Steve McCurry (Küba, 2010)1985’te National Geographic dergisinin kapağında yer alan “Afgan Kızı” fotoğrafı ile bilinen McCurry ise daha yakın zamanda çektiği bir fotoğrafını seçmiş proje için. “Beş yıl öncesine kadar Küba gitmek isteyip de gidemediğim yerlerden biriydi. 1970’lerde fotoğrafçılığa başladığımda ABD, Küba ile diplomatik ilişkilerini 1961’de kesmişti… 2014’teki gidişim ise Başkan Obama’nın Küba ile bu ilişkilerin yeniden kurulacağını açıkladığı bir döneme denk gelmişti.”
Fotoğrafçı: STEVE MCCURRY1985’te National Geographic’e kapak olan Afgan mülteci kızın fotoğrafı. ‘Afgan Mona Lisa’ olarak adlandırılan fotoğrafı ABD’li fotoğrafçı Steve McCurry çekti.
Meşhur fotoğraf çekildiğinde 13 yaşında olan Gula’nın hikayesi Sovyetler Birliği ve Afganistan arasındaki savaş sırasında öksüz kalmasıyla başladı. Tüm dünyada meşhur olan fotoğrafı çekildikten sonra uzun yıllar Gula'nın kim olduğu bulunamadı. 2002 yılına gelindiğinde fotoğrafı çeken McCurry'nin de aralarında bulunduğu bir National Geographic ekibi Gula'yı bulabilmek için Afganistan'a gitti. Ekip, 1992'de Afganistan'ın ücra bir bölgesinde Gula'ya ulaşmayı başardı. O sırada bir fırıncıyla evli ve 3 çocuklu olan Gula'nın kimliği biyometri teknolojisi ile kanıtlanmıştı. Genç kadın böylelikle bir kez daha National Geographic'e kapak olmuştu.
Susan Meiselas (Nikaragua, 1978)Susan Meiselas’ın, Molotof kokteyli fırlatmaya hazırlanan adam fotoğrafı Nikaragua devriminin simgelerinden biri olmuştu. Bu fotoğrafta ise ev yapımı bomba yaparken geleneksel dans maskeleriyle kimliklerini gizleyen Nikaragualıları görüyoruz. “İlk kez fotoğrafıma konu olan insanların iletmek istedikleri mesajları için beni kullandıklarını gördüm” diyor Meiselas. New York Times Dergisinin kapağında kullanılan bu fotoğraf onun medyadaki ilk fotoğrafı olmuş.
David Alan Harvey (Rio de Janeiro, 2011)“Bu fotoğraf çalışma biçimimi değiştirdi” diyor David Alan Harvey. Doğru bir hikayeye dayanan kitabının kapak fotoğrafı yapmış bunu. Sonra da dışarıya iş yapmayı bırakıp kendi yayımladığı kitaplar üzerinde yoğunlaşmış
. “Ben herhangi bir değişiklik için plan yapmıyorum. Olacak şey oluyor. Önünüzdeki dönüm noktasını fark etmek önemli. Tıpkı fotoğraf gibi. Fani. Günü yaşamalı. Bir kere kaçırdığınızda giden gitmiş oluyor.”
Jim Goldberg (San Francisco, 1987)“Bir grup oğlan Riviera Oteli’nin çevresinde toplanmıştı. Erkek fahişeler ve zengin sevgilileri. Oğlanlardan birinin elinde bir silah vardı. Silahın dolu olmadığını söyledi. Kafasına, sağa, sola doğrultuyordu. Sonra tavana tutup ateş etti. Silah patladı” diye anlatıyor Goldberg bu fotoğrafın hikayesini.
Hiroji Kubota (Washington, 1963)“1962’de New York’a geldiğimde yanımda 500 dolar ve bir Leica marka fotoğraf makinasıyla birkaç lens vardı. Fotoğrafçılık bilgim yoktu; kariyerime nereden başlayacağımı bilmiyordum… Sıcak bir yaz günü sabah 6’da Washington’a gittiğimde insanlar anıtın etrafında toplanıyordu. Ben de deklanşöre basıp durdum. Sonra birinin konuşmasını duydum: ‘Bir hayalim var…’ Siyahi önder Martin Luther King’di bu. O anda tarihi bir olaya tanıklık ettiğimi anladım. Bu olay dünya algımı, dolayısıyla yaşamımı değiştirdi.”
Paul Fusco (Robert Kennedy cenaze treni, 1968)Paul Fusco 1968’de Look dergisinde çalışıyordu. Robert Kennedy’nin cenazesinin trenle New York’tan Washington’a taşınması olayını fotoğraflaması istendi. Kennedy ailesinin özel vagonlarına girilmesine izin verilmeyen Fusco, yolda dizilmiş insanların saygı duruşunda bulunduğunu görüp onları görüntülemeyi kararlaştırdı.
Abbas (Kahire, 1970)İranlı fotoğrafçı Abbas’ın bu fotoğrafı Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdül Nasır’ın cenazesinde çekilmişti. “Deklanşöre bastığımda bunun fotoğrafçılığım açısından belirleyici anlardan biri olacağını düşünmemiştim” diyen Abbas, usta ressam Rembrandt’ın Amsterdam’daki Manifaturacılar Loncası Mutemetleri (The Syndics of the Drapers’ Guild) adlı resmini görmüş. “Büyük usta zamanı dondurmamış, askıya almıştı... 45 yıldır bu ‘Askıda Kalan An’ benim düsturum oldu... Bu fotoğrafta da öndeki kadın düşüncelere dalmış, tabutu az önce pencerelerinin önünden geçen Reisi Cumhur’ları için ailesiyle birlikte yas tutuyor.”
Peter van Agtmael (Afganistan, 2008)“Amerikan askerlerine iliştirilmiş olarak geçirdiğim birkaç yılda savaşı yabancı bir ordunun dar lenslerinden görmüş, bölge halkıyla irtibatım olmamıştı. Kendimi Afganistan ya da Irak’tan ziyade Amerika’da gibi hissediyordum. Bu fotoğrafı çektiğim ziyaretimde ilk kez iliştirilmiş fotoğrafçı olarak gitmemiştim. Bu fotoğraf ABD’de yaşayan sakat bir Afgan’ın Afganistan’daki düğününde çekildi. Gelin Fahima yeğenleriyle poz vermişti. Bu seyahatin ardından perspektifimin ne kadar sınırlı kalmış olduğunu gördüm... Afganlar artık birer gölge değil, birey olmuşlardı. Önceki dar kapsamımdan utandım ve çalışma tarzımı değiştirdim.”
Harry Gruyaert (1966)“1966’da kız arkadaşımı yeni sevgilisi elimden almıştı. İkisiyle ilgili bir film yaparak kendisini ne kadar sevdiğimi anlamasını sağlamaya çalışacaktım” diye anlatıyor Belçikalı fotoğrafçı bu fotoğrafın hikayesini. “Onu filme çekerken araya bir mesafe koymayı başardım. Hem onu hem kendimi daha iyi tanımıştım. Gitmesine izin verdim. Bu, fotoğrafımda önemli bir etken oldu: hem vardım, hem yoktum.”
Eli Reed (Tanzanya’daki Ruandalı mülteciler, 1995)Bu fotoğraf Ruanda’daki soykırımın ardından çekilmişti. “Sınır Tanımayan Doktorlar’ın İspanya bölümüyle çalışıyordum. Onlara hayranlık duyuyordum. Güvenlik sorunu ve gergin koşullara rağmen hiç yalpalamadılar. Kamptaki mültecilerin yaşamını belgeliyordum ben de. Sahada futbol oynandığını görüp oraya doğru gittim. Sahayla fotoğraf makinem arasında bu iki yüz belirmişti. Yüzlerindeki ifade burada tanık olduğum her şeyi anlatıyordu sanki ve katliamdan sağ kurtulan diğer insanların yüzlerindekiyle aynıydı.”
Abdul Halim al-Attar ve kızı için internette bir yardım kampanyası düzenlendi ve tam 191 bin dolar toplandı.
Simonarson bu fotoğrafı gördükten sonra @buy_pens (tükenmez kalem satın al) adıyla bir Twitter hesabı açtı. Sonra Indiegogo'da bir kampanya başlattı. Al-Attar ve ailesi için açılan kampanyada 5 bin dolar toplanması umuluyordu. Ancak fotoğraf o kadar etkili oldu ki. Üç ayda 188 bin 685 dolar toplandı.
33 yaşındaki Abdul Halim, gelen bu bağışla iki ay önce bir fırın açtı. İşler iyi gitti.
Fırının yanına bir de kebap dükkanı eklendi. Abdul Halim'in şansı açılmıştı artık.
Bir de küçük restoran açtı. Şu anda tam 16 Suriyeli göçmeni işçi olarak istihdam etmiş durumda. Geçen yaz internette viral bir fotoğrafın gücünü gösteren bu olayın asıl kahramanı bir internet gazetecisi olan Norveçli Gissur Simonarson.
Abdul Halim Al-Attar bu yaşadıklarını şöyle anlatıyor: "Sadece benim hayatım değişmedi, çocuklarının ve yanımda çalışmaya başlayan Suriyelilerin de hayatı değişti."
Al Attar ayrıca Suriye'de kalan akrabaları ve arkadaşlarına 25 bin dolar gönderdi. Bir fotoğrafla değişen hayatının ardından kendisi ve ailesi için Beyrut'ta çok daha iyi bir hayat inşa eden Al-Attar bu sırada eşinden ayrıldı.
İnşaat halindeki bir binada konaklarken , şimdi 4 yaşındaki kızı Reem güvenle uyuyabiliyor. 9 yaşındaki oğlu Abdullelah da okula gidiyor.
Çoğumuz internette gezerken bu küçük kardeşimize rastlamışızdır. Onun fotoğrafı, en başarısız hissettiğimiz anda motivasyon kaynağı, bir şey başardığımızda ise zaferimizi taçlandırma aracıydı. Surat ifadesiyle de internet çağı insanlarının sevimli bulduğu çocuklardan olan Sammy Griner, artık büyüdü...
Babasının paylaştığı fotoğrafla ünlü olan Sam, şimdi böbrek hastası babası için bağış topluyor.
Radikal'in çeviri haberine göre bugün 8 yaşına gelen Sam ile annesi Laney, baba Justin’in bir an önce iyileşebilmesi için bir bağış kampanyası başlattı. ABD’nin Florida eyaletinde yaşayan anne Laney, bu kampanyayı 8 Nisan’da başlatmış. Ancak GoFundMe.com sitesindeki kampanyayı oluştururken, oğlunun adından bahsetmemiş. Daha sonra fikrini değiştirmiş ve “Justin’e böbrek nakli” adını verdiği kampanyanın görseline oğullarının da bulunduğu bir görsel eklemiş ve kampanya böylece daha fazla kişiye ulaşmış.
“Eğer insanlar bağış toplanan kişinin, kendilerini güldüren bu çocuğun babası olduğunu bilirlerse, hedefimize daha kolay ulaşabiliriz diye düşündüm” diyen Laney’nin bu hamlesi başarılı da oldu. Kampanyada “başarılı çocuk” ifadesinin (İngilizcede bilinen adıyla ‘meme’) kullanılmasından sonra yaklaşık 400 kişi Justin için bağışta bulundu.
Böylece ilaçları, ameliyatı ve ameliyat sonrası bakımı 75 bin dolar (yaklaşık 201.000 TL) tutan baba Justin için hedeflenen bağışın yarısı toplandı.Sammy’nin babası Justin, aslında uzun süredir böbreklerinden rahatsızdı. Tedavisine Sammy’nin doğmasından çok önce başlayan Justin, haftada 3 kere diyalize giriyordu. Fakat tedavi bir türlü olumlu sonuçlanmıyordu.
2007’de oğlu Sammy’nin fotoğrafını çekip Flickr’da paylaşan ve bilmeden onun ünlü olmasına sebep olan baba Justin, oğlunun bu kadar ünlü olmasına şaşırdığını söylüyor ve “ ‘Başarılı Çocuk’ ifadesinin internette popüler olduğunu biliyorum. Ama bizim açımızdan bakıldığında o sadece bizim 8 yaşındaki oğlumuz Sam… Fakat Sam’in yıllar içinde tüm dünyadaki insanlara ulaşmış olması inanılmaz bir duygu” diyor.
Dünyanın en ünlü fotoğraflarından biri sayılabilecek bu fotoğraf nerede çekildi merak ettiniz mi?
Fotoğrafın sahibi ise Charles O'Rear adlı bir profesyonel fotoğrafçı. Yıllarca birçok bilgisayar kullanıcısının arka planı olarak kalan fotoğraf National Geographic’in fotoğrafçılarından Charles O’Rear tarafından 1996 yılında ABD’nin Kaliforniya eyaletindeki Napa Vadi‘sinde çekilmiş. O’Rear fotoğrafı kız arkadaşını ziyaret etmeye gittiği sırada çektmi. Bu denli meşhur olacağını tahmin etmemiş.
Meşhur manzara Microsoft tarafından, Windows XP arka plan için masaüstü resmi olarak seçilmişti. Bugün, bir üzüm bağına dönüştürülen fotoğrafın çekildiği o tepe böyle gözüküyor.
Fotoğrafçı: LORD SNOWDONLord Snowdon imzalı Anthony Blunt’ın fotoğrafı.
Fotoğrafçı: KARSHKanadalı fotoğrafçı Karsh’ın 1941’de çektiği Churchill fotoğrafı.
Fotoğrafçı: W EUGENE SMITH20. yüzyılın en önemli fotoğraf sanatçılarından gösterilen W. Eugene Smith’in çektiği ABD’li bahriyelinin fotoğrafı.
Fotoğrafçı: TERRY O’NEILLTerry O’Neill’in sinemanın güzel yıldızı Audrey Hepburn’i havuzda çektiği fotoğraf.
Fotoğrafçı: GEORGE HOLZABD’li fotoğrafçı George Holz’ın 1998’te çektiği fotoğrafta Angelina Jolie, bugünkü ününe kavuşmamış, genç bir aktris.
Fotoğrafçı: ANONYMOUSHollywood’un menekşe gözlü yıldızı Elizabeth Taylor’ın tüm güzelliğini ortaya koyan bu portre fotoğrafını kimin çektiği bilinmiyor.
Fotoğrafçı: TERENCE DONOVANİngiliz aktör Terence Stamp’ın ‘Çılgın Kalabalıktan Uzak’ filminin setinde çekilen siyah beyaz fotoğrafı.
Fotoğrafçı: BERT STERNAktris Marilyn Monroe’nun Vogue Dergisi için ölmeden 6 hafta önce ABD’li fotoğrafçı Bert Stern’e verdiği pozlar. Lindsay Lohan gibi birçok yıldız Marily’nin bu pozlarının benzerini çektirdi.