Corona virüs salgınına tarihi bir ekonomik krizin ortasında yakalanan Lübnan'da, maskeli protestocular günlerdir başkent Beyrut'un sokaklarını dolduruyor. Bugün ise Beyrut yakınlarındaki Zouk Mosbeh'te sokağa inenler askerlerle karşı karşıya gelince, ortalık karıştı. Amerikan Associated Press (AP) haber ajansı, göstericileri gözaltına almaya çalışan askerlere diğerlerinin karşı koyduğunu gösteren fotoğraflar servis ediyor. Resmi kurda bir Amerikan doları 1500 Lübnan lirası olmasına rağmen karaborsada 4 bin liraya yaklaşmış durumda. Paranın dolar karşısında erimesi üzerine özellikle gıda fiyatlarına peş peşe zamlar geldi, hayat pahalılığı salgına rağmen protestoları tetikledi. Ülkenin kuzeyindeki Trablusşam, Şekka, Beyrut'un doğusundaki Zelka ve Sadiyyat bölgelerinde gösteriler var. Lübnan bayrakları taşıyan göstericiler birçok yerde lastik yakarak yolları kapattı, polisle çatıştı. Başkent Beyrut'taki gösterilerin merkezi ise, Merkez Bankası. Polislerin kordona aldığı banka önünde bekleyen bir protestocu. 29 bin corona virüs testi yapılan ve 710 tanı konulan Lübnan'da, on yıllardır ekonomi alarm veriyor. Başbakan Hassan Diyab, Merkez Bankası Başkanı Riyad Selame'yi mali krizi derinleştirmek için ısrarcı olmakla suçluyor. Başbakan, Selame'nin artık çıkıp halka gerçekleri söylemesi gerektiğini belirterek, Artık sahne arkasında tedavi politikasına devam etmek mümkün değil. Lübnanlılara karşı açık olunmalı dedi. Farklı din ve mezheplere dayalı siyasi bölünmeler açısından oldukça kırılgan bir yapıya sahip ülkede, ekonominin 1975-1990 yıllarındaki iç savaştan bu yana en büyük krizi yaşadığı belirtiliyor. Ülkede faaliyet gösteren birçok şirket, birkaç aydan beri çalışanlarını işten çıkarma veya maaşlarını ciddi oranda düşürme yönünde adımlar attı. Bankalar, sermayenin çıkışına karşı sert uygulamalara başvurarak, yurt dışı havalelerini askıya aldı ve müşterilerin hesaplarındaki dövizleri çekmelerine kısıtlamalar getirdi. Lübnan Maliye Bakanlığı, 2020'de vadesi dolacak toplam 4,6 milyar dolarlık eurobond tahvil senetlerinin ödenmeyeceğini duyurdu. Karantina önlemlerinin 10 Mayıs'a kadar uzatıldığı Lübnan, Ortadoğu’nun etnik ve dini açıdan en karışık ülkelerinden biri. Bu karmaşık nüfus yapısı çatışmaların da başlıca sebebi. Osmanlı İmparatorluğu’nun dağılması sürecinde Fransız mandası olan Lübnan, İkinci Dünya Savaşı döneminde, 1943 yılında bağımsızlığını kazandı. Ülkenin karışık nüfus yapısı, temsile de yansıyor. Lübnan’da cumhurbaşkanı Maruni Hristiyan, başbakan Sünni Müslüman ve meclis başkanı Şii. Ama bu siyasi yapılanma, Lübnan’daki iç çatışmaların ve komşu ülkelerin müdahalelerin de başlıca sebebi. 1975 yılında başlayan iç savaş 1990’ların başına kadar sürdü. Çatışmalar 150 bin kişinin ölümü, bir milyon kişinin yaralanması, 350 bin kişinin ülke içinde yer değiştirmesi ve neredeyse bir milyon kişinin ülkeden kaçmasıyla sonuçlandı. İç savaşın ana aktörleri İsrail, Suriye ve Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ) oldu. İç savaşın ardından Suriye 2005 yılına kadar Lübnan’ın topraklarını işgal etmeyi sürdürdü. Başbakan Refik Hariri'nin 14 Şubat 2005'te Beyrut’ta uğradığı suikast Suriye'nin Lübnan'dan çıkışını getirdi. Parlamenter demokrasiyi benimseyen ülkede mezhep çatışmalarını önlemek için her kesimin adil şekilde temsil edilmesine özen gösterilen bir sistem uygulanıyor. Üst düzey görevler mecliste temsil edilen 18 dini grup arasında paylaştırılıyor. Meclisin 28 koltuğu Hristiyanlar ve Müslümanlar arasında eşit olarak dağılıyor. Meclis, cumhurbaşkanını altı yıl için üçte ikilik çoğunlukla seçiyor. Cumhurbaşkanı meclise danışarak başbakanı atıyor.