2 Mart 2025 tarihli köşemde şöyle yazmıştım:
***
İzmir, hiçbir kentte turizm yokken ilklerin kentiydi.
Türk turizmine öncülük eden bir şehirdi.
Ama, son yıllarda durağanlığa geçti ve bu tutukluğunu da üzerinden bir türlü atamadı.
Durgun İzmir tablosunu endişeyle izleyen Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK), İzmir turizmini yeniden canlandırabilmek için bağımsız bir raporlama şirketi ile çalışma başlattı.
“Kırılan Filiz: İzmir Turizmi” adı verilen raporun ayrıntıları, Mayıs ayında açıklanacak.
***
Ve, o rapor geçtiğimiz hafta sonu açıklandı..
***
Araştırmadaki en çarpıcı veri, İzmir’in turist ağırlama sayısında 1990’lı yılların başında ulaştığı yüzde 12’lik paydan, bugün yüzde 3’lere gerilemiş olmasıydı.
Sahiden, ne oldu da İzmir böyle büyük bir düşüşe geçti?
Oysa, eskiye göre kentte ve çevresinde gastronomi gelişti, oteller arttı, yatak kapasitesi büyüdü, havaalanları yenilendi, kruvaziyer başladı.
Yani, her şey daha iyiye gitmesi gerekirken, tam tersi oldu.
***
İzmir, şu anda Türkiye’nin en fazla turist çeken 5. kenti konumunda.
Fakat, verileri ve kazanımları oldukça düşük.
Turkiye, 63 milyon kişiyle dünyada en çok turist ağırlayan 4. ülke durumunda iken,
İzmir; bu gelenlerin yalnızca 1.5-2 milyonunu kente çekebiliyor.
Yurt içindeki rakiplerimiz Antalya ve İstanbul ise, ayrı ayrı 16-18 milyon turisti şehirlerine getiriyorlar, 20’şer milyon hedefini
zorluyorlar.
***
Peki, biz de aynı başarıyı gösterebilmek için ne yapmalıyız?
Hadi bıraktık 20 milyonları filan, bari nüfusumuz kadar turist kabulbedelim, yani 5 milyona ulaşalım?
Bence, asıl mesele ve arayış burada olmalı.
***
Raporda kayıplarımız var ama kazanmak için nasıl bir plan yapmamız gerektiği hakkında pek bilgi göremedim.
ETİK Başkanı Mehmet İşler’e göre, İzmir turizminin kalkınması için her şeyden önce yerel ve merkezi yönetimin birlikte çalışması gerekli.
Haklı, bu konuda çok eksiğiz.
***
İşler, yetkililerin her an projeler üretmesini ve yoğun ilgiyle çalışmalarını da şart görüyor.
Eh, burada da pek etkili sayılmayız.
***
Turizmin sadece yatırımcıların ve işletmecilerin çabalarıyla ilerleyemeyeceğini, kentteki tüm bağlantılı kurumların birlikte
hareket etmesinin zorunlu olduğunu söylüyor.
Doğru.. Ayrı ayrı davranarak kimse bir yere varamıyor.
***
ETİK Başkanı, yerel yönetimlerden İzmir'i dış pazarlarda tanıtacak, kente daha fazla turist getirecek faaliyetlerde işbirliği yapmasını talep ediyor.
Bu da son derece yerinde bir istek.. İzmir tüm hücreleriyle, tek yumruk olarak bu tanıtım yarışına katılmalı.
***
Velhasıl, kentin düşüşünden ETİK üzgün, turizmciler mutsuz, sektör keyifsiz.
Ama, doğru adımlarla, doğru birlikteliklerle ve doğru planlamalarla bu olumsuz şartlardan kurtulabilir diye düşünüyorum.
Başarı için tüm malzemeye sahibiz, demek ki sorun malzemede değil, onu iyi kullanamayanlar da diye de düşünüyorum ayrıca..
