12.04.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:
12 Nisan 1993te Orta Doğu Teknik Üniversitesinden sağlanan 64kbit/saniyelik bir bağlantı ile tanıştı. Bu bağlantıyı sırasıyla Ege Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve İstanbul Teknik Üniversitesi izledi. Aynı yıl ODTÜ ve Bilkent ilk Türk web sitelerini yayına geçirdi. Bu arada ilk internet servis sağlayıcı Tr.net de hizmete girdi. 1996da TUR-NETin devreye girmesinden sonra birçok İSS (İnternet Servis Sağlayıcı) faaliyete geçti. Böylece internet evlere girdi, herkesin kullanımına açıldı. Türkiye bu sene bir tık ile dünyaya bağlanmasının yani interneti kullanmaya başlamasının 10uncu yılını kutluyor. Türkiye internetle Sohbet ve oyun başında geçen saatler Bu arada 14-20 yaş arasındaki oyunsever gençlik artık onlinedılar. Yani dünyanın her yerinden takım arkadaşları ya da rakipleriyle oynuyorlardı. Counter-Strike, Quake, Ultima Online gibi oyunlar yaş dinlememeye başladı. "30 yaşındaki kocamın günde 14-15 saat boyunca internet üzerinden oyun oynaması yüzünden gelen 300 milyonluk telefon faturasını geçtim, yüzünü ancak yemeklerde görebiliyorum" diyen 26 yaşındaki B.G. için internet "diğer kadın". Tabii ki internetin asıl amacı insanların anında mesajlaşabilmesi ve dünya üzerindeki bilgilerin herkes tarafından paylaşılabilmesiydi. Bilgi çağında geride kalmak istemeyen her ülke gibi Türkiye de içerik işine el attı. Sadece bağlantı sağlamakla iş bitmiyordu, yabancı dil bilmeyenler için internet aslında pek de bir şey ifade etmiyordu. Bunun üzerine birçok İSS ve genç girişimci Türkçe siteler oluşturmaya başladı. 1998 yılıyla birlikte internet Türkiyedeki altın çağına girdi. Bu sektörde çalışanlar ülkenin en yüksek maaşlarını alıyorlardı. Bu arada home-office yani ev ofis kavramı ortaya çıktı. Zuxxi gibi amatör tasarımlı ve programlı birçok site büyük internet içerik sağlayıcılarının portalleriyle yarışıyordu. Hele bir İnternet Mahirimiz vardı ki... Bozuk bir İngilizceyle hobilerini, arabasını, evini anlatan ve yabancı kadınları İzmire davet eden Mahir "I kiss you" sitesiyle sadece Türkiyede değil tüm dünyada efsane oldu. 1999 yılında Amerikada "Sanal Dünya Anahtarı" ödülünü alan Mahirin efsane sitesini şu anda www.istanbul.tc/mahir/mahir/ adresinden görebilirsiniz. Önce elektronik mektuplaşma yani e-posta sonra da chat denilen on-line sohbet herkesin ilgisini çekti. Anne-babaların korktuğu; sevgililerin kıskandığı chat arkadaşlıkları birçok evliliğe, aşka, sanal sekse ve sanal aldatmalara neden oldu. 2000deki ekonomik krizden internet sektörüne darbe İnternetin nimetleri saymakla bitmiyor: MP3 denilen bilgisayar formatındaki şarkılar, DivX denilen yine bilgisayar formatındaki filmler internetten bedava indirilebiliyor. Anında habercilik internetle gelişiyor. Evden çıkmadan faturalar yatırılabiliyor, bankacılık işlemleri ve çeşitli yatırımlar yapılabiliyor, e-ticaret ile alışveriş tamamlanabiliyor. Tatile çıkılacaksa online rezervasyonlarla yer ayırtılıyor... Ancak bizim internet dünyasındaki durumumuz pek parlak değil. Sektördeki önemli isimler Türkiyede internetin önündeki engelleri şöyle sıralıyorlar: Bağlantı hızlarının düşüklüğü, Türk halkının alım gücünün zayıflığı, internet hukukundaki boşluklar, ulusal politika ve stratejilerimizin olmaması, interneti sadece altın yumurtlayan tavuk olarak gören şirketler... 2000 yılı beraberinde krizi de getirdi. Hedeflenen kullanıcı sayıları ve reklam gelirlerinin gelmemesi ve büyük bütçeli yatırımcıların bütçeleri kısıtlamasıyla çöküşler yaşandı. En büyük çöküş ise 2001 yılında oldu. Sektöre bomba gibi giren İxirin batışı yüzlerce gazetecinin işsiz kalmasına neden oldu. Son büyük bomba ise 2002 Ekiminde "internet bağlantısı yanında bedava bilgisayar kampanyası" ile Türkiyede internetin yayılmasında büyük katkıları olan Veezynin de aynı İxir gibi Superonlinea geçmesi oldu. Bu yazıdaki tarihi ve sayısal bilgilerin bir kısmı Türkiye Bilişim Derneği İstanbul Şubesi Başkanı Erdal Balaban ile Bilkent öğretim üyesi ve çeşitli internet derneklerinin kurucusu ve yöneticisi olan Mustafa Akgülden alınmıştır. Türkiyede yaklaşık 2,5 milyon internet abonesi, 5 milyon civarında kullanıcı bulunmakta. Dünyada yaklaşık 650 milyon internet kullanıcısı var. Ocak 2003 itibariyle Türkiyede 6 bin 200 kayıtlı internet kafe var. İnternet başındaki saatlerin sorunlara yol açtığı düşünülüyor. 1998 yılında Hollandada internet bağımlılarını tedavi eden bir merkez kuruldu. Web cam yani internet üzerinden anında görüntü iletebilen kameralarla birlikte ilginç girişimler ortaya çıktı. En ilginci 1998 yılında Julie adında bir transseksüelin ameliyatla kadın oluşunu izlettirmek istemesiydi. İnternetin dünyadaki tarihine gelince... 1957 yılında Ruslar, Sputnik adlı uyduyu uzaya fırlattılar. Paniğe kapılan Amerika askeri teknolojileri geliştirmek için DARPAyı kurdu. Amerikanın dört bir yanında bu kuruma çalışan bilim adamlarının haberleşebilmesi için 1969 yılında bilgisayarları birbirleriyle konuşturmayı başardılar. 1989a kadar akademik olan internet o yıl efsane olarak bilinen Tim Bernard Lee tarafından "html" adı verilen bilgisayar kodlama dilinin ve wwwunun bulunması ve grafik unsuru barındıran sayfaların tıklamalarla birbirine bağlanabilmesiyle herkesin kullanımına açıldı. Dünyada 650 milyon internet kullanıcısı var Erkekler pornoya, kadınlar sohbete İnternet kullanıcılarına sorulduğunda "bilgi almak için bağlanıyorum" deseler de Radikal gazetesinin internet yazarı Serdar Kuzuloğlunun da belirttiği gibi kim "Sabahtan akşama porno sitelerde turluyorum" diyebilir ki... Hürriyet gazetesinde internet köşesini hazırlayan Yurtsan Atakan ise kadınların chat sitelerine girdiğini belirtiyor ve "İnternet kullanım amaçları kişiliklerin bir aynası oluyor" diyor. Milliyet İnternet Editörü Ercüment İşleyen ise e-posta, chat ve eğlenceyi ilk sırada saydıktan sonra kullanıcıların büyük gazetelerin sitelerini haberleri okumak için sıkça ziyaret ettiğini söylüyor. Oyun siteleri, İtiraf.com ve Ekşi Sözlük ise gençlerin her gün uğradıkları büyük şirketlere bağlı olmayan sitelerden... Ne yazık ki Türkiyede internet kullanıcıları ile ilgili yapılmış sağlam araştırmalar yok. Türkiyenin üç büyük İSSi E-kolay, Superonline ve TürkNoktaNetten aldığımız verilerle şunları söyleyebiliyoruz: Türkiyede internete girenlerin yüzde 70i 30 yaşın altında, yüzde 65i erkek, yüzde 40-45i üniversite mezunu.