Şampiyonluk yarışında puan kaybı yaşamak istemeyen Galatasaray için çok kritik bir virajdı Başakşehir maçı. Fakat turuncu- lacivertlilerin teknik direktörü Çağdaş Atan; sağ bek Dubois’yı solda, sol bek Lima’yı da sağda görevlendirerek takımının handikaplı bir şekilde maça başlamasına neden oldu. Okan Buruk da bu duruma Kerem Aktürkoğlu’nu sağa, Barış Alper Yılmaz’ı da sola çekerek karşılık verdi ve hem oyunu hem de skoru aldı. Nitekim iki gol de soldan ve Barış Alper Yılmaz’ın içerisinde olduğu varyasyonlardan geldi.
Gerçekten de Barış Alper Yılmaz’a şapka çıkartmak gerekiyor. Görev verilen her mevkide elinden gelenin en iyisini yapmaya çalışan Okan Buruk’un jokeri, Başakşehir maçında da sağ bek pozisyonuna geçene kadar yıldızlaşan bir performans sergiledi. Attığı goldeki dönüşü ve vuruşu mükemmeldi. İkinci golde, ileride topu kapıp çalımlarla ceza sahasına girerek pozisyonu yaratan da yine Barış Alper Yılmaz’dı. Arı gibi çalıştı. Sağ açıkta başladığı karşılaşmada Okan Buruk’un
Samsunspor karşısında maça çok iyi başladı Galatasaray ve on bir dakikada skoru 2-0'a getirdi. Bu arada her iki gol de gerçekten güzeldi.
Ancak sarı- kırmızılılar 2-0'ı bulduktan sonra işler tamamen değişti. Galatasaray, oyun anlamında gerileyip oldukça kötü bir görüntü sergilemeye başlarken ev sahibi Samsunspor daha etkili olmaya başladı. Hücum zenginliğini eline alan kırmızı- beyazlılar, 15 ile 45 arasındaki bölümde Galatasaray kalesine yedi şut çektiler ve oldukça tehlikeli oldular. Fakat Muslera’yı geçemediler.
Sarı- kırmızılıların oyun olarak bu kadar gerilemelerinde erken bir dakikada 2-0'ı yakalamalarının getirdiği rehavet, defansta özellikle Davinson Sanchez özelinde kaybedilen toplar, hücuma çıkarken ikinci bölgede kaptırılan toplar ile ileride Kerem Aktürkoğlu ve Icardi gibi oyuncuların formsuzluğu neden olarak gösterilebilir.
Kerem Aktürkoğlu, net bir şekilde geçen haftaki Gaziantep FK maçının etkisindeydi ve son derece kötü bir performans sergiledi. Kerem’in bu ruh halinden bir an önce kurtulması
Üç gün önce zorlandığı İstanbulspor’a göre çok daha kapalı bir defans anlayışına sahip olan Gaziantep FK karşısına çıkan Galatasaray’da Berkan Kutlu’nun sol bekte başlaması, pek çok açıdan ibret alınacak bir durumdu. Tabii ibret alması gereken ilk kişi de Kazımcan Karataş’tı. Kazımcan kulübede otururken Berkan Kutlu’nun sol bek olarak ilk on birde çıkması, sarı- kırmızılılarda sol bek mevkinin münhal durumda bulunduğunun da bir göstergesiydi.
Maçın başlamasıyla birlikte Gaziantep kalesini ablukaya aldı sarı- kırmızılılar. Fakat karşılaşma boyunca adeta direklerle dans eden Galatasaraylı futbolcular, uzun süre istedikleri gole ve gollere ulaşamadılar. Konuk takım ise 29’da bir duran topun devamında golü buldu.
Okan Buruk’un ikinci yarıya Kerem Demirbay ile başlamaması ve Zaha’yı oyuna sürmesi doğruydu. Gaziantep’in golünde bariz hatası bulunan Kerem Demirbay’ın kaptırdığı üç toptan biri de neredeyse konuk takımın ikinci golü olarak tabelaya yazılacaktı. Fakat buna Muslera izin vermedi. Kısacası Kerem
Stanimir Stoilov’un gelişiyle müthiş bir dönüşüm yaşayan Göztepe, büyük bir ivme kazandı. Yeni teknik direktörü ile birlikte oyunu domine eden ve önde basan bir oyun anlayışını uygulamaya başlayan Göz Göz, bunun semeresini skor ve puan olarak da alıyor. Nitekim sarı- kırmızılılar, kendi sahalarında ağırladıkları Ümraniyespor’u da 4-1'lik bir skorla geçmeyi başardılar.
Maça her zamanki gibi hızlı ve önde presle başlayan Göztepe, henüz 8. dakikada yeni transferi Heliton’un ayağından güzel bir gol buldu ki, aynı oyuncu Konyaspor’la oynanan kupa maçında da sarı- kırmızılıların golünü atmıştı.
Bu maçta da 20- 25. dakikadan sonra temposu düştü Göztepe’nin. Bu anlamda diğer bir yeni transfer Lundqvist’in 33’te attığı harika gol, ilaç oldu Göz Göz’e. Bu gol, hem Göztepe’nin skor olarak rahatlaması hem de yeni transfer Lundqvist’in takıma uyum sağlaması ve güven kazanması açısından son derece önemliydi.
Sarı- kırmızılılar ilk yarıyı daha farklı bir skorla da
Süper Lig’de zirve yarışını karıştıran haftaya yanlışlar ve doğrular damga vurdu. Başka bir deyişle, özellikle teknik adamların yaptıkları ve yapmadıkları zirve mücadelesine doğrudan etki etti.
Gündüz seansında Fenerbahçe, evinde ağırladığı Samsunspor karşısında maça iyi başladı ve her açıdan mükemmel bir golle erken bir dakikada 1-0 öne geçmeyi başardı.
Golden sonra da oyun ve pozisyon üstünlüğü yine sarı- lacivertlilerdeydi. Fakat Fenerbahçeli futbolcular, bu üstünlüğü gole dönüştürmeyi başaramadılar. Bu da Samsunspor’un oyunun içinde kalmasına neden oldu. Nitekim konuk takım, 63’de beraberliği yakalamayı başardı.
Öncelikle, bu gole neden olan serbest vuruş öncesinde hakem Bahattin Şimşek’in Fenerbahçe aleyhine verdiği faul kararının son derece hatalı olduğunu belirtmek gerekiyor. Özetle, bu goldeki hatalar silsilesini başlatan hakem Bahattin Şimşek oldu!
Samsunspor’un golü öncesindeki serbest vuruşta topun başına geçen oyunculardan Zeki Yavru’nun, atıştan hemen önce Emre
Türk futbolunun iki güzide, iki kardeş ve aynı zamanda 1. Ligin de iki iddialı takımı olan Sakaryaspor ve Göztepe, ikinci yarının ilk maçında Sakarya’da karşı karşıya geldiler.
Sakaryaspor’un cezasından dolayı seyircisinden yoksun olduğu karşılaşmada dikkat çeken bir başka detay da sahanın bozuk zeminiydi. Gerçekten anlaşılır gibi değil. Statlarımızın çoğu yeni ama zeminler berbat durumda. Elbette burada gözler, zeminlerin bakımları ile ilgili görevlilere dönüyor. Bu zemin problemini çözmemiz şart!
Stanimir Stoilov ile birlikte oyunu domine eden ve önde basan bir oyun anlayışını uygulamaya başlayan Göztepe, Sakarya’da da maça bu şekilde başladı ve semeresini de çok erken aldı. Henüz 8. dakikada gelen bu golde Ogün, Traore ve Tijanic üçlüsünün müthiş bir varyasyonu söz konusuydu.
Bu golden sonra da oyunun hâkimi Göztepe’ydi. Sarı- kırmızılıların, 20. dakikadan sonra tempoları düşse de rakibe ciddi bir pozisyon vermediler. Göz Göz’ün bu bölümde ikinci golü bulmasını
Ertelenen 16. hafta maçları nedeniyle yaşanan hafta içi mesaisinde Fenerbahçe, gol bakiyesine ciddi bir yükleme yaptı.
Sarı- lacivertlilerin henüz 11. dakikada penaltıdan 1-0 geçmeleri, kadro sorunu yaşayan rakibin direncinin kırılması anlamında önem taşıyordu. Nitekim Pazar akşamı Galatasaray, aynı rakip karşısında böyle erken bir gol bulamadığı için bu direnç artmış ve sarı- kırmızılılar ancak Abdülkerim’in 63. dakikadaki golü ile nispeten rahat bir nefes alabilmişlerdi.
Yine de 1-0’dan sonra bir ölçüde oyunu tutabildi Konyaspor. Fakat Kahraman’ın arka arkaya yaptığı iki hata, Dzeko’nun henüz 40.dakikada hat-trick yapması ile sonuçlandı.
Yeşil- beyazlılarda, yine Kahraman’ın da içinde bulunduğu defans ve kademe hatalarının devamı neticesinde ilk yarının bitiş düdüğü çaldığında tabela 5-0’ı gösteriyordu!
İsmail Kartal’ın ikinci yarının başında ve devamında yaptığı oyuncu değişikliklerinin de etkisiyle tempo düştü ve karşılaşma sarı- lacivertliler için bir antrenman maçı havasına
Boey, Torreira ve Icardi gibi takımın en önemli üç isminin de dâhil olduğu yedi eksik ile çıktı Konyaspor karşısına Galatasaray. Pek çok oyuncunun ilk defa birlikte oynamalarına neden olan bu durum, doğal olarak bir senkronizasyon sorunu doğurdu.
Fakat yine de maça çok hızlı ve istekli başladı sarı- kırmızılılar. Bu maçtan bir saat önce Fenerbahçe’nin 5-1’lik gösterişli bir skorla haftayı üç puanla kapatması da Galatasaraylı futbolcuları hırslandıran etmenlerdendi. Fakat bir an önce gol bulmak için hızlı oynama isteği; aceleci, telaşlı bir oyuna neden oldu. Bu da sarı- kırmızılıları oldukça olumsuz etkiledi.
Bir başka sorunu da en uçta yaşadı Galatasaray. Hem Icardi’nin hem de yedeği Bakambu’nun yokluğunda forma şansı bulan Halil Dervişoğlu, Konyaspor’un kapalı savunmasının arasında kaldı. Bu nedenle de orta sahaya kadar geldi ancak yine de etkili olamadı. Ondan daha fazlasını beklemek de çok doğru değildi zaten. Çünkü yapabilecekleri sınırlı.
Lakin her şeye rağmen aradıkları gol pozisyonlarını bulmayı başardı