Songül Hatısaru

Songül Hatısaru

songul.hatisaru@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Sonbaharla birlikte grip sezonu da açıldı. Bağışıklığı yükseltmek için serbest radikallerden örneğin kızartmalar, alkol, sigara ve hazır yiyeceklerden uzak durulması gerektiğini anlatan Dr. Haşmet Pamuk, “Vücut bunlarla uğraşmaktan griple savaşamaz” diyor.

Meteoroloji uzmanları son 10 yılın en soğuk kışını geçireceğimizi söylüyor. Soğuk ve bol yağışlı kışın günlük hayata tüm olumsuz etkilerinin yanında sağlığımıza her zamankinden daha fazla önem vermemizi gerektirdiği ortada… Peki ne yapmalı? Çoğumuz bu konuda artık bilinçlensek de Türkiye doğru bilinen yanlışlar ülkesi. Biri grip olduğunda, “Sıkı sıkı saralım, olmadı sıcak banyoya sokalım, bir terlesin kendine gelir” denmeyen ev yoktur sanırım. Tam da bu konu üzerine düşünürken Medica Tıp Merkezi’nin sahibi Radyoloji Uzmanı Dr. Murat Dinçer’den yeni getirdikleri bir MR cihazını görmek için davet aldım. MR cihazlarını klostrofobik bulduğumdan ve bu huyumu da tecrübeleriyle bildiği için Murat Dinçer görmemi istemiş. Cihaz, tüm omurga, kalça eklemi, dizler, ayak bileği eklemi, omuz, dirsek ve el bileği eklemlerinin radyasyon almadan incelenebildiği bir sistem.

Beni ilgilendiren boyutu ise klostrofobik hastalar için ayakta açık MR çekmesi. 85 derecelik dik açıyla ayakta durduğunuz pozisyonda açık çekim yapan aleti incelerken hastalıkların çoğunun psikolojik temelli olduğuna inandığı için çaktırmadan hastalarına yaptığı psikolojik tavsiyeleriyle Ata Demirer’in skeçlerine dahi konu olmuş Genel Dahiliye Doktoru Haşmet Pamuk’a rastladım. MR ve klostrofobiyi bir kenara bırakıp Haşmet Pamuk’u Medica’nın bahçesine çıkardım, grip ve bağışıklık üzerine sorularımı sordum.

Bağışıklığın düşmanı kızartma


Soğuk tetikliyor

-Kışın çok soğuk olacağına dair haberler var. Hastalıklar artar mı?

Her soğuk mevsiminde enfeksiyon hastalıkları, özellikle solunum yoluyla bulaşan hastalıkların görülme riski artar. Hava kirliliği ve insanların birbiriyle bir arada yoğun temas ettiği ortamlarda gribin yarattığı üst solunum yolu enfeksiyonu ve bunun komplikasyonları daha da artıyor.

Zatürre, beyin iltihabı, kalp zarı iltihabı gibi uzantıları olabiliyor. Grip bağışıklığı düşük insanlarda ve yaşlılarda çok ciddi bir hastalık.

-Grip vücudumuzu nasıl ele geçiriyor?

Üşütme tabir ettiğimiz vücut ısısının düşmesi halinde bakteri veya virüsler uygun bir üreme ortamı bulurlar. Grip virüsü öncelikle solunum yolunu tutar, o bölgenin mukozasını sarar, öksürük, ateş gibi durumlara yol açar. Fakat virüs bütün vücudu kan yoluyla gezme özelliğine sahip olduğu için zayıf insanlarda veya komplikasyon çıktığı durumlarda beyin zarı iltihabı, zatürre, kalp kası iltihabı gibi komplikasyonlara yol açabilir. Bu nedenle gribin iyi tedavi edilmesi, riskli insanlarda grip takibinin çok iyi yapılması gerekir.

Aşının son kullanma tarihine bakın

-Herkes aşı yaptırmalı mı?

Herkes için gerekmez. Risk grubundakiler aşılanmalı. Yani sağlık personeli, denizaşırı ülkelerde görev yapan, kendi ikliminin dışına çok fazla çıkanlar, hostesler, pilotlar, denizaşırı uçan işadamları, turistler, kronik hastalıkları olanlar, kalp krizi geçirmiş veya kalp pili takılmış olanlar, kronik astım hastaları, diyabetikler, bağışıklık kusuru olanlar… Bu risk gruplarına girmese de 60 yaşından sonra herkese aşı öneriyoruz. Bunun dışında Dünya Sağlık Örgütü grip salgını bildirdiğinde herkesin aşılanması doğrudur. Fakat şu anda bildirilen bir salgın yok. Aşının ideal yapılma zamanı Ekim 15 - Kasım 15 arası. Vücut mikropla karşılaşmadan önce bağışıklığı artırmak daha doğru. 60 yaşın üstündekilere zatürre aşısını da yapmak gerekiyor.

-Peki grip aşısının bu yıl üretildiğini nasıl anlayabilirim?

Aşıları Fransa. Amerika, Almanya’da çok iyi denetlenen ciddi kuruluşlar üretiyor. Bir de tabii eczanelere, doktorlara, bu ciddi üretici kuruluşlara güveniyoruz ama son kullanma tarihini kontrol etmeliyiz.

Bu reçete manava götürüyor

- Bağışıklığı yükseltmek için ne yapmalıyız?

İnsan vücudu bütün mikrop ve bakterilerle savaşmak üzere tanzim edilmiş bir yapı. Dolayısı ile bağışıklığın yetmemesi değil de dış faktörlerle zayıf düşmesi söz konusu. Örneğin sigara ve alkol kullanımı, bunların çok aşırıya varması, iyi beslenmenin yapılmaması, C vitamininden zengin beslenilmemesi, vücudun ısısını korumaya yönelik iklime göre giyinmemek, spor yapmamak başlı başına mikrobu davet eden şeyler. Özellikle kış mutfaklarında sebze ve meyvenin ağırlıklı olması çok önemli. Bağışıklığı düşüren vücuda zararlı oksidanlar, serbest radikaller dediğimiz maddeler var. Mesela kızartma yapılmış, dışarısında yanmış yağlar, o maddelerin hepsi vücuda serbest radikal olarak girer, zarar verir. Vücut onunla uğraşmaktan griple savaşamaz. Etleri kızartma yerine haşlamak tercih edilmeli. Haşlanmış sebze yemekleri, zeytinyağlı yemekler hepimizin bildiği son derece iyi gıdalar. Bol bol yeşilliklerle salata yiyin. Domatesin içinde likopen denen bir madde var, batılılar bunun tabletini bile üretiyorlar, hücre koruyucu bir madde, bağışıklığa çok iyi gelir. Turungillerden bol miktarda yemek lazım. Meyvenin suyunu sıkmak, hatta posası ile sıkmak, elmayı kabuğu ile yemek... Sarımsağın ve soğanın bağışıklığı son derece artırıcı etkisi var. Bunların hepsi ülkemizde bolca var, bir İskandinav ülkesinde yaşamıyoruz, kış için yararlı gıdalara erişimimiz kolay.

- Gıdalara ek olarak vitamin alınmasını öneriyor musunuz?

Takviye olarak grip ve kış mevsiminde vücudu korumak için yüksek doz C vitamini almak iyidir. Hastalarıma grip sırasında günde 3 grama kadar C vitamini almalarını tavsiye ediyorum. Grip olmamak için de kasım, aralık, ocak, şubat aylarında 1 - 2 gram C vitamini almak başlı başına bir koruyuculuk sağlayabilir.

C vitamini vücutla sentezlenen bir vitamin olmadığı için dışarıdan alınması zorunlu. Yine bu aylarda ekinazya bitkisi ve kapsülleri, bağışıklığı artırdığı bilinen çinko ve Co-Enzim Q10 preparatları almak gerekir. Çok fazla çay, kahve yerine bitki çaylarını içmek en doğrusu. Ekinezya, ıhlamur, kuşburnu çayı, adaçayı gibi binlerce yıldır kendini ispat etmiş destekleyiciler var.

Alarmın rengi ‘yeşil’

- Hastalığıma virüsün mü bakterinin mi yol açtığını nasıl anlayacağım?

Grip nedeniyle virüs bağışıklığı bozulunca üzerine ek bir bakteriyel enfeksiyon gelebilir. Bu durum kendini yeşil balgam, yeşil akıntılarla belli eder. Bu durumda yine doktorun tavsiyesi ile antibiyotik verilebilir. Gripte ise genellikle vücutta ve başta ağrı ve halsizlikle başlar. Bu durumda hastalığın viral olduğunu düşünebiliriz.

Grip olunca bunları yapmayın!

-Sıcak sütten uzak durun. Salgıları artırdığından gripte önerilmiyor.

-Kalp ilacı alıyorsanız aynı anda greyfurt yemeyin.

-İlk hapşırıkta antibiyotiğe sarılmayın. Antibiyotik bakterileri öldürür oysa gribe virüsler neden olur.

-Sıcak banyo ya da başka yollarla terlemeye çalışmayın. Isıyı artırarak vücuttaki sıvıyı kaybettirmek vücuda iyi gelmez. Aksine dolaşım artar, böylece virüsün vücutta daha kolay yayılmasına yol açarsınız.

-Aynı mantıkla masaj yaptırmak da doğru değil.

-Gripseniz diyet yapmayın. Yapıyorsanız mutlaka ara verin.

D vitamini seviyenizi ölçtürün

Son yıllarda görüldü ki birçok hastalıkta D vitamini eksikliği eşlik ediyor diyen Haşmet Pamık konuyu şöyle detaylandırdı: Şu an tam olarak da bilinmeyen mekanizmalarla özellikle bağışıklık sisteminin D vitaminine ihtiyacı olduğu örneğin hipertansiyonlu hastalarda dahi eğer D vitaminiz iyi ise hipertansiyonunuz daha iyi regüle oluyor. Optimal D vitaminin oranı 30 ila 60 arasında. Kasım ve aralık ayında D vitamini ölçümü yapılmalı. Çünkü en fazla azaldığı dönem bu dönemdir. Ona göre de düşükse bu aylarda dışarıdan destek olarak alabiliriz. Yazın güneş olduğu için alınmasına gerek yok.

Bağışıklığın düşmanı kızartma
Salgında önleyici ilaç kullanılabilir

- Yakınımdaki biri grip olduğunda hastalığın bana bulaşmaması için alabileceğim, önleyici bir ilaç var mı?
Grip virüsü vücuda girdikten sonra solunum yollarına tutunarak o hücrelerin içine genetik maddesini atarak çoğalır. Bu virüslerin hücrelere tutunmasını engelleyen veya o hücrelerin içinde çoğalmasını engelleyen ilaçlar bulundu. Tercihan ilk 24 saatte veya ilk 48 saatte alındığında gribi önleyici kimyasal ilaçlar var artık. Bunu daha çok salgın hallerinde öneriyoruz.