11.01.2010 - 10:36 | Son Güncellenme:
Afganistan’da 7 CIA görevlisini öldüren Ürdünlü intihar bombacısı Humam Halil Ebu Mulal el Balavi’nin üzerindeki bombayı nasıl patlattığının ayrıntıları netleşmeye başlarken, saldırının CIA’de de büyük bir güven bunalımına yol açtığı ortaya çıktı.
İngiliz Sunday telegraph gazetesinin haberine göre, Humam Halil Ebu Mulal el Balavi’nin önceki gün yayınlanan videoda Pakistan Talibanı'nın yeni lideri Hekimullah Mesut'la birlikte görülmesi, el Kaide üyelerinin Pakistan'daki Taliban’la işbirliğini ortaya seren bir başka delil oldu.
CIA görevlilerinin öldürülmesi olayının ayrıntılarının ortaya çıktığını da belirten Sunday Telegraph, saldırıyı düzenleyen Ürdünlü doktor Balavi’nin, Afganistan'daki üsse girdiği sırada arabadan indirilmediği ve üst aramasının üssün içinde yapılmasının planlandığını yazdı.
Amerikan güvenlik yetkililerinin verdiği bilgiye göre, CIA görevlileri, el Kaide’nin ikinci adamı Eyman ez Zevahiri’nin yeri konusunda önemli bilgiler vermesi beklenen Balavi’yi arabasının durduğu yerde karşıladı.
Arabadan eli cebinde çıkan Balavi, bir görevlinin kendisini aramak üzere geldiği sırada üzerindeki bomba düzeneğini ateşledi ve çevrede bulunan CIA görevlilerini öldürdü.
Sunday Telegraph gazetesi, ölenlerden birinin CIA üssünün yöneticisi olduğu ve istihbarat örgütünün El Kaide konusunda en önde gelen uzmanı olduğunu da bildirdi.
Gazetede yer alan aynı konuyla ilgili bir yorum yazısında ise riskten kaçınan Amerikan ajanlarının el Kaide’nin ulaştığı sonuçlara ulaşma kapasitesi olup olmadığı sorgulandı. Yazıda, Afganistan'daki saldırının ardından CIA genel merkezinde bir güven krizinin yaşandığı öne sürüldü.
CIA görevlilerinin, özel teknolojik cihazları olan ve bağımsız çalışan James Bond filmi karakterleri olmadıkları ifade edilen yazıda, istihbarat örgütünün çalışanlarının çoğunun bürokrat yapıda kişiler olduğu ve soğuk savaş yıllarında KGB’nin CIA’e sızmasından sonra karşı istihbarat kurallarının çok katı hale getirildiği ileri sürüldü.
Yazıda, istihbarat örgütünde inisiyatif ve yaratıcı düşüncenin bastırıldığı ve form doldurma yöntemiyle işleri sorunsuz gibi göstermenin ödüllendirildiği bir kültürün hakim olduğu savunuldu.