11.08.2021 - 11:35 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri (CDC), ülkede nadir görülen bir hastalığın patlak vermesiyle şaşkına döndü. Karayipler’in kuzeyine hiç seyahat etmeyen ancak yine de hastalığa yakanmış kişiler bulunuyor.
Karayipler’in kuzeyine hiç seyahat etmeyen ancak yine de hastalığa yakanmış kişiler bulunuyor. ABD’nin birçok eyaletinde bulunun nadir bir tropikal hastalık sebebiyle iki kişi hayatını kaybetti. Yetkililer bunun ardından araştırmalara başladı. Amerikalı bilim insanları, birkaç hafta içinde ikinci bir kişiyi öldürdükten sonra nadir görülen bir tropikal hastalığın gelişinden endişe duyuyorlar.
Tropikal hastalık melioidoz, normalde Güney Asya, Kuzey Avustralya ve Karayipler'in yüksek sıcağında geliştiği için Amerika Birleşik Devletleri’nde şu güne kadar hiçbir zaman izlenmedi. Öte yandan endişe verici derece kısa bir süre içinde iki Amerikalı bu hastalık sebebiyle hayatını kaybetti.
Vakalar Kansas, Minnesota ve Teksas'a kadar yayıldığı tespit edildi ve bu da ABD'nin diğer bölgelerine yayılabileceğini gösteriyor. ABD Hastalık Kontrol Merkezleri (CDC), salgını acil koduyla araştırmaya başladığını duyurdu.
Antibiyotiklere cevap vermeyen her bakteri ve virüs için bu hastalığın olup olmadığı kontrol edilecek. Korkunç hastalık, 2021'den önce sadece belirli bölgelerde görülüyorken, kısa süre içinde ABD’nin 4 büyük eyaletinde görülmesi endişe yarattı.
Yeni salgın olabilecek bu tropikal hastalıkta en büyük risk altında olanlar da açıklandı: Diyabetik olanlar, karaciğer veya böbrek hastalığı olanlar, kronik akciğer hastalığı olanlar, kanser olanlar veya diğer bağışıklık sistemini zayıflatan rahatsızlıklara sahip olanlar.
Hastalığın semptomlarına göre öksürük, sık sık nefes almak, yorgunluk, mide bulantısı, kusma, ateş ve vücut döküntüleri ile kendini gösteriyor. Konu hakkında uzman olan kişilere göre korkunç tropik hastalığa yakalanmış olabilecek hastalarda tüm bu semptomlara dikkat edilmesi gerekiyor.
Bilim insanları, hastalığın ABD dışına seyahat etmemiş hastalara ulaşma ihtimalinin de olduğunu şaşkınlık yaratsa da bir şekilde salgına dönüşebileceğini söylüyor. İlk vaka Mart ayında teşhis edildi ve CDC, son duyurusunda hastanın temmuz ayı sonunda öldüğünü doğruladı.
Farklı aylarda hastalıklar teşhis edilse de bu insanlara nasıl bulaştığı halen bir merak konusu. Amerika'da bilinen diğer tek melioidoz vakası, uzaklardaki Virgin Adaları ve Karayipler bölgesi Porto Riko'daydı.
Yaklaşık olarak her yıl Amerikalılar arasında 12/13 hastalık vakası görülüyor ve bunların neredeyse tamamı yabancıların tropikal yerlere seyahat etmesine bağlanıyor. Ancak bu sefer durum farklı, görünüşe göre ABD içinde hızlı bir şekilde yayılıyor.
Bir vakaya göre 4 yaşındaki Lylah bu gizemli hastalığa yakalanmadan önce oldukça sağlıklıydı. Teyzesinin söylediğine göre çocuk kısa sürede çok hastalandı ve hastaneye kaldırıldı. Küçük kız çocuğu yoğun bakımda bir ay geçirdi. Beyin hasarı olan Lylah sürekli solunum cihazına bağlı kaldı. Çocuğun teyzesi Ashley Kennon, Dallas Morning News'e Lylah'ın daha önce çok sağlıklı bir çocuk olduğunu söyledi. Ashley şunları söyledi: "O sağlıklı, tipik bir küçük kızdı ve sonbaharda anaokuluna başlayacaktı. ‘’
İngiltere yeni salgının paniğini yaşıyor. Kraliyet Veteriner Koleji'ne (RVC) göre, araştırmacıların geri çağrılan kedi mamasıyla bağlantılı olabileceğine inandıkları gizemli bir hastalıktan en az 330 kedi öldü.
Birleşik Krallık'taki veterinerler en az 528 kedi pansitopenisi vakasını tedavi etmeye çalıştı. Hastalık, kedilerde kırmızı ve beyaz kan hücrelerinin ve trombositlerin sayısının hızla azalmasına neden olarak, genellikle ölümcül olabilen ciddi hastalıklara neden oluyor.
Veteriner Hekimler Kraliyet Koleji kendi hastanelerinde veya diğer veterinerler tarafından tedavi edilen vakaların yaklaşık yüzde 64'lük bir ölüm oranı olduğunu söyledi.
Veteriner Hekimler Kraliyet Koleji kendi hastanelerinde veya diğer veterinerler tarafından tedavi edilen vakaların yaklaşık yüzde 66'lük bir ölüm oranı olduğunu söyledi.
Yetkililer gerçek vaka sayısının daha yüksek olabileceği konusunda uyardı, hastalanan birçok kedinin veteriner muayenehanesine götürülmeyebileceğini vurguladı.
RVC kedi maması hakkında ise “Gıda Standartları Ajansı (FSA) tarafından ürün geri çekme işleminde yer alan kedi maması hakkında RVC tarafından yapılan analizlerin sonuçları, FSA ile paylaşıldı” ifadelerine yer verdi.
Sky News'un aktardığına göre, ölümlerle ilgili olabileceği düşünülen iki kedi maması markası toplatıldı. FSA, pansitopeni salgınının potansiyel olarak geri çağrılan belirli kedi ürünleriyle bağlantılı olduğunu söyledi.
Yetkililer, bu salgının insan sağlığı için herhangi bir risk oluşturduğuna dair hiçbir kanıt bulunmadığı da sözlerine ekledi.
İngiltere'de hükümet, olası bağlantıyı araştırmak için RVC ve Hayvan Bitki ve Sağlık Ajansı'nın yanı sıra evcil hayvan gıda tedarik zinciri genelindeki yetkililerle birlikte çalışıyor.
Soruşturmayla ilgili açıkalama yapan RVC sözcüsü, 500'den fazla kedinin olaydan etkilendiğini, araştırmanın sürdüğünü belirtti.
Açıklamada ayrıca, "Gıda Standartları Ajansı (FSA) tarafından yayınlanan ürün geri çağırma işleminde yer alan kedi maması RVC tarafından yapılan analizlerin sonuçları FSA ile paylaşılmıştır." ifadeleri kullanıldı.
Salgınla bağlantılı yiyecekleri yedikten sonra kedisi ölen bir kedi sahibi Sky News'a yaşadığı üzüntüyü anlattı. 38 yaşındaki Natalie Mitchell, sekiz aylık Dave' adlı kedinin ölümünün, ilk vakalardan biri olduğuna inandığını söyledi.
Kent şehrinde yaşayan bir yazar olan Mitchell, "Hasta görünmüyordu ama çok sessizdi ve normal hareketli halinden çok uzaktı" diyerek kendisindeki belirtileri anlattı.
"Veterinere götürdüğümüzde ateşinin çok yüksek olduğunu söylediler ve Kan testi yaptılar ve trombositleri, kırmızı kan hücreleri ve beyaz kan hücreleri olmadığını fark ettiler."
Veterinerin tuhaf vaka karşısında şaşırdığını ve bunun daha önce hiç yaşanmadığını söyleyen Natalie Mitchell, durumu kötüleşen Dave'i, Essex'teki bir hastaneye götürdüklerini söyledi.
Kedisinin üç gün içinde hızla kötüleştiğini anlatan Natalie, Dave'in erkek kardeşi Brian'ı muayene ettirdiğinde hiçbir belirti göstermemesine rağmen aynı hastalığa sahip olduğunu öğrenndi.
Mitchell, "Bu aşamada ölüm oranı yüzde 100 civarındaydı. Brian'a antibiyotik ve steroid verildi ve altı hafta evde kaldı." diyerek kedisinin iyileştiğini anlattı.