Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul 35’inci Kitap Fuarı 12 Kasım’da (dün) açıldı. 20 Kasım’a kadar devam edecek.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun yaptığı araştırmaya göre, (ülke genelinde ve ülke ortalamasında) günde 6 saat televizyon izleyen, 3 saat internete giren Türk insanı, kitap okumaya sadece 1 dakika ayırıyor.
Kitap okumak Türk insanının ihtiyaç listesinde 235. sırada yer alıyor.
En fazla kitap okuyan ülkelerin başında yüzde 21 oranıyla İngiltere ve Fransa var. Bun Japonya yüzde 14, Amerika yüzde 12 ve İspanya yüzde 9 ile izliyor. Türkiye, yüzde 0.1 (Binde bir) okuma oranıyla son sıralarda yer alıyor. Okuma alışkanlığında dünyada 86. sıradayız.
Okuyanların yüzde 65’i aşk, yüzde 24’ü siyasi, yüzde 13’ü düşünce, yüzde 7’si kişisel gelişim kitapları okuyor.
Türkiye’de her yıl 45-50 bin başlıkta kitap basılıyor. Elektronik ortamda da 4-5 bin kitap yayınlanıyor.
Basılan kitapların yarıdan fazlası (yüzde 58’i) ders kitapları. Yılda 15 bin dolayında edebiyat, 1.500 kültür ve sanat kitabı, 3 bin kadar dini kitap yayını var.
Yayfed’in bandrol izleme raporlarına göre, 2015’te 330 milyon, 2014’te 344 milyon, 2015’te 384 milyon adet bandrollü kitap satıldı. Yaklaşık 1.800 yayınevi, 150 dolayında dağıtım kuruluşu ve kitap satan 6 bin kitabevi var.
200 sayfalık bir kitabın (telif hariç) 1000 adet baskısı yaklaşık 4-5 bin TL harcama gerektiriyor. Kitap satışlarında yüzde 8 KDV uygulanıyor.

Okul kitapları önde

2.2 milyar dolarlık kitap pazarında eğitim-okul kitaplarının payı 1.3 milyar dolar. Akademik kitapların payı 70 milyon, ithal kitabın payı 110 milyon, 750 milyon doları edebiyat, kültür, sanat ve dini kitaplar paylaşıyor.
Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi çocuklarımızın daha çok okumasına bağlı.
Okumak, çocukların kültürel gelişimlerini tamamlamaları ve bilgi çağını yakalamaları için hava gibi, su gibi, yemek gibi günlük hayatlarının bir parçası olmalı.
Türk çocukları kitap okumada Afrika ülkelerinin gerisinde kalmış durumda.
Türkiye’de 100 kişiden sadece 4 kişi kitap okuyor.
Dünyada kişi başına kitap harcaması 1.3 dolar, Türkiye’de ise çeyrek dolar.
Çocuklara kitap hediye edilmesi sıralamasında Türkiye 180 ülke içerisinde 140. sırada.
Kişi başına kitap sayısı 60 yılda artmadı. Önemli ölçüde geriledi. 1945-1950’lerle kıyaslanamaz ölçüde geniş tanıtım ve iletişim olanaklarına, daha yüksek okullaşma oranına, on katı artmış bir eğitimli nüfusa, dış dünyayla gittikçe artan etkileşime, sayısı artan üniversitelere karşın, okurluk düzeyi yarı yarıya geriledi.
Ne oldu? Türkler, okuma alışkanlığını kazanıp sonradan mı kaybettiler? İlk akla gelen, televizyon... Televizyon, gerçekte okur olmayan, ancak okur gibi davrananların bir bahanesi. Okuyan, bilgi edinmede ve aktarmada aktif olan kişiler üzerinde ise televizyon, aktifliği ve okumayı artırıcı etki yapıyor.

Eğitim politikaları

Özkan Tamer, Türkiye’de kitap okuma alışkanlığının gerilemesini siyasi iktidarların tutumuna bağlıyor. Tamer’e göre, “İktidarın politikaları, okurluk düzeyinin belirleyicisi oluyor. Gelişmeye kapalı iktidarlar eğitim sisteminin özgür düşünceli, aktif, sentezci, tartışmacı gençler yerine, ezberci, boyun eğen insanlar yetiştirmesini tercih ediyor.
Eğitim sistemi okurluğu özendirmek bakımından en uygun ortam. Eğitim sistemini pasifleştirmek, yüksek öğretimde dahi tek kitap ve test sınavı yöntemi okurluğu yok ediyor. Okumanın ana güdüsü, okuduklarını sosyal çevreye aktarmak, toplumsal örgütlerde etkinliği artırmak. Düşünce yasakları insanları kitaplardan uzaklaştırıyor.”
Kültür ve sanat kitapları yayımlayan Mülkiyeli kardeşimiz Bülent Özükan “32 yıllık Boyut Yayınları dünyanın 28 ülkesinden 50’den fazla uluslararası yayıncıyla telif-lisans anlaşmaları olan bir yayıneviydi. BBC, Britannica ve Dorling Kindersley gibi yayıncılar kalitemizi kıskandıklarını söylüyordu. İki yılda iddialarımızı kaybettik. Kültür iklimi her konuda çölleşti” dedi.
Kitap okuma alışkanlığının arttığı, daha çok kitap yayımlanan bir Türkiye özlemiyle kitap fuarına gidiyorum.
Sizler de çocuklarınızla gidiniz. İlginizi çekecek bir kitap var.