ekonomik sonuçlarını yaratıyor.Bu bize özgü bir olgu değil. Örneğin The Economist dergisinin yılsonu sayısında, ABD'de yapılan bazı araştırmaların, kiliseye daha sık gidenlerin gelirlerini daha fazla artırma şansına sahip olduğunu ortaya koyduğu belirtiliyor. Kutlamaya tepki Bizimki gibi kentleşmenin ve modernleşmenin henüz tamamlanmadığı toplumlarda, farklı yaşam tarzı tercihlerinin bir arada bulunması ve yaşamı etkilemesi kaçınılmaz. Önemli olan herkesin kendi yaşam tarzı tercihini başkalarına kabul ettirmeye çalışmaması, herkesi kendisi gibi yaşamaya zorlamaması.Tehlike de işte tam bu noktada ortaya çıkıyor. Yaşam tarzı farklılıklarını istismar ederek siyaset yapma eğilimi baş gösterince, karşılıklı hassasiyetler bileniyor ve ucu açık bir toplumsal kavganın tohumları atılmış oluyor.Siyasetin canlanmasının beklendiği 2006 yılında bu yolu denenmeye kalkışılması sonunda ekonomiye de darbe vuracak bir süreci başlatabilir. Umarız tüm siyasetçiler bunun farkındadır. oulagay@milliyet.com.tr Tehlike nerede?
Özay Şendir
Özgür Özel, yandaş mı oldu?
26 Nisan 2024
Güneri Cıvaoğlu
Katar arabuluculuktan çekilirse…
26 Nisan 2024
Cem Kılıç
İklim değişikliği işte ‘büyük risk’
26 Nisan 2024
Didem Özel Tümer
Türkiye, NATO Genel Sekreter adaylarına ne söylüyor?
26 Nisan 2024
Abbas Güçlü
Atama, obezite ve boşvermişlik
26 Nisan 2024