Çince bilen hukukçu, Rusça bilen mühendis yetiştiriyor

Okan’ın, Tuzla Akfırat’ta kurduğu ve bugüne kadar 100 milyon dolar yatırım yaptığı üniversitenin mütercim tercümanlık bölümünde Çince, Rusça ve Arapça eğitim veriliyor. İngilizce eğitim verilen diğer bölümlerdeki öğrenciler de bu dilleri aldıkları zorunlu seçmeli derslerde öğreniyor.
Okan, hafta sonu bir grup gazeteciyle gerçekleştirdiği toplantıda, “Biz bir dünya üniversitesi olmayı hedefliyoruz. Batı’yla olduğu kadar Doğu’yla da ilişkileri güçlü bir kurum olmayı amaçlıyoruz... Bugün Türkiye’de Çince bilen bir hukukçu bulamıyorsunuz. Ya da Rusça bilen mühendise kolay kolay rastlamıyorsunuz. Bizim üniversitemizin mezunlarının bu konuda avantajı olacak” diye konuştu.

Konfüçyüs Enstitüsü kuracak
Okan, Çinceyi ve Çin kültürünü dünyaya tanıtmayı amaçlayan Konfüçyüs Enstitüsü ile üniversite arasında bir işbirliğine gittiklerini ve yeni öğretim yılında bu kurumun Türkiye’deki şubesini açacaklarını açıkladı. Okan Üniversitesi aynı zamanda Rusça ve Çince dil yeterlilik sınavlarını Türkiye’de yapma izni almış tek eğitim kurumu.
Okan, toplam 7 bin olan öğrenci sayısını ileride 10 bine çıkarmayı, bunun yüzde 10’unun ise yurtdışından olmasını hedeflediklerini aktardı. Okan, “YÖK yabancı öğrenciler için yaptığı sınavı kaldırdı. Yeni uygulamayla yabancı öğrenci sayımızın artmasını hedefliyoruz. Biz şu ana kadar Kazakistan, Azerbaycan ve Suriye’den öğrenci çekmek için çeşitli tanıtımlar yaptık, yabancı öğrencilerimizin sayısının toplamın en az yüzde 10’una ulaşmasını istiyoruz” dedi. Öğrencilerinin yüzde 75’inin tam ya da kısmi bursla okuduğu Okan Üniversitesi, yurtdışından gelen öğrencilere de bu imkânı tanıyor.

İlkokul ve lise yolda
Okan, eğitim alanında yalnızca üniversiteyle sınırlı kalmaya niyetli değil. Akfırat’taki kampüsün yanında yükselen yeni inşaat, anaokulundan liseye eğitim zincirinin tüm halkalarını tamamlayacak. Okan Eğitim Kurumları adını alacak yapının ilk adımı olan anaokulunun 2010-2011 eğitim dönemine yetişmesi hedefleniyor.

300 milyon dolar cirosu var
İş hayatına müteahhitlikle başlayan Bekir Okan, Türkiye’de Beslen makarna ile başladığı gıda faaliyetlerini, Sovyetler Birliği’nin çökmesinden sonra Kazakistan’da ve Türkmenistan’da kurduğu makarna fabrikalarıyla sürdürdü. Bugün Kazakistan’da makarna ve bisküvi pazarının yüzde 75’ine “Sultan” markasıyla hakim olan Okan, Kazakistan’ın ilk beş yıldızlı oteli Okan Intercontinental’i inşa etti.
Otelin işletmesi daha sonra Ramada grubuna devredildi. Türkiye ve Kazakistan’da ağırlıklı olarak ticari gayrimenkul projeleri geliştiren Okan Holding, 2008’de 300 milyon dolar ciro elde etti.

‘İsrail’le çalışanlar batmak üzere’
Ağırlıklı olarak gıda ve taahhüt işlerine odaklanan Bekir Okan, 1980’li yıllarda Turgut Özal’ın Antalya bölgesini turizm üssüne dönüştürme projesi kapsamında, biraz da zorlamayla bu sektöre adım attı. 1989 yılında Kemer Çamyuva beldesinde eski Karayolları şantiyesi arazisinde tahsis edilen 116 dönümlük araziye Türkiye’nin ilk her şey dahil tatil köyü olan Club Marco Polo’yu kurdu.
1990’lı yıllar boyunca ağırlıklı olarak Alman ve Avusturyalı turistlere hizmet veren tatil köyü, bugün neredeyse tamamen Rus turistlere yönelmiş durumda. Toplam 530 oda, 1186 yatak kapasitesin sahip tatil köyü; sezona altyapısını, restoran ve sosyal aktivite konseptlerini tamamen yenilemiş olarak başladı. Geçen yıl 110 bin gecelemenin olduğu tesiste, yapılan 15 milyon dolarlık yatırımın ardından bu yıl 150 bin geceleme bekleniyor. Club Marco Polo Genel Müdürü Murat Şengül, geçen yıla göre fiyatları yüzde 20 artırdıklarını, yüzde 90-95 dolulukla sezona başladıklarını söyledi. Satışları dolarla yaptıkları için euro’daki kayıptan etkilenmediklerini söyleyen Şengül, bu yıl turizm sektörünü euro’dan çok İsrail ile yaşanan diplomatik krizin etkilediği görüşünde. Şengül, “Her yıl Türkiye’ye 250-300 bin İsrailli turist geliyordu. Krizden sonra bıçak gibi kesildi. İsraille çalışan tur operatörleri batmak üzere. Bu geçici bir süreç. İki taraf birbirinden kolay vazgeçemez” dedi.