CumartesiOğuz Aralı nasıl bilirdiniz?

Oğuz Aralı nasıl bilirdiniz?

07.08.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

.

Oğuz Aralı nasıl bilirdiniz

Erler Filmle ikinci buluşmam bir video kaset çalışmasıyla oldu. Bir erkek ve bir kadın sunucu arıyorlardı. Şuursuzum ya, bu karga sesimle ben de başvurdum. Aa! O ne? Bir salon dolusu tiyatrocu, sinemacı, manken. 40 kişi filanız. Sibel Savacı ve Nergis Kumbasarı hatırlıyorum. Bir köşeye sıkıştık bekleşiyoruz; sınava gireceğiz! Derken kapı açıldı, sonradan adının Larry olduğunu öğrendiğim bir İngiliz, "Kim gelmek ister?" diye sorunca, "Ben geleyim, en yaşlıları benim" demişim. Çekim odasına aldılar. Bir de ne göreyim, karşımda Oğuz Aral! Sanıyorum baş öğretmen olarak bulunuyordu ekipte. Akademi sınavımı hatırladım o an. Asistanın biri, "En sevdiğin müzik ve müzisyen?" diye sorunca bu ukala adamı işletmeye karar vermiş ve "Bili Kopın" diye bir isim uydurmuştum. Öylece suratıma bakmış, bir şey diyememişti. Belki o sıralar, Harlemin ara sokaklarında, variller üzerinde bu isimde biri davul çalmakta olabilirdi ama bunu bizim asistanın bilmesine imkan yoktu tabii. Akademi sınavını kazanmıştım. Bunu hatırlayınca, keskin bakışlarını bir saniye bile üzerimden ayırmayan Oğuz beye de aynısını yapmaya karar verdim. "Kendinizi tanıtın şöyle etraflıca" dedi. Bana böyle şey denir mi? "Dünya ateşten toptu, önce dinozorlar geldi, çok sonraları da ben gelmişim" kıvamında bir giriş yaptıktan sonra sadede geldim. Oğuz bey, Seçkin Cılızoğlu ve başka birileri "Tamam, çıkınız" dediler. İki gün sonra öğrendim ki, o sınavı da kazanmışım. Daha sonraki günlerde Oğuz ağabeye sormuştum, "Neden beni seçtiniz?" diye. Beni şımartmamaya gayret ederek cevaplamıştı: "Senin yüzünde, Ben önemli bir şeyler söyleyeceğim, dinleyin beni gibi bir ifade var, bu sunuculuk için önemlidir. Yoksa asık suratlının tekisin!" Sanki kendisi çok güler yüzlüdür de. Daha sonra çekimler başladığında anlamıştım, bu suratsız adamın yüreği ile kahkahalar attığını. Bizi sevmişti. Bizden kastım Yılmaz Zaferle ikimiz. Ben kadınların arasından sunucu olmuştum. Yılmaz da erkeklerin birincisiydi. Rahmetli o sıralar tiyatrocu Tiraje Sayılganla flört ediyordu. Cihangirdeki evlerine eşya almak için paraya ihtiyaçları vardı ve bu video projesinde mutlaka Tiraje de olmalıydı. Neticede Yılmazla el ele tutuşup Oğuz beyin huzuruna çıktık: "Biz ikimiz bu kadar sunumu yapamayız, üçüncü biri gerek!" Biraz düşünüp "Peki" dedi, "gelin bakalım şu sınav kayıtlarına." Oturduk monitörün başına, diğer finalistleri izliyoruz tekrar tekrar. Ama Yılmazla ben, Tirajeyi görünce, "Hah işte, bu kız olsun, çok güzel" diyoruz. Oğuz bey bir görüntüye bakıyor bir yüzümüze. Bu ısrara anlam veremiyor ama işin içinde bir itlik olduğunun da farkında. "Yahu bunun neresi güzel?" dedikçe biz, "Aman hocam, muhteşem" diyoruz (Bu arada Tiraje, tanıdığım en güzel egzotik kadın olup Sauranın "Kanlı Düğün" filminden fırlamış gibidir). Her neyse sonuçta Tiraje de ekibe katılıyor ve çekimin ilk günü gelip çatıyor. Heyecandan ölmek üzereyiz. Söyleyeceğimiz laflar büyük kartonlara yazılıyor, kameranın yanına konuyor. Ama o ne, Tiraje ağlamaktan konuşamıyor. Meğer burnunun ucunu bile göremezmiş, değil yazıları... Peki bunu hocaya kim söyleyecek? Ben yavaşça gidiyorum yanına, "Oğuz bey" diyorum, "diğer bayan sunucumuzun bir maruzatı var. Uzağı göremiyormuş galiba!" "Ne?" diye haykırıyor, "Tanrım bir de kör mü?" Tirajeyi artık hiç susturamıyoruz. Neden sonra hoca geliyor ve çözümü buluyor: Her kelime bir kartona yazılacak!2000 yılında yayımlanan bu anımı şöyle bitirmişim:Yılmaz ve "Ticace"... Canlarım... Biz onları evlenecek sanırken, başkalarıyla evlendiler ve mutlu oldular. Birlikte yaşlanırız diye düşünüyordum ki, Yılmaz oyunbozanlık etti.Şimdi ise oyunbozanlık eden büyük usta Oğuz Aral oldu. Ne yazık ki! Not: Bu arada, Tamer Karadağlının ihaneti ile sarsılan halkımıza geçmiş olsun der, "Bizim özel hayatımız hiç kimseyi ilgilendirmez" diyen ünlülere de "Devam ediniz, gerçekten size ait hiçbir şey bizi artık ilgilendirmiyor" demeyi bir borç bilirim. Yalnız, bundan sonra kendi dizilerinizi kendiniz izleyin. Ya da bir araya toplaşıp sadece birbiriniz için şakıyın. Yazara e-mail Siz bu anımı okuyana kadar ustanın ölümünün üzerinden kaç gün geçecek bilemem ama zaten yazacaklarım da bir hayli eski. 2000 tarihli bir Sarıkız yazısından alıntı yapacağım. 1984te, Oğuz ağabey ile tanışmamı bakın nasıl anlatmışım:

KEŞFETYENİ
Hande Doğandemir'den aşk itirafı! 'Şu an keyfimiz yerinde'
Hande Doğandemir'den aşk itirafı! 'Şu an keyfimiz yerinde'

Cadde | 18.06.2025 - 07:49

Bir etkinlikte görüntülenen Hande Doğandemir, aşk hayatıyla ilgili sorulara yanıt verdi.

Yazarlar