Sahip olduğu doğal güzellikleriyle öne çıkan Tahiti'ye uzaklığı nedeniyle ulaşmak epey zor.
183 bin kişinin yaşadığı bu ada ülkesine Avustralya ve Yeni Zelanda üzerinden gerçekleştirebileceğiniz birkaç uçuş dışında ulaşmak pek de mümkün değil.
Türkiye'nin de bulunduğu coğrafyadan Tahiti'ye gitmek en az bir gününüze mal olmakta.
1045 kilometre karelik bir yüzölçümüne sahip olan Tahiti, yemyeşil doğası, kumsalları ve turkuaz deniziyle ziyaretçilerini kendisine hayran bırakıyor.
Avustralya'ya beş bin kilometre uzaklıktaki olan bu bölge 19. yüzyılın sonuna kadar bağımsızken bu dönemden itibaren Fransız yönetimi altına girer.
Kasım - Nisan ayları boyunca sık yağışlara maruz kalan Tahiti'de bunun etkisiyle her yer yemyeşildir. Bölgeye Avrupalılar ilk defa 1767'de gelmiş.
Tahiti'nin günümüzde Fransa ile güçlü siyasi ve ekonomik bağları vardır.
Tahiti'nin başkenti olan Papeete, bölge nüfusunun çok büyük bir bölümüne ev sahipliği yaparken aynı zamanda bu bölgedeki en büyük uluslararası havaalanının da bulunduğu yerdir.
Bunun dışında bölge küçük yerleşim birimlerinden oluşmakta.
Gerçek bir tatil cenneti olan ada genellikle üst gelir seviye grubundaki insanları ağırlamakta.
Bunda adanın uzaklığı ve turizm tesislerinin genellikle bu segmente hitap eden biçimde planlanmasının da etkisi büyük.
Tahiti'de benzerlerini Maldiv adalarında da görebileceğimiz denizin üstündeki müstakil evlerden oluşan resort oteller ağırlıklı bir konuma sahip.
Bu durum haliyle daha özel bir tatil anlayışının da bölge yerleşmesine yardımcı oluyor.
Romantik bir balayı tatili için akla gelen o uzak yerlerden biri olan Tahiti, özellikle Avustralya ve Amerika'dan yeni evli çiftleri ağırlamakta.
Geçmişte Fransız sömürgesi olması nedeniyle günümüzde de bu üllke ile güçlü bağları olan Tahiti, Fransa vatandaşları için de revaçta.
Sahip olduğu doğal güzellikler düşünülünce Tahiti'nin potansiyelinin altında turist sayısına ev sahipliği yaptığını da söylemek mümkün.
