‘İzmir’e yakışır’

Gaziantep’in incisi Hışva Han... Nedir bu Hışva Han derseniz; turizmde, gastronomide, tarih ve kültürde “İşte bu iş böyle yapılır” denilen yer. Çünkü; gastronomi, kültür, tarih ve tescilli dekorasyonuyla dünyanın dört yanından konuk ağırlıyor. Birçok kent, “Bir Hışva Han da bize açın” diye yarışıyor. Hışva Han’ın başındaki isim Mine Özmen’le konuştuk. İki çocuk annesi, iş kadını, girişimci ve süper aşçı. Onun mutfağından atık çıkmıyor. Lezzet ise nirvana... Ünü sınırları aşan Hışva Han için “Yaparsam, İzmir’de yaparım. Kısmet olursa da yaparım” diyor.

- Bu yolculuk nasıl başladı?

Ben ve oğlum tarihi dokulara çok önem veririz, sahip çıkarız. Ben, ülkenin kimliklerinin eski şehirlerde saklı olduğunu düşünürüm. 12 yıl önce 145 yıllık bir Antep konağını, oğlum için restore ettim. Hışva Han yolculuğumuzun temeli o konaktır.

- O konak ile Hışva Han’ın bağlantısı nedir?

Konağı aldığım zamanlarda yanından kimse geçmezdi, kimse bakmazdı. Çünkü, atıl vaziyetteydi. Arkadaşlarım bana, “Çocuğunu nasıl orada bırakırsın, orada yaşam nasıl olur diye hep söylendi. Restorasyonu tamamladık. Gaziantep’in gerçek yaşamını misafirlerimize burada anlatmaya başladık. Daha sonra sokağı canlandırmaya başladık. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin; ufku açık, ışığı olan kadınları bulur. “Bu konağı ev yapan, yuva yapan her şeyi yapar” dedi, benden Hışva Han’a el atmamı istedi. Yolculuk, tam böyle başladı.

- Restorasyon tam anlamıyla çılgınca bir yolculuk. Aileniz bu işe ne dedi?

Sanayici bir aileyiz, un üretiyoruz. Fatma Hanım’ın destekleri benim için çok değerliydi. Böyle bir yerin büyük sorumluluğu olacaktı. O sırada bu han, virane bir yer. Bizimkiler de yeni bir yatırım yapıyordu. Eşimi aradım, bir han aldım dedim. İnanılmaz güvenir bana, hemen hayırlı olsun dedi. Oğlumu aradım söyledim, önce yeni yatırımı gerekçe gösterdi ama kararlı olduğumu görünce o da “Hayırlı olsun, yanındayız anne” dedi. Kızım da aynı şekilde destek verince çıktık yola.

‘Atık mutfak yoktur’

- Konak başka, otel işi başka. Bu süreci nasıl yönettiniz?

Biz bu işi bilmiyorduk, danışmanlarla çalışmalıyız dedik. Otel restoran projeleri yaratan Şebnem Ercantürk ve Murat Özalp’le bir araya geldik. Onlar projeyi hazırladı ve ünlü mimar Mahmut Anlar’la çalıştık. Hışva Han’ın restorasyonu, Anıtlar Kurulu’na bağlı olarak, tamamen aslına uygun bir şekilde yapıldı. Eski kimliğini zedelemeden, modern dokunuşlarla günümüze uyarlandı. Dört yıl renovasyon, iki yıl iç dekorasyon sürdü. Hışvahan böyle doğdu.

- O süreçte insanlara burayı nasıl anlattınız?

Ben bir yer açıyorum, burada anneannemin babaannemin yemeklerini yapacağım dedim.

‘Atılımı severim’

- Mutfakta neler var?

Çok iyi şeflerle çalıştım, menüye amaç koydum. 450 çeşit yemeğimiz var. Bizim çok eski, yokluktan üretilen yemeklerimiz vardır. Patlıcanın başından ezik aşı yaparız, içini kızartırız, dışından kuru dolma yaparız. Atık mutfak yoktur. Her mevsim ayrı sebze ve meyvelerle yemek pişiririz. Biz insanlara buraya geldiğinizde şifayla yemek yiyeceksiniz diyoruz.

- Yalnızca yemekler değil, her şey şifalı. İnsanın burada ruhu da doyuyor.

Keyifle ve aşkla yaptığın her şey, çalıştığın, ürettiğin sürece güzel sonuçlar veriyor. Yeter ki çalış, yeter ki üret, insan sev ve samimi ol. En önemlisi de kalbi iyi tutmak gerekiyor.

- Gaziantepli olmak nasıl hissettiriyor?

Gaziantepli olmak, muhakkak insanlara dokunmak demek. Samimiyiz. Bizim dostluklarımız ölene kadar devam eder. Hiçbir konuda -mış gibi yapmayız. Burada insanlar cömerttir, içtendir. Yürürken bir anda elinize bir avuç fıstık verirler, evlerinde misafir etmek için can atarlar. Burası müthiş bir şehir, böyle bir şehirde yaşadığım için kendimi şanslı hissediyorum.

- Hışva Han, Gaziantep’in simgelerinden oldu. Ama ünü sınırları aştı. İzmir’i sevdiğinizi de biliyorum. Kafanızda bu modeli yayma gibi bir plan var mı?

Evet, bu soruyla çok karşılaşıyorum. “Bir Hışva Han da İzmir’de olsun” diyenler var. Yaparsam, İzmir’de yaparım. Kısmet olursa yaparım, severim yeni atılımları. Çünkü, biz çok çalışkan bir aileyiz, üretmeyi seviyoruz, durmak yok. Bence ne kadar üretirsek, o kadar var oluruz. Ne kadar var olursak, o kadar da mutlu oluruz.

Özel ödülü var

Hışva Han (Pamuk Deposu), INSIDE Dünya İç Dekorasyon Festivali kapsamında en iyi dekorasyona sahip mekânlar arasında gösterildi. Tarihi Kentler Birliği’nce de özel ödüle layık görüldü.

Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde de Antep’in en meşhur hanı tanımıyla ‘Mustafa Paşa Hanı’ olarak geçen Hışva Han’ın, ne zaman yapıldığını gösteren bir kitabe yok. Lala Mustafa Paşa’nın Halep ve Şam Beylerbeyliği görevinde bulunduğu yıllarda yapıldığı tahmin ediliyor. Tek katlı hanlar grubuna giren yapı, Gaziantep’in en eski hanı olarak biliniyor.