01.08.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
Kendisine röportajın derginin yazı işleri müdürü tarafından 2010 yılı Aralık ayında bir telefonla sipariş edildiğini yazan Buck, “Başta oraya bir siyaset muhabiri göndermelerini söyledim ama Esma Esad’ın sadece kültür, sanat ve müzeler hakkında konuşmak istediklerini bu nedenle en uygun kişinin ben olduğumu söylediler” dedi. Buck’un röportajının perde arkasının çarpıcı bölümleri şöyle:
‘İngiliz kadını gibi’
“Esma Esad Harvey Nichols’da yan masanızda öğle yemeğinde görebileceğiniz bir İngiliz kadınını andırıyordu. Sonraki günlerde Beşar Esad’la da buluştuk. Neden göz doktoru olmak istediğini sordum. Bana, ‘Asla acil durum olmaz ve kansızdır’ dedi. Dönüş yolunda bilgisayarımı açtığımda hack’lenmiş olduğunu gördüm. Döndükten sonra Tunus, Mısır ve Libya’da peşpeşe isyanlar patladı. Bana basına konu hakkında konuşmamam söylendi. Yıl sonunda biten kontratım ise yenilenmedi ve işime son verildi.”