EgeYaşayan Körfez...

Yaşayan Körfez...

11.04.2004 - 00:00 | Son Güncellenme:

Yaşayan Körfez...

Yaşayan Körfez...




İzmir kenti Körfez etrafına yerleşmiş.. Yerleşimini Körfez'in sunduğu olanaklara göre oluşturmuş bir şehir. Varoluşunu Körfez'e borçlu olan bu şehir, tarihsel sürecinde bunun her türlü olanaklarından yararlanmış; ticaretini, ulaşımını, beslenmesini, sportif faaliyetlerini gerçekleştirmişti. İzmir Körfezi binlerce yıldır kente yaşam şansını bahşetmiş...
İzmirliler son yüzyılda hor davranarak, Körfez'i adeta bir kanalizasyon çukuruna dönüştürmüştü. Yüzyıllardır gerçekleştirdikleri etkinlikleri bir kenara bırakarak, Körfez'den yararlanmayı unutmuşlardı.
Son yıllarda gerçekleştirilen olağanüstü çalışmalar sayesinde temizlenen Körfez'i İzmirlilerin yeniden keşfettiklerine tanık olmaktayız.

Hayata yeniden döndü
Bahar mevsimine girdiğimiz bu güzel günlerde amatör balık avcıları, yelkenciler, su sporlarıyla uğraşanlar, kıyı bandını gezinti ve sportif amaçlı kullananlar ile deniz ulaşım araçları (H), temizlenmiş Körfez'i cıvıl cıvıl, yaşatmaya başladılar.
İzmir Körfezi tarihsel süreçte öncelikle İzmirlilerin zenginlik kaynağıydı.
Körfez, korunaklı fiziksel yapısından ötürü, ticaret gemileri için güvenlikli bir limandı.
Avrupalı tüccarlar bu doğal limana önem veriyorlar, Körfez'in kıyısıyla ve hinterlandıyla ticaret yapmak için buraya akın ediyorlardı. Deniz ticareti, Körfez içinde bir takım sektörlerin doğmasına neden olmuştu.

Ekmek kapısıydı
Körfez'e gelen gemiler 1876 yılına kadar açıkta demirliyordu. Malların kıyı ile gemilerin arasında taşınması zorunluluğu, çok sayıda sandalcının meslek sahibi olmasını sağlamıştı. 17'nci ve 18'inci yüzyıllarda sandalcıların, nakliyeciliğin yanında önemli bir görevi vardı. Gemilere taşıdıkları malların gümrüklendirilmesini sağlıyorlardı.
Bu niteliğinden ötürü Körfez ekmek kapısı olma niteliğini taşımaktaydı. Sandallar ekonomik özelliğinin yanında gezinti ve ulaşım amaçlı olarak da kullanılmaktaydı.
19'uncu yüzyılda Punta (Alsancak Limanı'nın bulunduğu burun) ve Kordonboyu'nda yaşayanlar kent merkezine ulaşmak için sandallardan yararlanmaktaydı.

İzmir'in lezzeti çipura
Körfez, içinde barındırdığı canlıların zenginliği sayesinde İzmirlilerin beslenmesini sağlamıştı. İzmir üzerine bilgi aktaran hemen her kaynak, Körfez'den yakalanan deniz ürünlerinin lezzeti konusunda adeta fikir birliği etmişti. Osmanlı dönemi İzmir'inde balıkçılık Rumların tekelinde olmakla birlikte, Körfez'de amatör balıkçılık çok yaygındı. Lezzetiyle Körfez'in en meşhur balığı kuşkusuz çipuraydı. Trança ve barbun da Körfez'in gözde balıklarından sayılırdı.
Karataş - Göztepe kıyılarından bol miktarda ahtapot ve mürekkep balığı yakalanırken, karides de bol miktarda tutulmaktaydı. Mersinli ve Bayraklı kumsallarından toplanan sulina ise çok meşhurdu.

Deniz banyoları gözdeydi
İzmirlilerin sosyal yaşantısında Körfez'in önemli bir yer işgal ettiğini görmekteyiz.
Bunları eğlence ve sportif amaçlı olmak üzere iki kısımda değerlendirebiliriz.
Eğlence açısından baktığımızda, sıcak bir iklime sahip olan İzmir'de Körfez serinlemek için kullanılmıştı. İzmir'in yerleşim birimlerinde denize girilebilecek kumsallar bulunmadığı için, deniz banyoları olarak isimlendirilen yapılar geliştirilmişti.
Deniz banyoları, ağaç kazıklar üzerinde denizin içine doğru yapılmışlardı.
Bunlar kadın ve erkek olmak üzere ikiye ayrılırdı. İlk deniz banyoları Punta civarında yapılmıştı. Zaman içinde ulaşım olanaklarının artmasıyla, Karşıyaka, Karataş ve Mersinli'de de deniz banyoları hizmete girmişti.
Karşıyaka deniz banyoları ise en çok rağbet görenlerin başında gelmekteydi. Hatta bu banyolar öylesine rağbet görürdü ki, İzmir'den Karşıyaka banyolarına gelenlere Körfez vapurları, tramvay ve deniz banyosu için kombine biletler hazırlanmıştı.
Deniz banyoları İzmirlilerin hayatında önemli yer edinmişti. Mersinli'de açılan banyolar için Kasaba Demiryolu Kumpanyası, indirimli özel tarifeler bile düzenlemişti.

Su sporları cennetti
19'uncu yüzyılın sonlarından itibaren yüzme, sandal ve yelken yarışları düzenlenmeye başlanmış ve Körfez sportif amaçlı olarak kullanılmıştı. 1890'lı yıllardan itibaren Avcılar Kulübü tarafından düzenlenen sportif etkinlikler, İzmirlilerin büyük ilgisini çekiyor ve Kordonboyu tıklım tıklım doluyordu. Yüzme yarışları çok iddialı geçmekteydi, İzmirli yüzücüler bu yarışlara çok sıkı hazırlanırlardı. Avcılar Kulübü önünde gerçekleştirilen yarışmalara İzmirli gençler katılır ve yaklaşık 300 metrelik parkurda yarışırlardı.
Sandal yarışları da İzmirlilerin büyük ilgisini çekmekteydi. Puntadan başlayan sandal yarışları, (yaklaşık olarak günümüzdeki Fransız Konsolosluğu civarında bulunan) Avcılar Kulübü'nün önünde sona ererdi. Yelken yarışları ise Körfez'in tamamında yapılmaktaydı. Start, Avcılar Kulübü önünden verilir, yelkenliler önce Karşıyaka istikametine giderler, daha sonra iç körfezi dolaştıktan sonra startın verildiği mahalle gelirlerdi.
Yarışları izleyen gözlemciler yelken yarışlarının Körfez'in güzelliğine güzellik kattığını, yelkenlilerin kuğu gibi asilce süzüldüklerini anlatmışlardır.
Cumhuriyet döneminde su sporlarında Körfez'in olanaklarından daha fazla yararlanıldığını görmekteyiz. Özellikle 1 Temmuz Kabotaj Bayramı nedeniyle Körfez'de büyük şenlikler tertiplenmişti. Eski limanın gümrük havuzunda su topu müsabakaları yapılırken, Karşıyaka'da kürek, yüzme ve yelken yarışları düzenlenmekteydi. Yine aynı bayramda Karşıyaka sahilinde kıyıdan denize diklemesine uzatılmış yağlı direğe tırmanma yarışı gibi etkinlikler yapılırdı.

Festivaller lazım
Tarih boyunca Körfez'in nimetlerinden doya doya yararlanan İzmirliler, gündelik hayatlarındaki alışkanlıklarını kirlilikten dolayı uzun yıllar önce terk etmeye mecbur kaldılar. Son yıllardaki temizlenmeyle İzmirliler Körfez'le yeniden buluşmaya başlamışlarsa da, bu buluşmalar cılız kalmıştır.
İzmirlileri yeniden Körfez'le bütünleştirecek ve İzmir'in Körfez kenti olduğunu hemşehrilere hatırlatacak yarışmalara, deniz şenliklerine, deniz festivallerine gereksinim duyulduğunu vurgulamak durumundayım. İzmir'in geleceği için turizm ön plana çıkarıldığına göre, cıvıl cıvıl yaşayan Körfez'in bu vizyona büyük katkısının olacağını düşünmekteyim.

(H) Özür ve Teşekkür: 8 Şubat 2004 tarihli makalemde, Körfez vapurlarını master ve doktora tezine konu edinen arkadaşım Sadık Kurt'un bu çalışmalarından yararlandım... Bu tezleri belirtmediğim için arkadaşımın kırıldığını öğrendim. Yaptığım hata nedeniyle kendisinden özür dilerim... Ayrıca bu yazıdaki vapurlara ve işletmecilere ilişkin bazı hataları düzeltmek için gönderdiği bilgi notu adına kendisine teşekkür ederim.




EGE





KEŞFETYENİ
Survivor yarışmacıları birbirine girdi! 'Sende karakter yok'
Survivor yarışmacıları birbirine girdi! 'Sende karakter yok'

Cadde | 04.06.2025 - 11:06

Canlı yayında açıklamalarda bulunan İsmail'e Asena'dan jet hızında yanıt geldi.

Yazarlar