Ekonomi Fakir bir köyden 5 milyar dolarlık sanayi devine...

Fakir bir köyden 5 milyar dolarlık sanayi devine...

30.12.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:

Afyon’un Tazlar Köyü’nde ‘fakirin en iyisi’ bir aileden gelen Asım Kocabıyık’ın, bugün arkasında bıraktığı Borusan, 2013 yılına 5 milyar dolara koşan bir grup olarak giriyor

Fakir bir köyden 5 milyar dolarlık sanayi devine...

Türkiye’nin duayen işadamlarından Asım Kocabıyık, hayat hikâyesini 2004 yılında, Milliyet Gazetesi Yazarı Güngör Uras’ın yardımlarıyla hazırladığı “Tazlar Köyü’nden Borusan’a” adlı kitapta anlatmıştı.
Asım Kocabıyık’ın hayat hikâyesi, Türkiye’de birinci kuşak sanayicinin gelişme çizgisini anlatıyor. 21 Nisan 1924 tarihinde Afyon’ın Tazlar Köyü’nde yoksul bir ailenin çocuğu olarak doğan Kocabıyık, çelik boru ithal edip, fındık ihraç eden Afyonlu Ahmet Efendi’nin oğlu.
İstanbul Üniversitesi’nde İktisat Fakültesi’ni bitirdikten sonra babasının “İstikbal Ticaret Şirketi”ne ortak olmuş. Babası ile çalışmaya başlamış. Babası Ahmet Kocabıyık’ı 1952 yılında yitirmiş, işlerin bütün sorumluluğu 28 yaşında üzerine almış. 1954’te Nurhan Bilek hanım ile evlenmesi sonrası 1958’de Borusan İhracat İthalat şirketini kurmuş. Çocukları Ahmet, Zeynep ve Nükhet, yüksek tahsillerini yurtdışında tamamlamış. Asım Kocabıyık, ilginç hayat hikayesini bu kitapta şöyle anlatıyor...
Babamın İstikbal Ticaret Şirketi’ne ortak olarak resmen iş hayatına atıldığım 1944’ten beri, ithal ettiğimiz mamulleri bir gün “imal etmek” arzusunu hep taşıdım... İthalat zorlaştıkça, sanayici olma tutkum güç kazanıyordu. Fakat bir türlü cesaret edemiyordum. Bugün inanılmasi güç ama, 1954’te, banyo küveti dökümü projemizle ilgili yaptırdığımız fizibilite etüdü, Türkiye’nin o yıllardaki tüm banyo küveti ihtiyacının, projemizin karlı olması için gereken asgari kapasiteden de düşük olduğunu göstermişti. Tabii, proje kaldı. Nihayet 1957’de, sanayi işine girdik. Ve... Hemen problemler başladı. Yıllardır ithal ettiğimiz çelik borular hakkında ne kadar az şey bildiğimizi gördük...

Büyük dersler çıkardı
Çeliği öğrendik. Yassı mamulleri öğrendik. Sıcak ve soğuk çekilmesini öğrendik. Kaynak yapmayı öğrendik. Ve... İsletme... İnsan yönetimi... Ortaklık yönetimini öğrendik. Binbir zorlukla ve heyecanla... 1958’de, tek üretim bandında, ilk ürünlerimizi elde ettik. O yıl, 27 kişilik bir ekiple mobilya imalinde kullanılan en basit tipte çelik borudan 2.000 ton ürettik.
İkinci yılımızda, mobilya borusuna ilaveten, su borusu imali işine de girdik. Bakın, nelerle karşılaştık... Bildiğimiz gibi, su borularını galvanizlemek gerekir. Bu iş için, tesisimiz yoktu. Ne yaptık? Su kovalarını galvanizleyen bir atölyeyle anlaştık. Sonuç: Tam bir facia! Kendi tesisimizi kurup, galvanizi kendimiz yapıncaya kadar, piyasada hakkımızda söylenen sözleri ve kötü propagandayı unutturabilmek için çok uğraştık... Bu da bize büyük ders oldu. Sanayi dediniz mi, kurallar, şartlar, çok sert, çok acımasız.

Borusan nasıl atak yaptı?
Türkiye 1960’lı yıllarda, belirli bir planlı ekonomi ve nispi bir istikrar devresi yaşadı. Beyaz eşya sanayii en önemli atılımını bu yıllarda yaptı. Otomotiv sanayii bu yıllarda kuruldu. Şehirleşme hızlanmış, inşaat, bir sektör hüviyetini kazanmıştı. Petro-kimya sanayiinin gelişmesi, insanımızın yaşama biçimini etkilemeye basladı. Mutfaklarda tüp gaz kullanılmaya baslanmış, kalorifer yaygınlaşmıştır. Borusan da bu gelişmelerden müspet yönde etkilendi. Çünkü, bütün bu sanayilerde “boru” kullanılıyordu. Gelişen ihtiyaçlara paralel olarak hem çeşitlerimiz, hem de kapasitemiz arttı.

Haberin Devamı



Fakir bir köyden 5 milyar dolarlık sanayi devine...

‘Afyon Tazlar Köyü’nde doğdum. Babamın bakkal dükkanı vardı.
Köyümüze fakirlik hakimdi. Biz köyde en fakirin iyisi durumundaki ailelerden biriymişiz.’
Asım Kocabıyık

Anarşide ‘Gemlik’ dönemi
1970’li yıllar ise, Türkiye’yi derinden sarsan petrol şokundan başka, art arda gelen farklı partilerden kurulu koalisyon hükümetlerinin aldığı çelişkili ekonomik kararlarla dolu bir dönem olmuştu. Bu dönemin sonlarında ekonomimiz, büyük bir darboğaza girmişti. Dövizden eser kalmamıştı. Akaryakıt kıtlığı, enerji kesintileri, grevler ve bir türlü önü alınamayan ciddi anarşik olaylar nedeniyle hayat, giderek “durma” noktasına yaklaşmıştı.
İşte bu yıllara rastlar grubumuzun en büyük tesisi olan Gemlik Boru Fabrikaları’nın gerçekleşmesi...
Bugün bile dünyada sayısı çok az olan ileri bir sistemi Türkiye’ye getirdik. O yıllarda yaygın olan teknolojiye uygun bir fabrika kursaydık, bize daha ucuza mal olurdu. Hem daha çabuk kâra geçerdik. Oysa üç misli daha pahalı bir teknolojiyi, “stretch” teknolojisini, tercih ettik. Hiç unutmuyorum, o sıralarda çok eleştiriler aldık. “Bu zamanda böyle bir yatırıma girişilir mi?” dendi. Biz yılmadık. Yolumuza devam ettik. Yarınların daha iyi olacağına dair kuvvetli inancımızı hiç kaybetmedik. Bizim gibi aynı yolu seçen başka Türk müteşebbisleri de oldu. Nitekim zaman bizi haklı çıkardı...
1980’li yıllar ise Türkiye’nin, yeni ve büyük hamleler yaptığı bir dönem olmuştur. Türkiye, kararlı bir şekilde dünyaya açılmıştır. Pazar ekonomisi prensibini benimsemiştir. Para ve döviz konusunda çağdaş bir görünüm kazanmıştır. Ve Türk insanının yaşamında önemli değişimler yer almıştır. 5 çesitle boru imalatına başladık... Bugün 750 çeşidimiz (Yıl, 2004) var. 45 yıl önce “büyükçe” bir atölyeydik... Bugün gelişmiş ülkeler standartlarında fabrikalara sahibiz.
Bütün bu gelişmeler içinde beni en fazla duygulandıran, “Yerli borularımızı, kalitesiyle, teknik düzeyiyle uluslararası pazarlarda, ileri Batı ülkelerine kabul ettirmek olmuştur. Geldiğimiz bu yerden kendimize pay çıkarmak istemiyorum. Memleketin potansiyeli vardı. Memleketin imkanlari vardı. Bizler elimizden geldiğince değerlendirdik...

Haberin Devamı

Gençlere öğütler

Haberin Devamı

* Yönetici işinin sahibidir. Haftanın
7 günü 24 saat işi kendisiyle beraberdir. Aile ve özel yaşamıyla işini bir denge içinde yürütür. “Ben işimi büroda bırakırım” diyen yönetici başarılı olamaz.
* Yönetici yaratıcı olmalıdır. Yaratıcılık bir Allah vergisidir. Ancak, vasat insanlar da konuyu kafasında taşımak suretiyle yenilikler yaratabilir.
* Yönetici, yapılan masrafla alınan naticeyi daima karşılaştırmalı, neyin neye değer olduğuna dair doğru hüküm vermelidir. Hesap ve tasarruf sınai ve ticari işletmelerin temelidir.
* Yönetici işi delege etmesini bilmeli. Ekip çalışmasına önem vermelidir.

Hayırsever bir işadamı

* Asım Kocabıyık, işiyle birlikte sosyal sorumluluklarını da ihmal etmedi.
* İstanbul Sanat ve Kültür Vakfı yönetiminde Nejat Eczacıbaşı ile birlikte İstanbul Festivali’ne katkı yaptı.
* Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı, Eğitim Gönüllüleri Vakfı, TEMA, Türk Musikisi Vakfı ve Afyon Eğitim Vakfı’nin kurucuları arasında yer aldı.
* Asım Kocabıyık Kültür Eğitim Vakfı’yla öğrencilere burs sağladı, meslek lisesi, ilköğretim okulu yaptırdı.
* Asim Kocabıyık Anadolu Lisesi, Zehra Nurhan Kocabıyık İlköğretim Okulu’nu kurdu. Kocaeli Üniversitesi’ne iki öğrenci yurdu, bir yüksekokul binası, meslek yüksek okulu, kız öğrenci yurdu, erkek öğrenci yurdu inşa ettirip bunları üniversiteye devretti.

Haberin Devamı

Fakir bir köyden 5 milyar dolarlık sanayi devine...

‘TÜSİAD’ı nasıl kurduk?’

1960’lı yılların sonunda sol düşünce o kadar güç kazanmıştı ki solculuk servet düşmanlığına dönüşmüştü. Fabrika ve işyeri sahibi olmak bir suç haline gelmişti. İşte böyle bir dönemde Türkiye’nin sanayici gücünü öncelikle halka tanıtmak için bir teşkilatlanma arayışı başladı.
Odalar Birliği, Adalet Partisi’nin elindeydi. Millet zaten Adalet Partisi aleyhine kışkırtıldığından Odalar Birliği hiçbir şey yapmıyordu. Ama kendi yönetim kurulu üyelerinin döviz ihtiyacını yerine getirmeyi ihmal etmiyordu. TÜSİAD böyle bir ortamda kuruldu (2 Ağustos 1971).Başlangıçta TÜSİAD’ı yaşatacak parasal katkıyı ortaya koyanlar Vehbi Koç, Sakıp Sabancı ve Nejat Eczacıbaşıydı. Uzun süre mali durumun, TÜSİAD’ın nasıl devam ettirileceği endişe kaynağı oldu. Vehbi Koç, bu konuda teklif hazırlamak üzere beni memur etti.
Ciro ve kârdan çok cüzi katkılarla masrafların karşılanması için bir proje yaptım. Kabul görmedi. O tarihlerde pek çok büyük firma cirosunu da kârını da duyurmak istemedi.
TÜSİAD memleket için birçok araştırma, çalışma yaptı. Ben 9 sene yönetim kurulu üyesi ve 6 sene iştişare başkan yardımcısı olarak görev yaptım.