18.05.2025 - 16:10 | Son Güncellenme:
DIŞ HABERLER SERVİSİ
1980'lerde başlayan ve yıllardır çözülemeyen bu casusluk hikayesi, istihbarat camiasını hala meşgul ediyor. Amerikan sırlarını Sovyetler Birliği'ne sızdıran bir ajanın varlığı, hem CIA hem de FBI'ı derinden sarsmış durumda.
İşte bu gizemli hikayenin ve CIA'in gizli avının detayları.
1985'İ 'CASUSLUK YILI' YAPAN OLAY
1985, Amerikan istihbarat tarihine 'Casusluk Yılı' olarak geçti. Bu dönemde, Sovyetler Birliği'ne bilgi sızdıran birden fazla casus ortaya çıkarıldı. CIA'den Edward Lee Howard, Aldrich Ames ve FBI'dan Robert Hanssen gibi isimler, Amerikan sırlarını Ruslara satarak büyük bir skandala yol açtı. Ancak, bu isimlere rağmen, bazı sızıntılar hala açıklanamıyor. Bilgi akışının boyutu ve doğası, bilinen bu üç casusun ötesinde başka bir ajanın varlığına işaret ediyor. İşte bu gizemli figür, 'Dördüncü Adam' olarak anılıyor.
Eski FBI yetkilisi David Szady, bu dönemde yaşanan sızıntıların yalnızca bilinen isimlere bağlanamayacağını savunuyor: "Kanıtlar, açıklanamayan çok fazla bilgi sızıntısı olduğunu gösteriyor. Bu, başka bir casusun varlığına işaret ediyor." Szady ve diğer istihbarat uzmanları, Dördüncü Adam'ın hala tespit edilememiş olmasının, Amerikan istihbaratının en büyük başarısızlıklarından biri olduğunu düşünüyor.
CIA'İN GİZLİ AVI: ÜÇ KADIN ANALİST
1994'te CIA, bu gizemi çözmek için özel bir birim kurdu. Politico'nun haberinde yer alan detaylara göre, bu birimde çalışan üç kadın analist, sızıntıların izini sürmekle görevlendirildi. Ekip, titiz bir çalışmayla, FBI'daki bazı şüphelilere işaret eden ipuçları buldu. Ancak, FBI'ın kendi içindeki şüphelilere bakılmasına izin vermemesi, bu çabaları sekteye uğrattı.
DÖRDÜNCÜ ADAM HALA ARAMIZDA MI?
Dördüncü Adam'ın kimliği, istihbarat camiasında hala bir tartışma konusu. Bazı uzmanlar, bu kişinin hala hayatta olabileceğini ve hatta Amerikan istihbarat sistemine zarar vermeye devam edebileceğini düşünüyor. Eski CIA yetkilisi Paul Redmond, "Bu kişi, sistemin en derinliklerinde saklanmış olabilir. Onu bulmak, bir iğneyi samanlıkta aramak gibi" diyor.
Politico'nun haberine göre, Dördüncü Adam'ın varlığına dair kanıtlar, yalnızca sızıntıların hacmiyle sınırlı değil. Bazı operasyonların açıklanamayan şekilde başarısız olması ve Sovyetler'in Amerikan istihbaratına dair şaşırtıcı derecede detaylı bilgilere sahip olması, bu gizemli ajanın varlığını güçlendiriyor. Ancak, bu kişinin CIA'de mi, FBI'da mı yoksa başka bir kurumda mı olduğu hala belirsiz.
FBI'IN GELECEĞİ VE PATEL'İN ROLÜ
Haberde, FBI'ın yeni başkanı Kash Patel'in atanmasının, bu gizemin çözülmesini daha da zorlaştırabileceği belirtiliyor.
Öte yandan, bazı uzmanlar, yeni bir Rus kaynağın ortaya çıkması durumunda gerçeğin gün yüzüne çıkabileceğini düşünüyor. Soğuk Savaş'ın sona ermesinden bu yana, Rus istihbarat arşivlerinden sızan bilgiler, geçmişteki casusluk faaliyetlerini aydınlatmıştı. Benzer bir sızıntı, Dördüncü Adam'ın kimliğini ortaya çıkarabilir.
NEDEN BU GİZEM HALA ÖNEMLİ?
Dördüncü Adam'ın varlığı, sadece bir tarih meselesi değil. Amerikan istihbarat sisteminin güvenilirliği ve ulusal güvenlik açısından hala büyük bir tehdit oluşturuyor. Çözülemeyen sızıntılar, sistemin zayıf noktalarını ortaya koyuyor ve gelecekteki casusluk faaliyetlerine karşı savunmasızlığı artırıyor. Ayrıca, bu gizem, CIA ve FBI arasındaki rekabeti ve koordinasyon eksikliğini de gözler önüne seriyor.
Politico'nun haberinde vurgulandığı gibi, Dördüncü Adam'ın hikayesi, Amerikan istihbaratının hem başarılarını hem de başarısızlıklarını yansıtıyor. Bu gizem çözülmediği sürece, Soğuk Savaş'ın gölgeleri Amerikan istihbarat dünyasını rahatsız etmeye devam edecek.