22.08.2009 - 05:00 | Son Güncellenme:
YÜZ YÜZE - BANU ŞEN
Çakmur, Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi’yle ilgili dava dosyasına Hilton Oteli’nin ruhsatının konulduğunu savundu. “Burası Kültürpark’tır,
burası halkın malıdır. Ben kanuna karşı hile ve sahtekarlık yapıldığı için, kentin bireyi olarak halkın hakkını koruyorum” diye konuştu.
Yüksel Çakmur... 1971 yılında Buca Belediye Başkanı, 1973 ve 1977 genel seçimlerinde de İzmir’den milletvekili seçildi. Gençlik ve Spor Bakanlığı yaptı. 1989’da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Başkanlığı döneminde Bayraklı Salhane’deki mezbahayı yıktırıp Buca Kaynaklar’da entegre et tesislerini kurdu. Metro projesini hazırladı. Büyük Kanal Projesi ve TANSAŞ’ı geliştirdi, kent merkezindeki minibüsleri ve seyyar satıcıları kaldırdı. Karşıyaka Sahil Yolu’nu yaptı. Mustafa Kemal Sahil Yolu’nu yeniledi. İzmir Fuarı’nı organize eden İZFAŞ’ı kurdu.
1994 ve 1999’da yeniden aynı koltuğa talip oldu ancak kazanamadı. Buna rağmen İzmir’in gündeminde hep kaldı. Özellikle Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi, Bayraklı Kent Yenileme Projesi gibi projelere açtığı davalar nedeniyle hedef gösterildi. İzmir’de en çok sevilen isimlerinden olan, ancak tepki de çeken Çakmur’la, başta Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi olmak üzere, kentte tartışma yaratan konuları konuştuk. İşte Çakmur’a yönelttiğimiz sorular ve yanıtları:
‘İzmirli’nin hakkı gasp ediliyor’
Son günlerde kentle ilgili her tartışma adeta gelip size dayanıyor. Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi de bu tartışmaların ilk fitilini ateşliyor. Bu gelişmelerle ilgili ne düşünüyorsunuz?
- İzmir’de özellikle son günlerde sürekli olarak Kültürpark alanının hemen karşısında bulunan, bizim zamanımızda fuarın ve Kültürpark’ın tamamlayıcı parçası olarak değerlendirilen 40 bin metrekarelik alan üzerinde çeşitli spekülasyonlar yapılmaktadır. İthamlarda bulunulmakta ve ağır suçlamalar yapılmaktadır. Görebildiğim kadarıyla sürekli hücumlar, sanki bu bir kişisel konuymuş gibi kişilere yöneltilmektedir. Bu suçlamalara muhatap olarak da benim kişiliğim ortaya çıkmaktadır.
Söz konusu alanla ilgili kişisel bir hesap mı var? Tartışmalar neden hep aynı kişiler üzerinde dönüyor?
- Sürekli hücumlara uğruyorum. Ama bu sosyal bir konu. Hepimizin konusu. 3 milyon 750 bin insanı ilgilendiriyor. Bu insanların hakkı gasp ediliyorsa, saygısızlık ediliyorsa, bu konuda rantlar varsa, kim olursa olsun dün de mücadelemi yaptım, bugün de yapacağım, yarın da yapmaya devam edeceğim.
‘Eğri cetvelden düz çizgi çıkmaz’
Söylendiği gibi sürekli yatırımların önüne engel misiniz?
- Yatırım mı? Rant mı? Bir fabrika yapılıyor da orada istihdam olacak onu mu önlüyorum? Bu işsizlik döneminde insanlar işe alınacak da onu mu önlüyorum? Yatırım üretkenliktir. Böyle birşey var mı? Eğer bir fabrika yatırımı olsa ilk harcı ben koyarım. Orası bir satış merkezi değil. Belediye dükkanı değil. Belediyede çıkarlar söz konusu değildir. Bir belediye başkanı, hele bir sosyal demokrat başkanın bunu yapma hakkı yoktur. Ayrıca saygılı olması gerekir. İnsanı tenkit de edebilirler. Söyleyen ağız doğru ağızsa, o fikirler geçerlidir. Doğru söz eğri ağızdan çıkıyorsa hiçbir geçerliliği yoktur. Eğri cetvelden düz çizgi çıkmaz. Cetvelleri eğri. Bunu düz çizgi olarak kimseye takdim edemezsiniz. Kamu yöneticisi olmasam da bu böyle. Vatandaş olarak da bu konuları irdeleyeceğim. Tabi ki bu konuların üzerine gideceğim. Ben de bu memleketin bir bireyiyim. Ben de burada doğmuş büyümüş bir insanım. Tabii ki halkın hakkını savunacağım. Bu benim kendime saygımdır. Kendisine saygısı olanlar, halka saygılı davranırlar.
Tartışma konusu, Basmane’deki çukur konusuyla başlarsak...
- Bu çukuru kim kazdı? Bu çukur yasalara uygun mu hazırlandı? Yoksa yasalar çiğnendi mi? Bu arada süreki çukur diyenlere sormak istiyorum. Sizin buraya çukur demeye hakkınız var mı? Çukur diyerek başkalarına hücum etmeye, ‘Burası çukur olarak mı kalsın?’ deyip buraya koca koca binaları dikmeye hakkınız var mı? Burası hukuken düzeltilmesi gereken bir alan.
Niçin? Çünkü burada kanuna karşı hile yapılmıştır. Burada evrakta sahtecilik yapılmıştır.
‘Alın size sahteciliğin belgesi’
Alanla ilgili en büyük iddianız sahte dediğiniz evrak. Burhan Özfatura böyle bir belgenin olmadığını söylüyor, ne diyorsunuz?
- Gayet açık. Buranın ruhsatı yokken, bir başka binanın ruhsatıyla burada temel yapılmış. Ve bu çukur evrakta sahtecilik üzerine kazılmıştır. Geçmişteki bir belediye başkanı, gerekse o belediye başkanının araziyi sattığı kişi beni yalancılıkla suçluyorlar, haysiyetsiz diyorlar, ağır konuşuyorlar. Bunlar namusla, onurla, haysiyetle oynayan ithamlar. Ne diyorlar? “Belgeyi ispat etmezse, haysiyetsizdir, namerttir. “
İşte size belge.
Aynı belediye başkanı, bu alanı satan belediye başkanıdır. Yani düşününüz, bu ne kadar acı bir olay. Satanla, satın alan el ele vermiş. Burası Kültürpark’tır, burası halkın malıdır. Burada 3 milyon 700 bin insanın mülkiyet hakkı söz konusu. ‘Siz kimin malını satıyorsunuz?’ diyen insana ateş püskürüyorlar. Şimdi benim suçum ne burada? Ben sadece halkın hakkını koruyorum.
Bu belge nedir?
- Burada sahtecilik yapılmış. Açık. Somutlaşmış. ‘Hani ispat etsin diyenlere söylüyorum.’ İşte ispatı. Buyurun, bilirkişi raporu dosyada söz konusu yapının ruhsatının bulunamadığını, dava dosyasının içinde Hilton Oteli’nin ruhsatının bulunduğunu söylüyor. Şimdi kendileri ne durumdadır? Şimdi ben bu olayla ilgili herkese şunu söylüyorum: Bu belge hukuk dosyasında var.
Beşinci davayı açtık
Biz 4 kez dava açtık ve kazandık. Şimdi beşinciyi açtık. Yasalar diyor ki, ‘Burada bu Dünya Ticaret Merkezi’ni hukuken kuramazsınız. Haksızlık yapıyorsunuz. Hukuku çiğniyorsunuz. İmar yasalarını çiğniyorsunuz. Hukuku, şehircilik planlama ilkelerini yok sayıyorsunuz. Bunu yapamazsınız’ diyor. ‘Bu yoldan vazgeçin’ diyor. Şimdi ne yapıyor belediye başkanları? Kanuna karşı hareket ediyorlar. Hukukun arkasına dolanıyorlar. Bu suç da dava dosyasının içinde var. Bunlar Türk hukuk kurallarında suç değil mi? Kamu yöneticilerine sormak lazım. Ne yaptınız? Kamu idarecileri bunun hesabını vermeli. Bu olay ciddi bir olay. ‘Sosyal demokratım’ diyen bugünkü belediye başkanı diyor ki; ‘Ben danıştaylara, idare mahkemelerine koşacağım, bu insanların mücadelesini vereceğim.’ Ama bu insanlar evrakta sahtecilik yapmış. Siz onu takip edeceğinize bu evrakı takip edin. Kamu hakkını, mülkiyet davasını açıp hemen takip edin ve mülkiyeti belediyeye kazandırın.
YARIN:
Son çözüm formülünde, Başkan Aziz Kocaoğlu’yla ralarında nasıl bir konuşma geçti.
Başkan olsaydı Basmane’deki Dünya Ticaret Merkezi sorununu nasıl çözerdi?