Haberinde 'ciddi planlama' ifadesini kullanan Financial Times, Güney Çin Denizi'nde müttefikler arasında 'afet yardım eğitimi' verilen ortak tatbikatlar düzenlendiği bilgisini verdi. Habere göre, ABD'li ve Japon yetkililer, üslere erişim ve bir ihtilaf durumunda Tokyo tarafından sağlanabilecek lojistik destek de dahil olmak üzere ortak tatbikatlarla ilgili yasal sorunları inceledi.
Özellikle Japonya'nın böyle bir çatışmaya dahil olma olasılığını değerlendiren haber, Washington'un muhtemel bir savaşta Japonya'daki hava üslerine nasıl bel bağladığının altını çizdi. Bir yetkili, ABD ve Japonya'nın Çin deniz ve hava kuvvetlerinin hareketleri hakkında bilgi alışverişinde bulunmak için Tayvan ile acil olarak 'üçlü paylaşım mekanizması' oluşturması gerektiğini söyledi. Yetkili, “Bu tür verilerin bir kısmı Tayvan-ABD ve Japonya-ABD arasında paylaşılıyor. Ancak üçlü olarak doğrudan bir paylaşımımız yok” dedi ve ekledi: “Böyle bir şeyi beklenmedik bir durumun ortasında kurmaya başlayamazsınız. Şimdi başlanması gerekiyor."
Habere göre ABD, Japonya ve Tayvan'dan yetkililer, müttefik jetleri tanımlamayı kolaylaştıran askeri uçak kodlarını paylaşmak için 2017'de varılan bir anlaşmanın ardından işbirliğinin 'önemli ölçüde arttığını' belirttiler. İki müttefikin nihai hedefinin Tayvan için 'bütünleşik bir savaş planı' geliştirmek olduğu bildiriliyor. ABD ve Japonya'yı özellikle endişelendiren şey ise, Tayvan'ın hava kuvvetlerinin bulunduğu bölgelerde uçan ve sayıları giderek artan Çin savaş uçakları. Çin'in Haziran ayında onlarca savaş uçağıyla gerçekleştirdiği 'taciz' akınından sonra konuşan Tayvan Dışişleri Bakanı Joseph Wu ülkesinin bir çatışmaya hazırlıklı olması gerektiğini söylemişti.
Çin, bağımsızlığını kabul etmediği Tayvan'a 350 kilometre uzaklıkta yer alan Senkaku Adaları'ndaki Japonya hakimiyetini de tanımıyor ve Diaoyü ismini kullanmayı tercih ediyor. Komünist Parti'nin 100. kuruluş yıldönümünde konuşan Çin lideri Şi Jinping, sözü Tayvan'la birleşmeye getirdi ve "Hiç kimse, Çin halkının ulusal egemenlik ve toprak bütünlüğü konusundaki kararlılığını, iradesini ve kabiliyetini hafife almamalı" dedi.
Tüm yaşananları değerlendiren ABD'nin en etkili dış politika uzmanları, bölgede bir çatışma ihtimalinin son 13 yılda ilk kez en üst düzeye çıktığı uyarısını yaptı. ABD Dış İlişkiler Konseyi-Council on Foreign Relations (CFR) düşünce kuruluşunun uzmanlarına göre, Tayvan halihazırda yeryüzünde bir savaş çıkma ihtimali bulunan en tehlikeli bölge.
ABD dış politika çevrelerinin en etkili düşünce kuruluşu olarak bilinen CFR uzmanları ayrıca muhtemel bir savaşa ABD ve Çin'in yanı sıra bölgedeke diğer büyük güçlerin de karışabileceği tahminini yaptı. CFR'nin yayınladığı rapora göre, nükleer süpergüçler arasındaki en ufak bir çarpışma her iki ülke ve diğer yerleri yok edebilir. Donald Trump iktidarının son günlerinde ortaya çıkan bir belge, ABD'nin Tayvan'a yönelik herhangi bir saldırıda doğrudan Çin'le boy ölçüşeceğini ortaya koymuştu.
Dünyanın en büyük deniz kuvvetlerine sahip Çin ile ABD arasındaki donanma karşılaştırması ise şöyle: Savaş gemileri ve fırkateynlerde Çin'in açık ara üstünlüğüne rağmen, ABD 20 uçak gemisiyle bu alanda dünyada rakipsiz. Denizaltılarda ise iki ülke yakın rakamlara sahip: Çin ordusunun 77 denizaltısı var, bu sayı ABD'de 66.
Tayvan, Çin'in en hassas bölgesel sorunu. Çin'de 2005 yılında Ulusal Halk Kongresi'nin yıllık toplantısında, Tayvan’ın bağımsızlığına karşı gündeme alınan yasa tasarısı oybirliğiyle kabul edilmişti. Söz konusu yasa, resmi olarak bağımsızlık ilan etmesi halinde Tayvan’a karşı askeri güç kullanılmasını öngörüyor.
Çin Tayvan'ı bir gün anakara ile bir araya gelecek bir eyaleti olarak görse de, birçok Tayvanlı ülkelerinin bağımsız olduğunu savunuyor. Çin ayrıca uluslararası alanda tecrit etmeye çalıştığı Tayvan'la, diplomatik ilişkileri olan az sayıdaki ülkeye de baskı uyguluyor.
Pekin yönetimi 2019'un başında Tayvan'ın bağımsızlığının bir felaket olacağını duyurmuş, Şi Jinping ada ülkesinin egemenliklerini kabul etmemesi halinde saldırabileceklerini söylemişti. Ada ülkesindeki bağımsızlık yanlılarını tehdit eden Çin lideri Şi, "Tayvan'daki herkes, bağımsızlığın, büyük bir felaket olacağını anlamalıdır" demişti:
"Ayrılıkçı herhangi bir adıma izin vermeyeceğiz. Kuvvet kullanmamak noktasında bir söz vermeyeceğimiz gibi, tüm gerekli adımları atmak konusunda da hakkımızı saklı tutacağız". Şi Jinping'in açıklamalarından sonra Çin ordusu Tayvan adası yakınlarında savaş uçakları ve gemilerin katıldığı gövde gösterilerine girişmişti.
Tayvan lideri Tsai Ing-wen ise, Pekin yönetimine verdiği yanıtta ülkesinin asla 'Tek ülke, iki sistem' düzenine geçmeyi kabul etmeyeceğini ilan ederek "Çin'in imzaladığı 1992 Mutabakatı 'Tek Çin' düzenine işaret ediyor. Şi Jinping'in sözleri kaygılarımızın yersiz olmadığını gösterdi" diye konuşmuştu.
Tayvan ordusu, aynı yılın Mayıs ayında gerçek füzeler ve mermilerle Çin işgaline karşı arka arkaya tatbikatlar düzenlemişti. Güney kenti Pingtung kıyılarındaki tatbikatta savaş gemileri ateş açmış, tank ve top atışları yapılmış, jetle ve helikopterler füze fırlatmıştı.
Aynı hafta içinde üç savaş uçağı muhtemel bir Çin saldırısına karşı bir otoyola iniş yapmış, görüntüler günlerce dünyada konuşulmuştu. Doğudaki Hualien açıklarında gerçekleşen bir başka tatbikatta ise savaş gemisinden anti denizaltı füzeleri ateşlenmişti.
Tayvan'ın en önemli müttefiki ise, ABD. Washington, Nisan ve Mayıs 2019'da Çin'in muhalefetine rağmen Tayvan Boğazı'na savaş gemileri gönderdi. ABD Tayvan'la diplomatik ilişkisi kurmasa da çeşitli anlaşmalar gereği Tayvan'ı koruma altında tutuyor ve bu ülkeye silah satıyor. Pentagon'un açıkladığı verilere göre, son 10 yılda Tayvan'a 15 milyar dolardan fazla silah satışı yapıldı.
Tayvan Boğazı, Çin'le Tayvan'ı birbirinden ayırıyor. Boğazın genişliği ise, 180 kilometre. 1949 yılında Çin iç savaşı sırasında, komünistlere yenilen milliyetçiler, Tayvan adasına kaçmışlardı.