Wagner’ın hamlesine tepki

Rus güvenlik şirketi Wagner’e bağlı olduğu belirtilen paralı askerlerin, Şerare Petrol Sahası’nı ele geçirdiği haberleri gelirken, gerek Birleşmiş Milletler (BM) tarafından tanınan Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), gerekse de ABD, buna tepki gösterdi.

Libya İçişleri Bakanı Fethi Başağa, ülkenin doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter saflarında savaşan Rus güvenlik şirketi Wagner’in, ülkenin güvenliğini tehdit ettiğini belirtti. Başağa, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, “Wagner’in paralı askerlerinin bir grup Sudanlı Cancavid milisiyle Şerare Petrol Sahasını ele geçirmesi, yabancı savaşçıların Libya’nın petrolünü ve yeraltı kaynaklarını ele geçirmesinin tehlikeli bir örneğidir” ifadelerini kullandı.

Ülkenin güvenliğinin yanı sıra petrol sektöründe faaliyet gösteren ABD ve Avrupalı şirketlerin çıkarlarının da ciddi biçimde tehdit altında olduğuna dikkati çeken Başağa, isim vermeden bazı Arap ülkelerini, Libya’nın petrol arzını engellemek, Hafter’in Trablus’a saldırısına destek vermek ve Wagner paralı askerlerini fonlamakla suçladı.

ABD’nin Libya Büyükelçiliği de, yabancı paralı savaşçıların Libya’da petrol üretimini sekteye uğratmalarından endişe  duyduklarını belirterek, ülkede petrol üretiminin sürmesi gerektiğini açıkladı.

Arkalarında enkaz bıraktılar

Libya’nın doğusundaki silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’e bağlı milislerin saldırısından kurtarılan başkent Trablus’un güneyindeki sivil yerleşim bölgeleri, savaşın yorgunluğunu ve izlerini taşıyor. Başkent Trablus’un bir dönem en işlek banliyölerinden Ayn Zara mahallesi, Hafter milislerinin başkente yönelik ilerlemeye çalıştığı cephe hatlarından biri olarak öne çıkıyor. Anadolu Ajansı’nın görüntülerinde, Ayn Zara’da yıkıcı çatışmanın tüm izleri göze çarpıyor. Yol kenarları devrilmiş, yanmış ya da kurşun ve şarapnel darbeleriyle hurda olmuş araçlar, yıkılmış binalarla dolu. Bazı binaların, dış cephelerinin tamamen çökmesi dikkati çekiyor.

‘AB’nin teklifi ciddiyetten uzak!’

Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell’in, Türkiye ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) bir araya getirme teklifine ilişkin, “Kıbrıs Türklerini yok sayan bu teklifinin, ciddiyetten uzak” olduğunu belirtti. Aksoy, konuya ilişkin açıklamasında “Hiçbir açıklamasında, Kıbrıs Türklerinin Ada’nın doğal kaynakları üzerindeki eşit haklarına atıfta bulunmayan ve Kıbrıs Türklerini yok sayan AB’nin bu teklifi ciddiyetten uzaktır” dedi, Kıbrıs meselesi çözülene kadar hidrokarbon kaynakları konusunda Kıbrıs Rumlarının muhatabının Kıbrıs Türkleri olduğunun altını çizdi. Sözcü Aksoy, “Doğu Akdeniz meselesinde bir çözüm arzu ediliyor ise atılacak ilk adım, Ada’daki iki halkın bir an önce bir araya gelerek, hidrokarbon kaynaklarının araştırılması ve işletilmesi konusunda, gelir paylaşımı dahil ortak iş birliği mekanizması kurmalarıdır” ifadelerini kullandı.

BM: Suriye’de açlık krizi büyüyor

Birleşmiş Milletler (BM), Suriye’nin benzeri görülmemiş bir açlık kriziyle karşı karşıya kaldığı uyarısında bulunarak, ülkede 9.3 milyon sivilin gıda güvensizliği yaşadığını bildirdi. BM’ye bağlı Dünya Gıda Programı (WFP) Kıdemli Sözcüsü Elisabeth Byrs, çatışmaların zirvesinde bile gıda fiyatlarının hiç bu kadar yükselmediğinin altını çizerken, ülkede gıda güvensizliği yaşayan sivillerin sayısının sadece son 6 ayda, 1.4 milyon arttığını belirtti. Byrs, ülkede yılsonuna kadar yardımların sürdürülebilmesi 200 milyon dolara ihtiyaç duyduklarını, aksi halde operasyonlarını durduracaklarını kaydetti.