18.07.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Dilara Zengin-Tahran
İran ve P5+1 ülkeleri arasından uzun süredir devam eden müzakerelerin olumlu sonuçlanmasıyla, haftalardır Viyana’dan gelecek habere odaklanan İranlılar rahat bir nefes aldı ve coşkuyla kutladı. Anlaşma, İranlılar için yeni bir umut doğursa da halk batıya karşı olan ihtiyatlı tavrını elden bırakmadı. Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi Rıza Hakan Tekin, anlaşmanın İranlılarda bir zafer ve mutluluk hissi yarattığını ancak geçmişte batıyla yaşananlardan dolayı halkta bir ihtiyat payının olduğunu ifade etti. Yaptırımların kalkmasıyla İran’ın bölgede Türkiye’ye rakip olacağına ilişkin basında çıkan haberleri de değerlendiren Tekin, Türkiye’nin istikrardan menfaat sağlayan bir ülke olduğunu belirterek, böyle bir komplekse kapılmaya gerek olmadığını, anlaşmanın iki ülke arasında yeni işbirliği kapılarını açacağını söyledi.
Anlaşma manşetlerde
Yıllardır uygulanan yaptırımların ekonomik yükünü sırtında taşıyan İran halkı, anlaşma haberini milli bir maç kazanmışçasına Tahran’ın geniş caddelerinde toplanıp danslar edip arabalarıyla geçit yaparak kutladı. Anlaşmanın ertesi günü ise reformist ya da muhafazakar tüm gazetelerin manşetlerinde tarihi anlaşma yer aldı.
Yaptırımların ekonomik etkilerinden yorulan halkın umutları anlaşma ile yeniden canlanırken, “Şimdi ne olacak?”, “Anlaşmanın etkileri nasıl olacak” soruları üzerine tartışmalar yoğunlaştı. Anlaşmanın İran için olumlu sonuçlar doğuracağına ilişkin görüşler çoğunlukta olsa da anlaşmanın hiçbir şeyi değiştirmeyeceğine inananlar ya da batıyla anlaşma yapılmasına karşı olanlar da mevcut.
‘Mutluluk ve zafer hissi’
Türkiye’nin Tahran Büyükelçisi Rıza Hakan Tekin, İran ve P5+1 ülkeleri arasındaki anlaşma sonrası İran’daki gözlemlerini Milliyet’le paylaştı. Anlaşma sonrası İran’da mutluluk ve zafer hissi olduğunu belirten Tekin, genel olarak İran’da anlaşmaya yönelik kayda değer bir olumsuz tepki olmadığını belirtti. Ancak Tekin, anlaşmanın daha çok yeni olduğunu ve zaman geçtikçe aşırı muhafazakar kesimden bir takım olumsuz tepkiler gelebileceğini, böyle bir durum halinde bu tarz olumsuz tepkilere şaşırılmaması gerektiğini ifade etti. Konuyla ilgili İran’ın dini lideri Ali Hamaney’in henüz net bir açıklama yapmadığını ama resmi twitter sayfası üzerinden müzakere heyetine yönelik tebrik ve takdir mesajı paylaştığını kaydeden Tekin, Hamaney’in bu tweet’inin olumlu bir yaklaşım olarak görülebileceğini dile getirdi.
İhtiyat payı var
Halk cephesine bakıldığında ise İranlıların anlaşmanın genelinden bağımsız olarak durumdan memnuniyet duyduklarını belirten Tekin, “Çünkü bu yaptırımların en çok etkisini hisseden halk oldu. İran ekonomisi özellikle 2012’den sonra çok ciddi bir gerileme yaşadı. Ruhani döneminde bu bir nebze telafi edildi ama bunun sürdürülebilir olması için bu yaptırımların kaldırılması gerekiyor” dedi. Halkta bir ümit gözlemlediğini ancak muazzam bir coşkunun olduğunu düşünmediğini dile getiren Tekin, “Bunun sebebi de geçmişte böyle şeyler olmuştu sonra hayal kırıklığına uğradılar, dolayısıyla biraz halkta da ihtiyat payı var. Ama herkes bu anlaşmaya kilitlenmiş durumdaydı, her ne kadar anlaşmanın ilan edilmesi anlaşmanın sonuçlandığı anlamına gelmese de bu sürecin sonuçlanması psikolojik olarak hem halk hem de hükümet nezdinde olumlu bir etki yarattı” diye konuştu.
Anlaşmanın bölgede nasıl bir etki yaratacağına da değinen Tekin, bölgenin çok ağır bir krizden geçtiğini ve yoğun bir güvensizlik ortamı olduğunu vurgulayarak, bu durumun anlaşmanın yanısıra İran’ın iç dinamiklerine de bağlı olduğunu söyledi. Bu konuda iki bakış açısının olduğunu kaydeden Tekin, iyimser bakış açısından bakıldığında batıyla yeni bir sayfa açılmasının ardından İran’da reformcu kanadın güçlenebileceğini ve bunun da İran’ı dış politikada daha yapıcı bir çizgiye getirebileceğini ifade etti.
Maddi kaynaklar artacak
Tekin, kötümser bakış açısının ise iyimser bakışın tersine İran’ın bu anlaşmayla bugüne kadar izlediği politikalarda aslında haklı olduğunu kendi kendine göstermiş olacağını, dolayısıyla kazandığı meşruiyet ve edineceği maddi kaynaklarla bölgedeki faaliyetlerini daha da artırarak devam edeceğini savunduğunu belirtti.
‘Türkiye açısından kazanç’