CumartesiTehlike anında beyazcamı kırıyor

Tehlike anında beyazcamı kırıyor

06.01.2001 - 00:00 | Son Güncellenme:

"Filler ve Çimenöde eşcinsel bir karakteri canlandıran Uğur Polat, pek çok kadının gözünde karikatürlerdeki "gizemli adam." Oysa o, "gizli komik" olduğunu düşünüyor

Tehlike anında beyazcamı kırıyor

Uğur Polat sinemayla oyuncu egosunu tatmin ediyor, televizyonla da cebini...
Tehlike anında beyazcamı kırıyor

"Filler ve Çimenöde eşcinsel bir karakteri canlandıran Uğur Polat, pek çok kadının gözünde karikatürlerdeki "gizemli adam." Oysa o, "gizli komik" olduğunu düşünüyor

Mefaret Aktaş

Tehlike anında beyazcamı kırıyor
Uğur Polat’la röportaja gideceğim, kendisini nasıl bilirsiniz?" diye sorduğumda, iki ayrı cephe oluştu kadınlar arasında. Birinci grup "Aman o hiçbir şey söylemez şimdi mızmızlanır" dedi, ötekiler de "Sorsana gerçekten kendinden büyük kadınlardan mı hoşlanıyormuş" diye ateşleniverdi birden. İki grubu da tatmin edecek türden bir röportaj değil bu okuyacağınız. Aslında ikinci grubun cevabını röportajdan hemen sonra aldım. Polat ısrarla Elele dergisinde çıkan ve benim aslında okumadığım bir röportaja fena halde takılmıştı. Röportaj onunla tanışmak için Beyoğlu barlarını alt üst eden, sonunda onunla birlikte olan ancak hemen sonra terk edilen ve aşkından şehirden kaçıp, derbeder hayatına New York sokaklarında devam eden genç bir kızın sinir bozucu hikayesi üzerine kurulmuştu. Uğur Polat bu hikayeyi ben hiç okumadan, kendisi anlattı, hemen ardından kendisi yalanladı. Böyle bir şeyin olmadığını söyledi. Bence belki de olmuştur ama onun ruhu duymamıştır...
Sonuçta ben ona kendinden yaşça büyük bir kadınla birlikte olup olmadığını da soramadım ama en azından bir ‘lolitası’ olmadığını öğrendik. Onun sıkıcı olduğunu düşünenlere cevabım ise tüm röportaj ve bu sayfalara sığmayanlardır. O hiç de mızmız değil. Çok konuşkan, güleryüzlü ve gayet de flörtçü... İçinden geçenlerin pekçoğunu teybe söyleyemedi ama siz yine de okumaya devam edin. Belki de soruya soruyla cevap veren, hayran mektuplarının satıraralarından "aşk" kokusu alan Polat’ın kendi gizledikleri de cevaplarının satır aralarında saklıdır.

• Çekerken veya izlerken en çok zevk aldığın filmin hangisi?
"Salkım Hanım’ın Taneleri"... İzleyince en çok keyif aldığım da odur. Ama çekim dönemi keyifli değildi. Hiçbir filmin çekim aşaması keyifli değildir zaten. Bir de ilk filmim olduğu için "Sisöten keyif almıştım.

• "Salkım Hanım...öla Antalya’da "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü alınca bir şeyler değişti mi?
Tabii, çünkü Türkiye’de oyunculuğun maddi bir karşılığı yok. Ama ödülü de abartmamak lazım. Çünkü jüriler göreceli kararlar alıyor. Nitekim aynı filmle "En İyi Erkek Oyuncu" ödülünü Antalya’da ben, Ankara’da Kamuran Usluer, İstanbul’da Güven Kıraç aldı.

• Kanada’da çekilen bir filmin de varmış...
Şikago’da yaşayan Hakan Şahin diye bir yönetmenin "Öğrenci" adlı filmi. Felsefe eğitimi alan ve Kanada’ya master yapmaya giden bir Türk öğrenci, çok uğraştığı halde, TOEFL sınavını veremiyor, sefil oluyor. İş bulamıyor ve sonunda Kanada’nın kuzeyinde Alberta eyaletinde kaçak işçilerin çalışabildiği ve yalnızca Kızılderililer’in yaşadığı bir yere geliyor. Orada çalışırken, tanıştığı Kızılderililer adamın bütün dünyasını allak bullak ediyor. Öğrendiği bütün doktrinler yıkılıyor.

• Türkiye’de oynamak isteyip de oynayamadığın film var mı?
Teklif gelip de oynayamadığım "Hayallerim, Aşkım ve Sen" var. Hocamla, Müşfik Kenter’le karşılıklı oynayacaktım ama olmadı. Bir de Nuri Bilge’nin filmlerinde oynamak isterim. Çünkü eğer o bana bir rol teklif ederse bu oyunculuğumu da "halletmiş" olduğumu gösterir.

• Sevdiğin yerli filmler hangileri?
"Muhsin Bey"i, "Selvi Boylum Al Yazmalım"ı çok severim. Kendi kariyerim içinde ise Tomris Giritlioğlu’nun "Suyun Öte Yanı"...

• Yönetmenler...
Gençleri seviyorum. Serdar Akar, Zeki Demirkubuz, Yeşim Ustaoğlu, Derviş Zaim, Nuri Bilge... Hepsinin söyleyecek sözü, dertleri var. Karakterleri "karton" değil, yaşayan insanlar...

• "Karizmadan gider" diye mi sinemada hiç komedi oynamıyorsun?
(Gülüyor) Yok canım, tiyatroda var zaten. Sinemada öyle teklif gelmiyor. Ne var zaten komedi? "Kahpe Bizans" mı? Onda da zaten iyi ki oynamamışım.

• Hiç komik adam tipi yok sende...
Hayır, ben çok komik adamımdır. Valla... Gizli komiğimdir.

• Performanslarını beğenir misin?
Sinema performansımla hiç barışık değilim. İzledikçe yerin dibine geçerim. Çıkarım sinemadan -dişlerini sıkıyor- "Şimdi iyi film çekmeliyim işte" derim. Sonra gene çekerim, gene rezalet olur!

• Sen "21. yüzyılın 21 erkeği"nden biri seçildin...
Evet öyle bir şey var. Bir dergi seçti. (Çok gülüyor). İlhan Erşahin, Nuri Bilge Ceylan, Ömer Madra da vardı o listede... O insanlarla o tabloda yer almak onur verici.

• Listede başkaları olsa durum farklı olurdu yani...
Yok, o insanlarla birlikte anılmak egomu okşadı. O kadar ciddi bir şey de değil herhalde.. Kadınların beni beğenmesi hoşuma gidiyor çünkü kadınları seviyorum. Aşık olmayı da seviyorum.

• Ortalarda gözükmediğin halde çok fanatik kadın hayranın var etrafta.
Valla ben de bilmiyorum, pek anlam veremiyorum. Demek ki etkileniyorlar. Bak mesela (bir zarf çıkarıyor) Ankara’dan hiç tanımadığım birinden geldi bu...

• Ne yazıyor?
Oyunculuğumu beğendiğini söylüyor ama satır aralarında başka şeyler de var tabii. Kelimeleri, cümleleri ele veriyor. Telefon numarasını falan yazmış. Hoş aslında, kötü bir şey değil ki!

• Şu Leman tipleri gibi, deniz kıyısında rüzgara karşı duran, düşünen adam tipi var sende. O yüzden mi beğeniyorlar acaba?
(Gülüyor) Öyle mi? Bilmiyorum. Ben kendimi çok beğenmem. Güzel bir adam değilim zaten. Ama Al Pacino ve Robert De Niro da güzel adamlar değiller ama öyle iyi oyuncular ve öyle bir karizma var ki adamlarda....

• Yani "yakışıklı değilsin ama çok karizmatiksin ve iyi bir oyuncusun!"
Yok, ben insanların beğenilerini anlatıyorum. Oyunculukla ilgili olmalı... Yoksa sokakta fıstık gibi çocuklar var yaa!

• Sen nasıl kadınları seviyorsun?
Fiziksel olarak erkeksi hatları olan, kemikli yüzlü kadınları seviyorum. Mesela Carrie - Ann Moss çok çekici..

• İkili ilişkiler zor mu?
Uzun süredir yalnızım ama ben ilişkilerimi çok çabuk tüketiyorum. Yoğun yaşıyorum. Kısa flörtler de yaşamam ama. İlişkim olacaksa adam gibi, uzun süreli bir şey isterim.

• Kıskanç mısın? Aldatır mısın?
Çok sadık ve de çok kıskançımdır.

Dorsay önce ‘zorlama oyuncu’ dedi, sonra ödül verdi
• Sinema eleştirmenlerine kızar mısın?
Hayır ama biraz daha samimiyet bekliyorum. Mesela Atilla Dorsay "Bir Erkeğin Anatomisi" ile ilgili bir eleştirisinde bizim için "Yavuz Özkan’ın oyuncu yaratma zorlamaları..." gibi bir şey demiş. Oysa o filmdeki oyunculardan biri benim, diğerleri Taner Birsel, Tilbe Saran, Ayda Aksel ve Deniz Uğur. Sonra bir de Antalya’da bana ödül veren jürinin üyesi oldu. Bu enteresan. Ben sinema yazarlarından, yalnızca yeni jenerasyonu Tunca Arslan ve Uğur Vardan’ı okuyorum.

‘Çilekli Pasta’ olayı
• Türk sinemasında en beğendiğin adam kim?
Fikret Kuşkan...

• Siz aynı filmle (Sis) iki jön adayı olarak başlamıştınız...
Evet, o en son "Avcı"yı yaptı ama şanssız bir film oldu.

• Yeri gelmişken, sen de televizyon için "Çilekli Pasta" gibi "anlamsız" bir film yaptın...
(Gülüyor) Evet. Aslında o filmde doğru bir buluşma olsaydı, yani Yasemin Kozanoğlu’yla ilgili, daha iyi olurdu. Tamam çok hoş kadın ama n’apsın, oyunculukla ilgili hiçbir şey bilmiyor.

• Baştan anlayamadın mı?
Maddi olarak kabul etmem gereken bir dönemdi. Televizyonda iyi paralar veriyorlar. Sinemada hiç para alamıyoruz. İşte "Filler ve Çimenöde herkes ücretsiz oynadı. Ben televizyondan para kazanıyorum yani tehlike anında camı kırıyorum ve çekici alıyorum!



CUMARTESİ























KEŞFETYENİ
Beckham çiftine şok suçlama! Krizin detayları belli oldu
Beckham çiftine şok suçlama! Krizin detayları belli oldu

Cadde | 07.05.2025 - 11:37

Beckham ailesinde sular durulmuyor. David ve Victoria Beckham çiftinin iki oğlu Brooklyn ve Romeo Beckham'ın artık birbirleriyle konuşmadığı ortaya çıkmıştı.

Yazarlar