‘Oscar’ ödüllü kadın oyuncu
‘Kate’ karakteri olarak izleyeceğimiz Hilary Swank’ı ‘Million Dollar Baby (Milyonluk Bebek)’, ‘P.S. I Love You (Not: Seni seviyorum)’ gibi yapımlar ile tanımıştık. Ancak hafızalardan silinmeyen ‘The Next Karate Kid (Kareteci Kız)’ filminde ‘Sensei’nin ilk kadın öğrencisi rolünü üstlenmişti.
Dümdüz bir hayatın içinde beliren kargaşa
Disiplinli, becerikli ve entelektüel bir karakter olan ‘Kate’in mutlu bir evliliği vardır. Üniversiteden tanıştığı sevgilisi ile evlenen ve huzurlu yaşayan çiftin bu düzenli hayatı bir anda değişecektir. Akşam yemeğine davetli arkadaşları için hazırlık yapan Kate, arkadaşlarının ısrarı üzerine piyano çalmaya başlar. Ancak o anda parmaklarını hareket ettiremediğini hisseder.
'Bakıcın değil arkadaşınım'
‘Kate’in hastalığının ortaya çıkışı ile filme ‘Bec’ karakteri dahil oluyor. Kaslarının günden güne çalışmamasıyla tekerlekli sandalye kullanmak zorunda kalan ‘Kate’in temel ihtiyaçlarına yardımcı olacak birine gereksinim duyuluyor. ‘Kate’e bakıcı olarak ise ‘Bec’ tutuluyor. Fakat ‘Bec’, sıradan bir bakıcı olmuyor onun için.
İki zıt karakter bir arada
‘Kate’ zengin, başarılı ve düzenli biri ancak ona en yakın olacak kişi yani ‘Bec’ ise onun karakterinin tam zıttı desek yalan olmaz. ‘Bec’ dağınık, sorumsuz ve sorunları olan bir karakter. ‘Kate’ ile eve tanışmaya geldiğinde ilk cümlesi bile izleyiciyi şaşırtıyor: “Yemek yapmaktan pek anlamam, basit bir tatlıyı bile.
Feminist bir film
İki kadının zorunda oldukları için bir araya gelmesi ama o zorunda kalmanın bir dostluğa dönüşünü izliyoruz. ‘Bec’ ile çalışmaya karar veren ‘Kate’in tek şartı kendisine ‘hasta’ gibi davranılmaması. ‘Bec’ de aynen böyle yapıyor ve ona hasta olarak değil de bir arkadaş gibi yaklaşıyor. İki kadının toplumsal, sosyal ve bireysel sorunlarının ortak oluşu, kadın dayanışmasına dair mesaj veriyor
Umut bitsin deyince bitmez ki…
Hayatımızın bir anda tepetaklak oluşu, aklımıza gelmeyecek şeylerin başımıza gelişi, aslında hepimizin elimizde olmadan hayatın akışına kendimizi nasıl kaptırdığımızın bir göstergesi.‘John Lennon’un da dediği gibi “Hayat, sen başka planlar yaparken, başına gelenlerdir.
Film kadar müzikleri de güzel
Daha çok ‘ALS’ hastalığına dikkat çeken; dostluk, yardımseverlik ve aile bağları gibi konularla dolu dolu akıcı bir film ‘You’re Not You’. Filmin müziklerini oyunculuğunun yanı sıra müzikle de uğraşan ‘Emmy Rossum (Bec)’ seslendirmiş. Filmin son sahnesinde yine Emmy Rossum’un seslendirdiği ‘Falling Forward’ parçasını dinliyoruz. Filmi izleyip müziklerini dinlemenizi ve en önemlisi ‘ALS’ hastaları için empati kurmanızı öneriyoruz. Empati önemli.
