Ege Takım olmanın ödülü

Takım olmanın ödülü

25.09.2019 - 18:21 | Son Güncellenme:

Göztepe, evinde Konyaspor’a karşı oynadığı etkili futbolla muhteşem taraftarı önünde ilk golünü buldu 3 puanı hanesine yazdırdı. Sarı kırmızılı camiaya derin bir ‘oh’ çektiren Göz Göz’ü değerlendiren yazarlarımız “Sahada kazanmayı arzulayan, savaşan bir takım izledik. Artık büyü bozuldu. Şimdi çok daha güçlüler” dedi

Takım olmanın ödülü

Takım olmanın ödülü

Haberin Devamı

 

Bülent Buda: Alpaslan, kocaman yürekli. Özgüveni yüksek bir kimliği var. O koşullarda topun başına geçip ardından da mermi gibi bir vuruşla Göztepe’nin büyüyü bozması şahaneydi. Uzun aradan sonra Jerome, istekliydi ve iştahlıydı. Bu bağlamda öncü Serdar’ın, bire birlerde adam eksiltmede doğrudan kaleye yönelişiyle arayışları üst düzeydeydi. Poko, müthiş bir adam. Çok istiyor, bindiriyor, topu taşıyor. Güçlü bir hamal. Bazen de frenleri tutmuyor. Bu koşullarda kırmızı büyük talihsizlik. Uzatmalarla yaklaşık 45 dakika 10 kişi oynadı Göztepe. Jerome çıkıyor, Halil giriyor. Alana adımını atıyor, penaltıyı alıyor. Nihayetinde 10 kişi kalmasına karşın kusursuz savunma ile rakibine tek pozisyon vermeyen Göztepe. Bu üç puan yaşamsaldı. İstediler ve aldılar.

Haberin Devamı

 Fatih Tanfer: Göztepe, Konyaspor karşısında 10 kişi kalmasına rağmen özellikle ilk yarıda oynadığı futbolla Konyaspor’u adeta sahadan sildi. Kaleci Serkan Kırıntılı 5 net gol pozisyonu kurtararak, tek başına Göztepe’ye direndi. Konyaspor’un tüm özelliklerini ezberlemiş, hatalarını iyi tespit etmişlerdi. Konya üst üste üç pas bile yapamadı. Yerinde duramayan Jerome, Konyaspor merkezinin iki ağır ve tek hamlelik oyuncularını adeta sırtında taşıdı. Poko kırmızı kart görünceye kadar inanılmaz oynadı. Ancak Poko atıldıktan sonra orta alanda Soner’in pasör özellikleri ve topu iyi kullanması ile Poko’nun eksikliğini hiç de hissettirmediler. Teknik Direktör Tamer Tuna en az futbolcular kadar formdaydı. Rakibini iyi analiz etmiş ve anlık taktik organizasyonlarıyla takımına büyük katkıda bulundu. En önemlisi Göztepe’nin her geçen gün gücünün arttığı gerçeğini kabul etmemiz lazım. 3 puanı aldı. Oynadığı oyun ve puanla taraftarının gönlünü fethetti.

Mehmet Demirtaş: Göztepe, Konyaspor karşısında askerden yeni gelmiş gibiydi. Sahada saldıran, savaşan, kazanma arzusu üst düzeyde bir Göztepe izledik. Özlemişiz. Tamer Hoca Konyaspor’u çok iyi analiz etmiş. Kenarda bir dakika yerinde duramayan Tamer hoca’nın hırsına hayran kaldım. Öğrencilerine Konyaspor’u adeta ezberletmiş. Göztepe kanatları çok iyi kullandı. Özellikle Mossoro, Serdar ve Soner üçlüsü orta sahada orkestra şefi görevi gördüler. Alpaslan tabiri yerindeyse sahada basmadık yer bırakmadı ve göze hoşgelen futbolunu da Serkan Kırıntılı’nın kalesine adeta bir füze gibi attığı golle taçlandırdı. Poko muhteşem futbolunu yine sürdürdü. Oyunda kaldığı süre boyunca defans-orta saha dengesini mükemmel yapan adamdı. Kırmızı kart ise gerçekten büyük talihsizlikti. Neyse ki Tamer Hoca devreye girdi ve yerinde dokunuşlar ile Poko’nun yokluğunu hissetmedik. Çünkü sahada zafere odaklanmış 10 kahraman vardı. Haftalardır 11 kişi kazanamayan Göztepe 10 kişi ile kazanmasını bildi. Artık Göztepe, daha çok güçlenerek üst sıralara tırmanışa geçecektir.

Haberin Devamı

Zirveye çık, bir daha inme Akigo

 

Bülent Buda: Maç öncesi TV görevlisi Deniz Biricik, Mehmet Altıparmak’a “Hocam bu maça kadar 3 golünüz var 3’ü de penaltıdan” diyor. Hoca hafiften bozuluyor. Yanıtı da yerinde, “Onlar penaltı olmasaydı, belki de gol olacaktı” diyor. Oyunun büyük bölümünde topu ya Hatayspor aldı ya da Akhisar bilinçli olarak onlara bıraktı. Bu kez tek maçta 3 gol attılar, Muhammet, topla samimiyeti iyi olan bir oyuncu. Burhan Eşer’in çaktırmadan araya, arkaya sızmalarına çıkardığı paslar birinci sınıf. Burhan’ın gol dokunuşları da öyle. Cikalleshi’nin iştahlı karakteri konumuzun ayrı bir sevinçli boyutu. Altınordu tarlalarında yetişmiş Alican Özfesli’nin, Hatay’ın golündeki solu da mermi gibiydi. Akhisar efektif oynadı, maçı kazandı. Yarışmanın içinde kalarak, savaşarak, isteyerek. Keyifli bir maç izledik. Hep böyle olsun.

Haberin Devamı

Fatih Tanfer: Geçen hafta 90+3 köşemizde Akhisar ile ilgili başlığımız ‘Şimdilik sadece penaltılarla’ idi. Teknik Direktör Mehmet Altıparmak bu hafta Hatayspor’u şahane bir şekilde analiz etmiş. Başta savunma merkezindeki hatalarını ezberlemiş. Muhammet ve Burhan ikilisinin organizasyonları ve atılan iki gol bu çalışmaların eseridir. Mehmet Hoca isteyerek topu Hatayspor’a bıraktı ve kendi alanına saklandı. Her geçen gün form grafiği artan Cikalleshi’de 3. golünü attı. Akhisar’da hırs, coşku ve kazanma duygusunu en üste taşındığını gördük. 3 golle 3 puanı aldı ve taraftarlarına ‘Oyun anlamındaki sorunları hallettik ve biz çıkışa geçiyoruz’ mesajı verdi. Süper Lig yolunda hayırlı yolculuklar.

Haberin Devamı

Horoz keyif veriyor

 

Bülent Buda: Maçı izlerken oyunun bitimine doğru defterime not düşmüşüm. Yazık oldu ikinci yarıdaki futbola. Oyunun karşılığı bir golden fazlasıydı. Oysa oyunun ilk yarısında Kayserispor farkı açabilirdi. İlk yarının tek farkla bitmesi, Denizlispor için iyi oldu. Çok sıkı, bütün riskleri üstlenerek baskılı bir futbol oynadılar ikinci yarıda. Murawski’nin füzesiyle gelen eşitlik sonrası farkı daha da açma isteği, Rodallega’nın kaçırdığı tam 3 net golle fırsat teptiler. Denizlispor oyun alanı ile kulübesi seçenekli, nitelikli futbolculardan oluşuyor. Süper Lig’e renk ve coşku katacak bir görünüm sergiliyorlar.

Fatih Tanfer: Denizlispor, Kayseri’de Bülent Abim’in de ifade ettiği gibi ilk yarıyı 1-0 yenik kapatıp, maçtan kopmadı. Kayseri adına sonuç daha farklı olabilirdi. Ancak ikinci yarıdaki Denizlispor futbol adına bana çok mutluluk verdi. Rodallega ile Kayserispor kalecisi Lung arasındaki düello harikaydı. Denizlispor özellikle ikinci yarıdaki oyunuyla umut verdi. İzleyenlere puan sıralamasında ilk beşin hayal olmadığını gösterdi.

Mehmet Demirtaş: Denizlispor, Kayserispor deplasmanında geriye düştüğü maçta tek puanı kurtarmayı başardı. Yeşil siyahlılar etkili başladıkları karşılaşmanın ilk yarısında zaman zaman savunmada açıklar verdi. Özellikle kanatları iyi kullanan Kayserispor pozisyonlar üretmeyi başardı. 13. dakikada Adebayor’un pasında Henriqe takımını öne geçirdi. Denizlispor maçın ikinci yarısında tempoyu daha da artırdı Marwski’nin füzesi horozlara eşitlik sayısını getirdi. Karşılaşmanın özellikle son bölümü Rodallega ve Kayserispor kalecisi Lung’un düellosuna sahne oldu. Deneyimli eldiven kritik kurtarışları ile takımına bir puanı getiren isim oldu. Denizlispor gerçekten bu lige renk kattı. Yeni oyunculardan kurulu toplama bir takım. Futbolcuların birbirine alışması ve takımın oturması için 7-8 haftalık bir süreç gerekliydi. Bence uyum sorununu çok kısa sürede atlattılar. BundaYücel hocanın payı büyük kendisini bir kez daha tebrik ediyorum. Kayserispor maçının ikinci yarısındaki Denizlispor’u her maçta görmek dileğiyle.

Menemenspor, bu hezimeti hak etti

 

Bülent Buda: Önümdeki deftere not almışım. Eskişehirspor’un 8 net gol pozisyonu var. 3 tane de golü. Menemenspor neredeyse sıfır çekiyor. Pozisyon üretemiyor ve buna karşın sayısız gol fırsatı veriyor rakibine. Fazla ayrıntıya boğulmaya gerek yok. Çok kötü oynadılar. Direnç yoktu. Karşı kaleye etkili bir atak, zorlama da yoktu. Peki ne vardı? Koca bir hiç. Uzatmaya, ayrıntıya, boğulmaya hiç gerek yok. Bütün takımda vahim bir yetersizlik egemen. Umarız ilerleyen haftalarda düzelmeler olur. Yoksa! 

Fatih Tanfer: Menemenspor’u, Eskişehir deplasmanında eksi 8 puanlı Eskişehirspor karşısında izleyince maç sonu adeta kahır mektubu yazmak zorunda kaldım. Rakibinin attığı 3 gol sonrası direkten dönen iki şutu, kaçırdığı en az 5 net gol pozisyonu ve bunun karşılığı Menemen’in etkili pozisyonu olmaması. 3 numaralı Sissoko ve Milinkovic o kadar rahat oynadılar ki, hiçbir tedbir alınmadı. Atılan gollerin ve yaratılan pozisyonların hepsinde onlar vardı. Orta alanda Taşkın ile Galip’in yan yana oynaması mümkün değil. Kesinlikle orta alanın direnci yok. Defans merkezinde oynayan Trtovac merkezde inanılmaz boşluklar verdi. Takım oynadığı bu oyunla bende hayal kırıklığı yarattı. Geçen hafta ifade ettiğimiz gibi biran önce Menemen’de oynamaya başlayıp, seyirci avantajını kullanmalıdır.

Mehmet Demirtaş: Ekol Göz Menemenspor’da yolunda gitmeyen işler var. Bu çok net gözle görünüyor. Tarihinde ilk kez 1. lige çıkan bir takıma herkesin bu kadar duyarsız kalmasını da anlayamıyorum. Ramazan hoca ile yollar ayrıldı. İnşallah bu kan değişimi işe yarar. Yoksa gerçekten Menemenspor’a yazık olacak. 

YAZIK OLDU ALTAY’A

 

Bülent Buda: Tam 90 dakika konuk Keçiören’in gol pozisyonu yok. İki takım arasında kalite farkı var ve bu çok açık gözleniyor. Altay sergilediği futbol kalitesinde ürettiği gol pozisyonları ile maçı farklı kazanmalıydı. Bunu hakeden bir oyun sergilediler. Hele Marco’nun gole dönüştüremediği fırsatlar, izleyende saç baş yoldurttu. 85. dakikadaki Özgür’ün kafası, çizgiyi geçmişti. Yitirilen iki puan zirveyi kovalayan Altay için çok değerli. Bunun acısını biryerlerden çıkartmak lazım. Onlar iyi bir takım. Bu kayıpları giderebilirler.

Fatih Tanfer: Müthiş bir rüzgar vardı. Altay, büyük gücü pas oyununu istediği gibi oynayamadı. Keçiörengücü ise sadece Altay’ı durdurmakla ilgili bir oyun planı yapmıştı. Her zaman şiddetli rüzgar ve taç çizgisine kadar koşu yapmayıp Altay’ın nizami golünü göremeyen birinci yardımcı hakem, her hafta Altay’ın karşısına çıkmayacak. İkinci yarının 65. dakikasından sonra oynanan oyunun bundan sonraki maçlarda da karşılaşmanın ilk dakikasından itibaren aynı tempoda oynanması Altay’ın başarısı için gereklidir. Gerçekten Altay’ın üç puanı maalesef hakem kararıyla alındı. Yazık oldu. Umarım Adanaspor deplasmanında bunu telafi eder. Bu haftaki gördüğümüz şiddetli rüzgar gibi bende Altay’ın iyi bir takım olduğunu ve Süper Lig yolunda daha yukarılara tırmanacağına inanıyorum.

Mehmet Demirtaş: Altay, Keçiörengücü karşısında özellikle maçın ilk 25 dakikalık bölümünde varlık gösteremedi. Daha sonra maça ağırlığını koyan, kazanmak isteyen ve pozisyon üreten taraf Altay olsada özellikle Marco’nun hovardaca harcadığı pozisyonlar saç baş yoldurtan cinstendi. Belki de Marco talihsizliğini kırmış olsa şuan maçın son bölümündeki kale çizgisini geçen ve yan hakemin uyarısıyla verilmeyen golü konuşmayacaktık. Gerçekten yazık oldu. Marco’nun bir an evvel eski coşkulu ve gollü günlerine dönmesini arzuluyoruz.

Bal Kes fırsat tepti

 

Bülent Buda: Oyunun başı ilk atak ve gol Anıl’dan. 70. dakikada dışarı alınan Anıl çıkıncaya kadar buluştuğu topların tümünü rakiplerine teslim etti. Niye 70 dakika alanda kaldı, gol attığı için mi? Halil, eski takımına harika bir sol vuruşla Balıkesir’in ikinci golünü attı. 64. dakikadan çıkıncaya kadar gol dışında hiçbir şey yapmadı. İki farklı yenik durumda oynayan eski takım arkadaşlarının motivasyonunu üstlendi. Gerçekci olalım. Balıkesir, iki güzel golle öne geçti. Farkı açacakken takım halinde inanılmaz top kayıpları, yanlış pas, hatalı savunma ile kalesinde iki gol görerek bir puana bir biçimde fit oldu. Deplasmanda 1 puan iyidir denilebilir. Ancak unutmayalım ki İstanbulspor bu ligde en kolay deplasmanlardan biri. İkram gibi gelen 3 puanın ikisini ayaklarının tersiyle ittiler, bir puana fit oldular.

Fatih Tanfer: İlk 26 dakikada Anıl’ın sonra da Halil’in jeneriklik golüyle 2-0 öne geçti. Bülent Abim’inde ifade ettiği İstanbulspor deplasmanı her açıdan rahat bir deplasman olduğu gerçeğini ifade etmek gerekir. Balıkesirspor kendi alanından çıkmakta zorlandı. Bir gerçekte top rakibe geçtikten sonra gerekli sertliği ve mücadeleyi gösteremedi. ‘Deplasmanda alınan 1 puan büyük bir kazanımdır’ diyerek gücünü her geçen hafta arttıran Balıkesirspor’un daha iyi sonuçlar alacağına inancım tamdır.  

Altınordu aman dikkat!

 

Bülent Buda: Kötü oynadılar, yenildiler. Erhan geçtiğimiz hafta inanılmazdı, bu hafta şaşırttı. Formaların içindekiler değişir, Altınordu’nun sergilediği futbol değişmezdi. Bu sezon özlenen görünümün çok uzağındalar. Bir hafta önce 3 puanın mimarı Erhan, bu kez yalpaladı. Önündeki savunmada öyle. Onlara eklemlenen orta alanda öyle. Haliyle benzer görünüm ileri uçlara da yansıyor. Yasin Ozan’ın ilk maçında tek etkili eylemi yok. Salt o değil. Yanındakilerde öyle. Anıl, Atakan ve de ötekiler. Bu oyun futbolcuları da üzer bu kesin. Yolculuğun ilk adımları. Değişimi, dönüşümü gerçekleştirecek ortam var. Farkında olmak gerekiyor.   

Fatih Tanfer Altınordu’nun Ankara deplasmanında Osmanlıspor karşısında oynadığı oyun, tazsız tutsuz ve kesinlikle keyif vermedi. Daima Altınordu’nun geleceğe yaptığı doğru yatırımlara ve sistemine karşı hoşgörüm vardır. Ancak bu haftaki oyunu izledikten sonra, sadece 5. haftanın bitiminde uyarılamı yapmak zorundayım. Bizim öngörülerimiz vardır. Yazarız, yanlışımız varsa onun hesabını da veririz. Altınordu’nun sezon öncesi TSYD kupası maçlarını izledikten sonra ligin 8 maçlık periyotunda bu kadroyla kaç puan alabileceklerini net bir şekilde belirtmiştim. Çünkü görünen köy kılavuz istemezdi. Alınan sonuçlar hiç de iyi değil. İsterseniz puan cetvelini elinize alın, TFF 1. Lig’de ne kadar güçlü takımların olduğunu hep birlikte görürüz. Altınordu sadece bizim değil Türk futbolunun da gururu. Onun aldığı olumsuz sonuçlara hepimiz çok üzülürüz.

 Mehmet Demirtaş: Geçtiğimiz sezonlara göre Altınordu’nun işi gerçekten çok zor. Gerek ligin güçlü takımlarının fazla olması gerekse de Altınordu’nun tam anlamıyla hazır olmamasından dolayı. Osmanlıspor karşısının ilk yarısında yokları oynayan gençler ikinci yarıya her ne kadar ağırlığını koysada rakibine boyun eğmek zorunda kaldı. Bu haftaki rakip şampiyonluğun büyük adayı Adana Demirspor. Hüseyin hoca ve öğrencileri zoru sever. Gereken tedbirler alınacak ve bu gençler eski coşkulu günlerine dönecektir. Bu hafta kalplerimiz onlarla.