30.08.2021 - 16:18 | Son Güncellenme:
Hemen hemen her dağcının zirvesine çıkmak istediği Everest, dağcıların en popüler rotalarından biri. Himalaya dağlarından biri olan, 8848 metre yüksekliğindeki Everest tüm görkemi ve ihtişamıyla profesyonel ve amatör dağcıların hayallerini süslüyor.
Her yıl yaklaşık 800 kişinin zirveye tırmanmak için çaba gösterdiği Everest, zorlu yolları, buzulları ve yüksekliği ile, profesyonel sporcuları bile bir hayli zorluyor. Peki, dünya üzerinde tırmanmanın imkansız olduğu bir dağ olduğunu söylesek...
Ancak Himalayalar’da öyle bir yer var ki, dünya üzerinde zirvesine tırmanılamayan tek dağ olma özelliğini taşıyor. Zirveye tırmanmak her dağcının hayalidir.
Fakat Machapuchare dağı özelliği sebebiyle ile, ona yalnızca uzaktan bakılmasına izin veriyor. Nepal dilinde 'balık kuyruğu' anlamına gelen Machapuchare, 6993 metre yüksekliğinde ve çevresindeki diğer dağlardan nispeten daha alçak bir dağ.
Böyle olmasına rağmen, oldukça dik yamaçları sebebiyle tırmanmanın da zor olduğu bir yer. Burası hiç tartışmasız dünya üzerindeki en bakir yerlerden.
Zirvede izole bir şekilde tek başına bırakılan bu dağ, dünyada en az ziyaret edilen yerlerden biri. Bu görkemli dağın yasaklanması ile ilgili birden fazla efsane bulunuyor.
Bunlardan biri Hindular için kutsal sayılan Tanrı Shiva’nın evinin bu dağın zirvesi olduğuna inanılıyor ve zirveye ayak basması yasaklanıyor.
Bir başka efsane ise 1950’lerin sonlarında dağa tırmanan İngiliz Jimmy Roberts ve ekibi, dağın zirvesine ulaşamadan geri dönüyorlar. Bunun sebeplerinden biri zorlu bir yol olduğu ve zirveye ulaşamadıkları, bir diğeri ise krala zirveye ayak basmayacaklarına söz verdikleri için geri döndükleri yönünde.
Yeni Zelandalı Bill Denz’in, 1980’lerin başında bu dağa yasadışı olarak tırmandığı ve zirveye de ayak basan ilk kişi olduğu iddia ediliyor. Bill Denz, Himalayalar’da 1983 yılında çığ düşmesi sonucu hayatını kaybetti.
Bill Denz’in zirveye ulaştığı 30 yıldan bu yana, buraya tırmanan kimse olmadı. Aslında bu yasak bir anlamda da bu güzel dağ Machapuchare’nin korunması anlamına geliyor. Bu el değmemiş dağ, insanlardan uzak kaldığı için, yapısı ve doğası hiç bozulmadı ve kirlenmedi. Bu dağ aynı zamanda çok çeşitli kuş türü, sürüngen ve 1226 bitkiye de ev sahipliği yapıyor.