22.11.2007 - 00:00 | Son Güncellenme:
"22 Temmuz seçimlerinde milletin ortaya koyduÇu tercihe saygı ve partiye karşı duyduÇum sorumluluk ile partide bu bayraÇı daha iyi taşıyacaÇına inandıÇım arkadaşların önünü açmak amacıyla Demokrat Parti Genel BaşkanlıÇı'ndan çekiliyorum..."Gelişmiş Batı demokrasilerinde sıkça gördüÇümüz, Türkiye'de alışık olmadıÇımız bu tavır karşısında, herkes gibi ben de AÇar'ı alkışladım.AÇar gerçekten de Türkiye'nin yetiştirdiÇi önemli devlet adamlarından biri...Farklı görevlerde, farklı bölgelerde görev yapmış, hükümetlerin en kritik bakanlıklarının başında bulunmuş ve bunun sonucunda da DoÇru Yol Partisi'nin, ardından da Demokrat Parti'nin genel başkanlıÇını üstlenmiş bir kişi.Bana göre seçim sürecinde kamuoyuna çok net ve cesur mesajlar verdi.Eleştirilmeyi göze alarak ve teröre meydan okuyarak demokratik adımlar attı.Ben özellikle bu dönemde, Demokrat Parti'nin Meclis'teki eksikliÇini hissedenler arasındayım.AÇar ve arkadaşları parlamentoda olsaydı; bugünkü hükümet profili de deÇişebilirdi.İstikrar ne kadar önemliyse demokrasinin olgunlaşabilmesi için hükümet alternatifleri yaratabilmek de çok önemlidir.O yüzden Demokrat Parti'nin olmaması sadece kendisi için deÇil, diÇer tüm siyasi partiler için de bir talihsizliktir.Kaldı ki, Demokrat Parti Cumhuriyet tarihi incelendiÇinde sıradan bir parti de deÇildir.Bir büyük davanın peşinden koşmuş, misyonunu Türkiye'nin geleceÇini inşa etmek olarak belirlemiş bir partinin bugün farklı bir konumda olması gerekirdi.Ne yazık ki; 22 Temmuz seçimleri öncesinde saÇda birleşme adımları atıldı ancak tek çatı altında birleşme saÇlanamadı.Kimin haklı, kimin haksız olduÇunu tartışmıyorum.Sonuçta iki parti Demokrat Parti adı altında seçimlere giremedi.SaÇdaki birleşme gerçekleşmiş olsaydı belki bugün farklı konuları tartışıyor olabilirdik.Ama olmadı...Yüzde 5'lerde kalan bir partiyi ayaÇa kaldırmak için yeni stratejiler gerekiyordu, bunu da ancak farklı kadrolar yapabilirdi.Büyük bir sıçrama isteniyorsa sadece genel başkanın deÇişmesi de yeterli deÇildi.Partinin yönetim kademesi yeniden şekillenmeli, vitrin deÇil, nitelikli kadrolar Demokrat Parti'ye kazandırılmalıydı.17-18 Kasım tarihlerinde planlanan dördüncü olaÇanüstü kongre aslında bir fırsattı.Ancak son dakikada Mehmet AÇar'dan gelen bir açıklama kafaları karıştırdı."Aday olan arkadaşlara, parti teşkilatlarımıza ve kamuoyuna kendilerini ve projelerini daha iyi anlatabilmelerini saÇlayacak ve parti teşkilatlarındaki heyecanı yükseltecek zamanı ve fırsatı tanımak" gerekçesiyle kongre mayısa ertelenmişti.Bir-iki hafta deÇil, neredeyse bir yılın yarısını kapsayan bir erteleme...Sizce gerçekçi mi?Oysa Demokrat Parti gibi iddialı bir siyasi hareketin bir dakika bile boşa geçirilecek zamanı olmamalı.2009 Mart'ında yapılacak yerel seçimler partinin geleceÇiyle ilgili yeni bir referans noktası olacak.Mayısta yapılacak bir kongre bu süreci de tehlikeye sokacaktır.Belli ki, bugüne kadar açık ve net mesajlar veren bir siyasetçi olan Mehmet AÇar'ın da kafası karışık.Demokrat Parti'nin daha kararlı adımlar atmasını bekliyorum. dsipahi@milliyet.com.tr Demokrat Parti Genel Başkanı Mehmet AÇar, sabahı beklemeden 22 Temmuz akşamı ne demişti.