Gazze'de son durum, Orta Doğu'da son dakika... İsrail operasyon hazırlığındayken Beyaz Saray'dan flaş 'desteklemiyoruz' açıklaması

ABD Başkanı Biden, İsrail ile Hamas arasında esir takası anlaşması yapılması ve Gazze'deki çatışmalara "sürdürülebilir bir ara" verilmesi için çok çalıştıklarını belirtti. Öte yandan Biden, İsrail'in 7 Ekim saldırısına verdiği karşılığın 'çok abartılı' olduğunu söyledi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Vedant Patel, İsrail’in Gazze Şeridi’ndeki Refah’a yönelik planladığı askeri operasyona yönelik açıklamalarda bulundu. Patel, ABD'nin yerinden edilmiş bir milyondan fazla sivil için "ciddi bir planlama yapılmadan" Refah'a yapılacak bir İsrail askeri operasyonunu desteklemeyeceğini söyledi. Patel, "1 milyon insanın barındığı bir bölgede plansız ve çok az düşünülmüş bir şekilde böyle bir operasyon düzenlemek felaket olur" ifadelerini kullanarak, ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'ın İsrail'de yaptığı son ziyarette İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'ya bunu açıkça ifade ettiğini söyledi.

Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk, İsrail'in Gazze ile arasında bir "tampon bölge" oluşturma girişiminin savaş suçu teşkil edebileceği uyarısında bulundu.

Lübnan basınında yer alan haberlerde, ülkenin güneyindeki Nabatieh kasabasında bir araca düzenlenen dron saldırısında 3 kişinin hayatını kaybettiği belirtilerek, hayatını kaybedenler arasında Hizbullah komutanı Abbas el Dabs’ın da bulunduğu iddia edildi.

Biden önümüzdeki pazartesi günü Beyaz Saray'da Ürdün Kralı Abdullah'ı ağırlayacak. İki lider Gazze'de devam eden durumu ve "krize kalıcı bir son verme" çabalarını görüşecek

ABD ordusu, Husilerin kendilerine ateş açmak üzere olduğunu belirttiği iki Husi gemisini etkisiz hale getirdiklerini duyurdu.

ABD'li Türk düşmanı Senatör Rand Paul, Türkiye'nin F-16 satın alımına karşı çıkan tasarıyı senatoya sundu. Terör örgütü YPG/PKK hakkında güzellemeler yapan Paul'un skandal açıklamaları iste tekrar gün yüzüne çıktı.

Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları, Gazze şehrinin batısındaki sanayi bölgesinde bir İsrail tankını vurduğunu duyurdu. Yasin-105 roketi kullanılan saldırının yanı sıra aynı bölgedeki çatışmalarda çok sayıda İsrail işgal askerinin öldüğü ya da yaralandığı bildiriliyor. İsrail'de yayımlanan Haaretz gazetesi ise, Gazze Şeridi'ndeki çatışmalarda 12 işgal askerinin yaralandığını bildirdi. İsrail ordusunun verilerini aktaran Haaretz'in haberine göre, halihazırda 25 ağır yaralı asker hastanelerde tedavi görüyor. İşgal ordusu, Ekim ayının sonunda başlayan Gazze'nin karadan işgalinde en az 220 askerini kaybetti.

İsrail'de yapılan son anket, ülkede yaşayanların yüzde 51'inin devam eden savaşta Gazze Şeridi'nde tutulan rehinelerin serbest bırakılmasını ana hedef olarak gördüğünü ortaya koydu.

İsrail Demokrasi Enstitütüsü tarafından gerçekleştirilen ankete katılanların yüzde 36 ise, bir numaralı önceliğin Hamas'ın devrilmesi olmasını istiyor.

Gazze hükümeti İsrail'in bölgede en az 3 bin hasar almamış evi ateşe vererek milyonlarca dolarlık bir zarara yol açtığını açıkladı. Hükümet askerlerin bu emri doğrudan komutanların isteği üzerine yaptıklarını belirtti ve "Bu Uluslararası Hukuk'un ihlali" değerlendirmesinde bulundu.

Filistin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, İsrail güçleri tarafından son 24 saatte düzenlenen saldırılarda 130 kişinin hayatını kaybettiği, 170 Filistinlinin de yaralandığı duyuruldu.
Açıklamada ayrıca saldırıların başladığı 7 Ekim tarihinden bu yana hayatını kaybedenlerin sayısının 27 bin 840’a, yaralı sayısının ise 67 bin 317’ye yükseldiği aktarıldı.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyinde yaptığı katliamlar sonrası 1,5 milyonu aşkın Filistinli savaştan kaçarak bölgenin güneyine sığındı. İşgal ordusunun güneyin en büyük şehri Han Yunus'a da karadan saldırmasıyla, Filistinliler için son bir sığınak kaldı: Mısır sınırındaki Refah kenti. Hamas'ın üç aşamalı ateşkes teklifini reddeden İsrail Başbakanı Netanyahu, ordunun yakında Refah'ta geniş çaplı bir savaşa gireceğini söyledi, Refah'ın 'Hamas'ın son kalelerinden biri' olduğunu savundu. Birleşmiş Milletler ise Mısır sınırındaki şehre bir kara saldırısının felaket olacağını kaydetti. Birleşmiş Milletler İnsani İşler Koordinasyon Ofisi sözcüsü Jens Laerke, Refah'ta gerçekleşmesi beklenen savaşla ilgili "Büyük ölçekli bir sivil kaybı söz konusu olacak" dedi.

BM: SAVAŞ SUÇU ANLAMINA GELİYOR

Savaştan önce Gazze'nin nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu yer Han Yunus bölgesiydi. İsrail ordusunun saldırıları bölgeyi yaşanmaz hale getirince yaklaşık 2 milyon Gazzeli güneye zorunlu olarak geçti.

Öte yandan 5. defa Orta Doğu'ya gelen ve İsrailli yetkililerle temasa geçen ABD Dışişleri Bakanı Blinken ise Refah'taki sivillerin korunmasının önemli olduğunu vurguladı. Dahası, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri konuyla ilgili yaptığı açıklamada şöyle dedi:

"Yasa oldukça açık. Uluslararası Hukuk'a göre sivil nüfusun yoğun olduğu yerleri ayrım gözetmeden bombalamak savaş suçu anlamına geliyor"

İsrail ordusu Hizbullah'ın tank savar füzeleriyle düzenlediği saldırıda bir astsubayın ağır, iki askerin ise hafif yaralandığını duyurdu. İsrail ordusu ise saldırıya topçu ateşleriyle karşılık verdi.

Hamas'ın önerdiği üç aşamalı 135 günlük ateşkes anlaşmasını beklendiği gibi reddeden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Gazze Şeridi'ne daha fazla saldırı sinyali verdi.

Geride kalan 125 günde savaşın başında duyurduğu hiçbir hedefe ulaşamayan ve yalnızca Gazze'yi yakıp yıkan Netanyahu, Hamas'ı ortadan kaldıracağını bir kez daha yineledi.

Tel Aviv'i altıncı kez ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'la görüştükten sonra kameralar karşısına geçen Netanyahu'nun sözleri, İsrail medyasında gün boyu yer alan haberler okunduğunda sürpriz değildi.

ABD Dışişleri Bakanı Blinken ise, Netanyahu'dan üç saat sonra basın toplantısı için gazetecilerle buluştu. İki saat gecikmeyle başlayan basın toplantısında ABD'nin bir numaralı diplomatı Washington'ın halen bir anlaşma için zemin olduğunu savundu.

Antony Blinken, "Hamas'ın yanıtında bazı açık imkansız noktalar olsa da, bunun bir anlaşmaya varılması için zemin yarattığını düşünüyoruz ve bunu elde edene kadar durmaksızın çalışacağız" dedi.

Gazze Şeridi'ni 2007 yılından beri yöneten Hamas'ın teklif ettiği dört buçuk aylık ateşkeste, tüm rehinelerin serbest bırakılması, İsrail’in işgal askerlerini çekmesi ve savaşın sona erdirilmesi konusunda bir anlaşmaya varılması yer alıyordu.

Hamas'ın önerisi, ABD ve İsrail tarafından hazırlanan ve geçen hafta Katarlı ve Mısırlı arabulucular tarafından Hamas'a iletilen daha önceki bir teklife yanıt niteliği taşıyordu.

Çarşamba günü Filistin lideri Mahmud Abbas'la da bir araya gelen ABD Dışişleri Bakanı Blinken, bugün ise İsrail'in eski genelkurmay başkanları Benny Gantz ve Gabi Eisenkot'la buluştu.

Her iki isimde, halihazırda İsrail'in savaş kabinesinde yer alıyor ve ılımlı kanadı temsil ediyorlar.

Al Jazeera, Blinken'ın İsrail savaş kabinesindeki merkezcilerle bir rehine anlaşması için baskı yaptığını bildiriyor.

İşgal altındaki Doğu Kudüs'ten bildiren Al Jazeera muhabiri Rory Challands ise, İsrail tarihinin en sağcı hükümetine başbakanlık eden Netanyahu ve kabinesi için değişen hiçbir şeyin olmadığını ve savaşın devam ettiğini aktardı. Hamas için tünellerdeki çatışmaların sürdüğünü ve Gazze Şeridi sakinleri için de ölümlerin devam ettiğini dile getiren Al Jazeera muhabiri, arabulucu rolündeki ABD, Mısır ve Katar için işlerin karmaşıklaştığını vurguladı.

"Sırada ne var?" diye soran Rory Challands, Antony Blinken'ın iki saat gecikmeli başlayan basın toplantısındaki sesinde hayal kırıklığının duyulabileceğini yazdı. "Bir anlaşma elde etmek için geldi ancak elde edemedi" diyen Al Jazeera muhabiri, ABD'nin bir numaralı diplomatının Hamas ve İsrail arasındaki uçurumu kapatmayı deneyeceğini bildirdi.

Blinken'ın hala bir şansı olduğunu düşündüğünü belirten Rory Challands, "Haklı olabilir, bir şans olabilir. Ancak şu anda Washington DC'ye eli boş dönüyor" yorumunu yaptı.

Uluslararası haber ajansı AFP ise, Hamas'ın teklifini Netanyahu'nun reddetmesiyle Mısır'ın başkenti Kahire'de yeni bir müzakere turunun başlayacağını duyurdu.

Haberini adını vermeyen bir Mısırlı yetkiliye dayandıran AFP'ye göre, söz konusu müzakerelerin odak noktası Gazze Şeridi'nde sükunetin sağlanması ve rehine takasının hayata geçirilmesi.

Kahire'deki görüşmelere İsrail tarafından katılım olup olmayacağı henüz belli değil.

Afganistan'dan mülteci olarak İngiltere'ye giren ve burada gizli servis, iç ve dış işleri bakanlığı gibi gibi kritik konumlarda görev alan ajanın burada öğrendiği bilgileri bir süper güce sattığı ortaya çıktı. Akılalmaz detaylar silsilesi dünya medyasında ses getirdi.

Hamas’ın Gazze’de ateşkes için karşı önerisi İsrail tarafında kabul görmedi. Hamas’ın karşı teklifini kabul etmeyen ve şartları “tuhaf” bulduğunu söyleyen Netanyahu, yeni saldırı emri verdi.

Eski ABD Dışişleri Bakanı ve başkan adayı Hillary Clinton, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Gazze'ye yönelik savaşı yönetmesi sebebiyle 'kesinlikle gitmesi gerektiğini' söyledi.

Clinton, "Netanyahu gitmeli. Güvenilir bir lider değil. Gitmesi gerekiyor, eğer ateşkese engel oluyorsa, ertesi gün ne yapılacağının araştırılmasına engel ise mutlaka gitmesi gerekiyor" diye konuştu.

Başkan Joe Biden'ın Netanyahu ile ilişkisi sorulduğunda ise Clinton, "Biden'ın Netanyahu'yu etkilemek için elinden geleni yaptığının açık olduğunu" kaydetti.

İsrail ordusu, savaş uçaklarının Lübnan'ın güneyindeki El Hiam köyünde Hizbullah mevzilerini vurduğunu duyurdu.

Ağır bombardımanda köyde birçok bina yerle bir oldu.

Lübnan medyası ise, köyde vurulan binalardan birinde bir sivilin hayatını kaybettiğini, iki sivilin de yaralandığını yazdı.

Suriye'nin başkenti Şam’dan havalanan uçağın Irak'ın başkenti Bağdat'a indiği sıralarda, gökyüzünde ABD'ye ait üç silahlı insansız hava aracı tur atıyordu. Amerikan dış istihbarat servisi CIA, uçak henüz Şam'dan kalkış yapmadan araçta kimin olduğunu biliyordu.

3 Ocak 2020 gününün ilk saatlerinde Bağdat Havalimanı pistine teker koyan özel uçaktakiler araçlara geçti, konvoy hareket etti.

Her biri dörder cehennem ateşi füzesi taşıyan ABD drone'ları konvoydaki araçları vurdu, Orta Doğu'nun en korkulan ismi Kasım Süleymani'nin öldürülmesi dünyada şok etkisi yarattı. İran Devrim Muhafızları'nın dış operasyonlarını yürüten Kudüs Gücü'ne yıllarca komuta eden Kasım Süleymani, Tahran'ın Orta Doğu'daki nüfuzunun mimarıydı. Suriye'den Yemen'e, Irak'tan Lübnan'a birçok ülkede vekil güçlerin silahlandırılması ve eğitilmesi gibi operasyonlar, Kudüs Gücü'nün yalnızca görünen yüzüydü.

İran ve ABD'yi savaşın eşiğine getiren suikasttan tam dört yıl bir ay sonra, Bağdat'ta yine bir gece yarısı cehennem ateşi füzeleri sahneye çıktı.

ABD TAKTİK DEĞİŞTİRDİ

Gazze Şeridi'nde 7 Ekim'de başlayan savaştan itibaren Irak ve Suriye'deki üsleri İran yanlısı milisler tarafından neredeyse 200 kez saldırıya uğrayan ABD, birkaç kez savaş uçaklarıyla misillemede bulunsa da Ürdün'deki Tower 22 üssünde üç askerin öldüğü kamikaze drone saldırısıyla taktik değiştirmiş gibi görünüyor.

ABD ordusu geçen hafta bizzat Başkan Joe Biden'ın emriyle İran yanlısı milislerin Suriye ve Irak'taki üsleri, cephanelikleri ve tesislerini B-1B stratejik bombardıman uçaklarının da katıldığı misillemede vurdu. Washington, yedi ayrı noktada gerçekleşen hava saldırılarının misilleme dalgasının başlangıcı olduğunu duyurdu.

Aralarında sivillerin de olduğu yaklaşık 40 kişinin öldüğü hava saldırıları Bağdat ve Washington yönetimlerini karşı karşıya getirirken, İran destekli milislerin çatı örgütü İslami Direniş ABD üslerine saldırılara devam etti. Suriye'nin doğusunda yer alan Deyrizor'daki El Ömer üssünün yine kamikaze drone'la vurulduğu saldırıda, ABD ordusunun ülkedeki müttefiki YPG'li teröristlerden sekizi öldürüldü.

ÇARŞAMBA AKŞAMI SAAT 21.30

ABD ordusunun yeni saldırısı ise, Irak'ın başkenti Bağdat'ta gerçekleşti. Washington tarafından Ürdün'deki Tower 22 saldırısından sorumlu tutulan Irak'taki Şii örgüt Ketaib Hizbullah'ın liderleri, akşam saatlerinde hedef alındı.

Önce Çarşamba akşamı Bağdat'ta arka arkaya patlama sesleri duyuldu, cadde ortasındaki bir aracın alev alev yandığı görüntüler sosyal medyada paylaşılmaya başlandı.

Uluslararası haber ajansları, Irak'taki Şii milis gücü Haşdi Şabi'nin en önemli parçası olan Ketaib Hizbullah'ın komutanları Ebubekir el Saadi ile Erkan el Alavi'nin öldürüldüğünü dünyaya 'son dakika' koduyla duyurdu.

FÜZE PARÇASI OLAY YERİNDE

ABD'ye ait MQ-9 Reaper silahlı insansız hava aracından ateşlenen Cehennem Ateşi füzesinin hedef aldığı araçta, Saadi ve Alavi'nin yanı sıra şoförleri de vardı. Hellfire-Cehennem Ateşi füzesinin parçalarını gösteren olay yeri fotoğrafları, sosyal medyada paylaşıldı.

ARAÇ HAREKET HALİNDEYDİ

Saldırının gerçekleştiği Meştal mahallesinden bildiren BBC muhabiri Orla Guerin, Cehennem Ateşi füzesinin hareket halindeki aracı vurduğu bilgisini verdi.

ABD'nin Orta Doğu'daki operasyonlarını yürüten Merkez Kuvvetler Komutanlığı, gece yarısı 00.15'te X hesabından paylaştığı mesajla saldırıyı doğruladı.

CENTCOM DETAY VERDİ

CENTCOM, yerel saatle 21.30'da öldürülen Ketaib Hizbullah komutanlarının 28 Ocak tarihinde Ürdün'deki Tower 22 üssünde üç Amerikan askerinin öldüğü saldırıyı doğrudan planlayan ve içerisinde yer alan isimler olduğunu belirtti.

'AMERİKA EN BÜYÜK ŞEYTANDIR' SLOGANLARI

Bağdat'ın doğusundaki bir semtte gerçekleşen suikast, Irak'ın başkentini kelimenin tam anlamıyla sarstı. Ketaib Hizbullah ve diğer İran yanlısı gruplar, üyelerine silahlarını alıp Yeşil Bölge'de bulunan ABD Büyükelçiliği'ne baskın düzenleme çağrıları yaptı.

Olay yerinde toplanan kalabalık saldırıya öfkeliydi, 'Amerika en büyük şeytandır' sloganları atıldı.

Bağdat'ta tüm köprüler ve yollar polis tarafından kapatılırken, İran yanlısı milislere ait sosyal medya hesaplarından intikam mesajları paylaşıldı.

Amerikan ordusu, geçtiğimiz ayda yine Bağdat'ta İran yanlısı gruplardan birinin komutanını öldürmüştü.

BBC muhabiri Guerin, drone suikastının büyük bir gerilim olarak görülüceği yorumunu yaptı.

ABD ordusu, Irak ve Suriye'deki çatışmaların yanı sıra Yemenli Husiler'le adı konmamış bir savaş yürütüyor. Husilerin Kızıldeniz'deki gemilere füze ve drone ateşleyerek başlattığı çatışmayı, ABD ve müttefiklerinin Babülmendep Boğazı'na savaş gemileri konuşlandırması izledi. ABD ve İngiltere, birkaç haftadır Husi hedeflerine hava saldırıları da düzenliyor ancak gerilim dinmiş değil.

Rusya'da Yahudilerle bir araya gelen Vladimir Putin, , Moskova'nın Gazze'de Hamas tarafından tutulan esirlerin serbest bırakılmasını sağlamaya yönelik diplomatik çabalarında "belirli sonuçlar" elde ettiğini aktardı. Putin çok bir detay vermese de konuyla ilgili , "Bilindiği gibi Dışişleri Bakanlığımız Hamas'ın siyasi kanadı ile rehine konusunda temaslara geçti ve önemli sonuçlar elde etti" dedi.

Öte yandan Putin, daha önce İsrail ordusunun Gazze'deki eylemlerini eleştirmiş ve Filistin devletine desteğini açıklamıştı.