Dünya 85 yaşında bir delikanlı

85 yaşında bir delikanlı

27.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

“Başkalarının hakkımda ne düşündüğü beni ilgilendirmiyor. Ben neysem oyum. Hiçbir şey ummuyorum ve her şeyi kabul ediyorum. Ve böylece hayat çok daha kolay oluyor”...

85 yaşında bir delikanlı

Efnan Atmaca - Hollywood’un usta aktörü Anthony Hopkins’in bu sözleri kolay gibi görünse de asıl zoru sunuyor: Hayatı sadeleştirmek. Üstelik bunu öneren canlandırdığı her karakterle ne kadar bilge olduğunu hep ispat eden biri. “Hannibal Lecter” karakterinin sizi etkisi altına almadığını ya da William Parrish’in geleceğe dair fikirlerine hak vermediğinizi söyleyebilir misiniz? Daha iki yıl önce Alzheimer hastası bir karakteri oynayarak ikinci Oscar’ını cebine koyan Hopkins, 85 yaşına girmek üzere ama yorulmak bilmiyor. Şimdi de eski ABD Başkanı Ronald Reagan’ın seçimlere hazırlandığı sürecin tarihsel arka planına odaklanan “Armageddon Time” adlı filmle gündemde. Tıpkı “Baba” hakkında konuşurken “Oynamak kolaydı, çünkü ben de o yaştayım artık” dediği gibi yine yaş avantajını kullandığı bir rolde usta aktör.

Haberin Devamı

Picasso, Hitler...

Galler doğumlu Hopkins, 1970’lerde ABD’ye geliyor, o yılları “Işığa, gökyüzüne bakıp ‘Burası Amerika!’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Sık sık eski güzel günlerden bahsederiz ama hayat devam ediyor” diyerek anlatıyor. Hayat, Hopkins için ABD’de başarılarla dolu olarak devam ediyor. Öyle ki Picasso, Hitchcock, Papa XVI ve Hitler olarak izledik onu beyaz perdede. İkisini kazandığı altı Oscar adaylığı ve 10’larca ödülü var usta oyuncunun. O ise verdiği söyleşilerde tüm bunları anlatırken öyle sadeleştiriyor ki konuları, sanki elbise giyer gibi role girdiğine inanıyorsunuz.

‘Film çeviriyor, piyano çalıyor’ 

Anthony Hopkins önemli bir rol üstlendiği 2022 yapımı “Armageddon Time” filmini henüz izlememiş, sinema salonlarına girmek için acele etmiyor. “Kovid işi geri döndü, bu yaşımda riske girmek istemiyorum” diyor. Her gün piyano çalıyor, resim yapıyor. Bu filmdeki rolünün ona dedesini hatırlattığını söylüyor: “Büyükbabam en son 1961’de Galler’de bana yemek ısmarlamak istedi. Reddettim, birkaç ay sonra da öldü. Çok meşguldüm, gençtim. O gitti, anılar kaldı.” Ama takılıp kalmıyor aktör melankoliye ve yine tüm bilgeliğiyle ilham veriyor: “Hayatta olduğum için minnettarım, bana hâlâ yapacak işler veriyorlar. Bu da beni beladan uzak tutuyor.”