En Bankacılık kredilendiremiyor

Bankacılık kredilendiremiyor

21.12.2003 - 00:00 | Son Güncellenme:

Önümüzdeki yıl neler olur?

Bankacılık  kredilendiremiyor





Her yeni yıl yaklaştığında, neler olabileceği tartışılır. İnsanların gelecek hakkındaki meraklarında önceliği olan 'sağlıktır, huzurdur... Bütün bunların para ile ilgisi olmadığı sanılır... 'Paranın ne önemi var? Mühim olan sağlık ve mutluluk' denir ama... Sağlığın da huzurun da gerisinde para vardır. Para ekonomi, ekonomi üretim demektir. İşte bunun için ekonominin durumu çok şeyin kaderini belirler. Türkiye, ciddi krizlerden sonra 'istikrar arayışına' girdi. İstikrar sağlanması için halkımız çok büyük faturalar ödedi ve ödüyor. İstikrarda iyi yol alındığını gösteren gelişmeler de var.
Ama konuyu dağıtmadan hemen özetlemekte yarar var... Bir yılda ekonomi ne kadar gelişme gösterir ise göstersin halkın yaşamında çok büyük değişiklikler ortaya çıkamaz. Ekonomi bütünü ile çok çok iyi olamaz. Fakat istikrarı bozacak olaylar ve politika hataları her şeyi rezil edebilir. Ekonomide yapısal iyileşmeyi sağlayacak çok sayıda mevzuat çıkarıldı. Şu bir gerçek ki mevzuatı değiştirmekle kısa sürede ekonominin çarklarını işler hale getirmek imkansız. 2003'te istikrar yolundaki gelişmeleri özetleyeyim:

Programa sahip çıkıldı

  • AKP hükümeti, IMF destekli istikrar programını önceki hükümetlerden daha ciddi biçimde uyguladı. Hükümet popülizme kaçmadan, programın riskini 2003 yılı sonuna kadar sırtlanmaktan çekinmedi. Bu, 2004 yılı için ümit verici bir gelişmedir. Yeni yılda AKP hükümetinin bu politikayı sürdürmemesi için bir neden yoktur. Hükümetin programa sahip çıkması iş çevrelerine cesaret verdi.
  • 2003'e girerken, iç borçların çevrilemez hale geleceği ve sonuç olarak 'konsolidasyona gidilebileceği' tartışılıyordu. 2004'e girerken konsolidasyon tartışması gündemden kalktı.
  • 2003'e girerken 'Türk parasının değeri konusunda' güvensizlik devam ediyordu. Döviz fiyatının tırmanabileceği, 'devalüasyon' zorunluğunun ortaya çıkabileceği tartışılıyordu. Dalgalı kur sisteminde döviz fiyatları inip çıkıyordu. Yılın ortalarında Türk Lirası'nın (TL) değeri bir noktada istikrara kavuştu. Önceleri TL'nin (TL) fazla değerlenmesi nedeniyle bu durumun geçici olduğu tartışıldı ama sonuçta 2004 yılına ekonomi döviz fiyatında bir istikrar ile giriyor.
  • TL'nin değerlenmesi, dövizden TL'ye geçişe yol açtı. 2004'e ekonomi, TL'ye güven ile geliyor. Halk dövizden fazla TL tutar oldu.
  • 2003'te döviz fiyatının beklenen biçimde artmaması karşısında döviz kıtlığı olacağı, ihracatın duracağı, ithalatın patlayacağı, cari açığın büyüyeceği ve döviz açığı nedeniyle eylülde krize girileceği söylendi. Böyle bir şey olmadı. Döviz açığı beklenenin altında kaldı. Kısa vadeli borçlanma ve kaynağı açıklanamayan döviz girişi sayesinde açık kapatıldı, Merkez Bankası'nın döviz rezervleri büyüdü. 2004'e döviz sorunu olmadan giriliyor.
  • Yirmi yıldır yüzde 70'ler dolayında enflasyon ile yaşamaya alışanlar enflasyonun aşağıya inebileceğine inanamıyordu. 2003 yılına girerken insanlar ve şirketler yüzde 20'lik hedefi benimsemediğinden, fiyatlamaları daha yüksek tuttu. Enflasyonun yüzde 20'lere çekilebilmesi her şeyden önce 'ekonomide enflasyon beklentilerinin kırılmasına' imkân verdi, döviz ve faizde 'risk priminin küçülmesini' sağladı. 2004 yılına yüzde 10'lar dolayındaki bir enflasyon beklentisi ile giriliyor.
  • Enflasyonun aşağıya çekilmesi, TL'nin değer kazanması, faizleri aşağıya indirdi, reel faizi küçülttü. 2004'te reel faizin küçülmesi yatırımcının ve üreticinin banka kredilerini kullanmasının yolunu açabilir. Hazine'nin faiz yükünü hafifletir.
  • Kriz, imalat sanayiinde üreticinin ihracata yönelmesini sağladı. Üretici dış pazara satış yapmayı öğrendi. Birçok üretici en az yüzde elli ihracat hedefini benimseyince, (1) İhracat geliri devamlı artmaya, (2) İmalat sanayii üretimi iç pazardan bağımsız olarak büyümeye başladı. 2003'te dünya ekonomilerindeki sorunlara rağmen dünya pazarına ihracat yapan üreticiler 2004 yılında dünya pazarlarındaki talep uyanışından yararlanarak ihracat artışını sürdüreceklerdir.
  • Tüm olumsuzluklara rağmen, büyük şehirlerdeki turistik tesisler hariç, yaz turizmine dönük tesisler 2003 yılında büyük zarara uğramadı. 2004'te iyi bir tanıtım ile turizm gelirlerini 2003 yılı rakamının üzerine çıkarılması ümidi var.
  • 2003 yılına girilirken yüzde 5'lik büyüme, iyimser ve gerçekleşemeyecek bir hedef olarak görülüyordu. Yılın üçüncü üç aylık büyüme rakamları, on iki aylık büyümenin yüzde 5'ler dolayında olacağını ortaya koyuyor. Ama bu da fena bir büyüme oranı değil. Ekonomi, 2004 yılına yüzde 5'in üzerinde bir büyüme bekleyişiyle giriyor.


  • 2003'teki bazı olumsuz gelişmelerin 2004'ü etkileyeceği de bir gerçek. Nedir bu gelişmeler?
  • Mali aracı kuruluşlar, yatırımı ve üretimi artıracak hizmeti sağlayamıyor. Ekonomimizi şimdilerde etkileyen iki mali aracı kuruluş, bankalar ve borsalardır.
  • Banka sistemi (1) Reel faizin yüksekliği nedeniyle sağlam müşteriler kredi talep etmediği için, (2) Batık kredilerin tasfiyesini tamamlayamadıkları için, (3) Yeni krediler vererek riske girmekten korktukları için, (4) Hazine her zaman daha yüksek faiz verdiği için, reel ekonomiye değil Hazine'ye kredi veriyor. Hazine'ye verilen krediler, reel ekonomiye verilen kredilerin iki katı. Bu durum 2004 yılında büyük ölçüde değişmeyecek. Banka sistemi yatırımı ve üretimi kredileyemez ise ekonomi büyüyemez.


  • İç pazar büyüyemiyor
  • Borsada oyun mevcut kağıtlar çerçevesinde oynanır oldu. Halbuki borsa, halka yeni arzlar ile yeni kurulan şirketlere ve yeni yatırım yapacak kuruluşlara kaynak yaratmaktır. Krizden bu yana halka açılmalar durdu. 2004'te borsada yeni halka açılmalarla yeni yatırımların finansmanının sağlanmasını beklemek iyimserlik olur.
  • Yabancı sermaye sabit sermaye yatırımı için gelmiyor. Biz mevzuatı iyileştirerek yabancı sermaye çekebileceğimizi ümit ediyoruz. Yabancı sermaye için önemli olanlar iç pazarın cazibesi veya mukayeseli üretim üstünlükleridir. Bizde iç pazar büyüyemiyor. Yatırımlarda ve üretimde başka ülkelere karşılaştırıldığında 'mukayeseli üstünlük' sahibi değiliz. İşgücü ucuzluğunu üstünlük olarak ileri sürüyoruz. Bu konuda Asya ülkelerinin rekabeti büyüyor.

  • 2004 yılında yabancı sermaye yatırımlarında önemli gelişme sağlanamaz.
  • Gerice yörelerde, geri kalmış illerde imalat sanayiinin ve tarımın gelişmesini sağlayacak tedbirler 2003 yılında uygulamaya konulamadı.

  • 2004 yılında hükümetin bu konudaki politikası yıl içinde sonuç vermese de yatırımların ve üretimin önünü açacaktır.
  • Ziraat Bankası ile Halk Bankası tarımda ve imalat sanayiinde küçük üreticinin tek finansman kaynağıdır. Bu bankalar 2003 yılında devre dışı kaldı. 2004 yılında Ziraat ve Halk bankalarının başka bankaların ilgi alanı dışında kalan üreticiyi kredilendirmesi için etkin uygulamalara yönelmek kaçınılmaz bir zorunluluktur.
  • IMF destekli programın tarımda üretimi yasaklayacağı şeklinde yanlış bir görüş oluştu. Bir yanda tarım ürünleri destekleme politikasının değişmesi öte yanda fındık, tütün, pancar gibi tarım ürünlerinde üretim alanlarının sınırlandırılması çok üreticinin gelirini düşürdü.

  • Köylerden genç nüfusun göçü sonucu köylerdeki topraklar ve meralar değerlendirilemez hale geldi.

    Bu yazının sonunda ekonomide 2004 yılında neler olabileceği hakkındaki tahminlerimi sıralayayım:
  • Enflasyon yıl sonunda yüzde 10'a inebilir.
  • Enflasyonun aşağıya inişine paralel olarak döviz fiyatları 2004 yılı sonunda bugünkü çizginin normalde yüzde 15, en fazla yüzde 20 üzerine çıkabilir.
  • Döviz kıtlığı, devalüasyon tehlikesi gündeme gelmez.
  • Hazine bonosu faizi ve bankaların mevduata ödeyecekleri faiz yüzde 20 dolayına inebilir.
  • Hazine iç borcu çevirmeye devam eder. Konsolidasyon söz konusu olmaz.
  • Özelleştirme amacıyla büyük satışlar gerçekleştirilemez.
  • Borsada yeni halka açılmalar gerçekleşebilir. Halka açılmalar mevcut şirketlerin aile elindeki hisselerinin nakde çevrilmesi şeklinde olur. Yeni projeler için halka açılma 2004 yılında gerçekleşemez.
  • İstihdam olanaklarında büyük değişim yaşanamaz. Çalışanların maaş ve ücretlerindeki artış yüzde 15, yüzde 20 oranını aşmaz.
  • İnşaat sektöründe talep durgunluğu devam eder.
  • İç pazardaki reel talep büyümesi yüzde 5'i geçmez. Bu nedenle üretim artışını ihracat sürdürür.
  • Büyük holdingler ve sermaye grupları küçülmeye devam eder. Büyüme Anadolu'da sürer.
  • Tarımda küçülme yıl içinde önlenemez.
  • Büyük şehirlere göç devam eder.

  • Biz krizlerden o kadar yıldık ki, insanlarımız devamlı kötülük bekler hale geldi. 'Önümüzdeki yıl nasıl olur?' diye soranlar 'Kriz olur mu, devalüasyon, konsolidasyon tehlikesi var mı, döviz biter, borsa çöker mi?' bunları öğrenmek istiyor.
    İnsanlarımız artık, 'Önümüzdeki yıl gelirim daha çok artar mı, çocuğum kolaylıkla iş bulur mu?' diye sormayı, iktisatçılar, 'yatırımlar ve üretim hızla artar da büyüme gerçekleşir mi?' sorusunu tartışmayı unuttu...
    Bu tabloda 2004 yılının 2003'ten daha iyi olacağını söylemek bir müjdedir.

    Vergide 'nereden buldun' lazım
    2003'te 'ekonomi iyiye gitti. Her şey o kadar da kötü değildi' diyenler, aynı tabloyu 2004 yılında da görür. Memnuniyetlerini sürdürür. 2003 yılını beğenmeyenler 2004 yılını da beğenmez. Önemli olan hükümetin tarımda ve imalat sanayiinde üretimin önemini görerek üretim artışına yönelmesidir.
    Fakirlik Türkiye'nin kaderi değildir. Türkiye'nin sorunu üretememektir. Üretim gelirdir, refahtır, huzurdur, sağlıktır, mutluluktur. Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da terör nedeniyle kullanılamayan tarım ve hayvancılık alanlarından yararlanmayı sağlayacak politikalar geliştirilerek uygulanamadı.
    2004 yılında hükümet tarımı bir bütün olarak değerlendirmek ve tarımda üretim artışını sağlayacak tedbirlere yönelmek zorunda. Aksi halde Türkiye kendi kendini besleyemeyeceğinden tarım ve hayvancılık ürünleri ithalatı artacak.
  • Özelleştirmede umulan satışlar yapılamıyor. Yerli alıcıların almak için parası yok. Yabancılar için bu kuruluşların cazibesi yok. Geç kalındı.

  • 2004 yılında özelleştirme gelirlerine dayalı olarak hayal kurmak hatalı olur.
  • Vergide yapısal değişimin temeli 'nereden buldun?' kanununu çıkarmaktır. Bunu çıkaramadıkça devlet vergi toplayamaz. Vergi yükü giderek daha fazla fakirlerin sırtına biner.
  • Bu arada faizin vergilendirilememesi, fakirlerden zengine devamlı bir servet transferine yol açıyor.

  • 2004 yılında hükümet 'nereden buldun?' kanununu çıkararak vergide devrim yapamayacağına göre parayı fakir halkın harcamalarını vergileyerek sürdürecektir. Vergi ile gelir dağılımı düzeltilemez ama bozulur. Bizde olan budur. Özetle, hükümet 2003 yılındaki politikaları sürdürdüğünde 2004 yılı da 2003 yılının uzantısı olarak devam eder.

    Holdingler küçük işlere giriyor
  • Büyük holdinglerimizin, büyük sermaye gruplarının 'yatırım pipeline'nda' (yatırım bekleme odalarında) proje yok. Proje olmadan büyük yatırım yapılmaz. Proje çabuk hazırlanmaz. Büyük holdinglerin ve sermaye gruplarının eskiden yatırım bekleme odaları proje ile dolu olurdu. Bunları uygulamak için zaman veya kaynak beklerlerdi... Şimdi büyük holding ve sermaye grupları, su şişeleme, rakı üretimi, makarna, bakkaliye gibi küçük yatırımcının yapabileceği işlere yöneldi.
  • Hükümet gelişme stratejisini belirleyerek yatırımcıya yardımcı olamıyor. Yatırımcı bu nedenle komşusunda gördüğünü yapmak zorunda kalıyor. Türkiye rekabet üstünlüğü olan yatırım ve üretim alanlarına yönelemiyor. Ekonomik büyüklükte ileri teknolojiye dayalı üretim gerçekleşemiyor.

  • 2004 yılında hükümet Devlet Planlama Teşkilatı'nın imkanlarını kullanarak yeni bir sanayileşme stratejisi belirlemeye karar verir ise sonuçlar 2004 yılını etkilemez ama geleceğe ışık tutar.



    BUSINESS


    Annus Mirabilis
    Gelenek olacak, gelecek konuşulacak
    'Rahat' bir iç ve dış siyasi ortam zor
    AKP rejimi değiştirmeye kalksa içinden parçalanır
    Gidişat iyi, bir de cebe yansırsa!
    ABD, AB'nin alternatifi değil
    Avrupa için tarih, ya çıkarsa?
    Doların üzerindeki gölge: ABD'nin dev dış açığı
    Kıbrıs ve AB sorunlarına piyasalar hazırlıklı...
    IMF'yle 2004'te anlaşma bitecek, ilişkiler en hafif maddeyle sürecek
    'Stratejik yatırımcı, kreditör yabancı ve mutlaka Türk ortak'
    Enflasyonda hedef '12'
    Mucize temennisi ile gidiyor
    Gerçek kâr için savaşacaklar
    Bankacılığın itibarı için sorumluluk almaya hazırlar
    Asiye değil ama, Türk Lirası kurtulacak
    Faiz tamam ama asıl getiri borsada olacak
    Eurobond artık riskli görünüyor
    Bireysele 400 bin katılımcı bekleniyor
    AB - Türkiye ilişkileri referans olacak
    Holdingler iyimser! Ama...
    Elektrikte üç yıllık tarife, enflasyonsuz fiyat dönemi
    'Umutsuzluk inşaatına' 2004'te bir tuğla daha
    İhracat pistinin yıldızı otomobil
    Anneciğim Çinliler geliyooor!
    Telekom'da 'tekelsiz' yıla giriyoruz
    2004'te 54 milyar dolar ciro bekliyor
    Turizm, 'daha iyi bir yıl' bekliyor
    Yeni yılda yeni türler iyi para kazandıracak
    2004 'kurşun geçirmez' bir yaşam arayışının ve duyguların yılı olacak
    Her 'gayrimenkul'ün bir numarası olacak
    İstikbalimdeki zerzevat
    Yolsuzlukta kılıçlar çekilecek
    Vergide yeni yasal düzenlemelere dikkat
    Kamuflaj hallerden feminen hallere