05.09.2020 - 02:05 | Son Güncellenme:
Ben işim gereği insanların tatil yaptığı zamanlarda ekstra çalışıyorum. Bu yüzden başlarda planlama yapmak çok zordu benim için.
Zaman içerisinde yıllık izin ve resmi tatilleri harmanlayarak tatil planı yapmayı öğrendim.
Bu süreçte de hiç bilet ya da konaklama yakmak zorunda kalmadım. İstedikten sonra o zamanı biz yaratıyoruz. Bu her konuda böyle.
Aslında Corona virüs dönemindeydi bu yılın ilk, aynı zamanda son yurt dışı seyahati.
Önce Paris’i ardından Güney Fransa kasabalarını ve Monaco’yu gezdim.
Seyahatim esnasında Paris’teki turist yoğunluğu normalin oldukça altındaydı.
Güney Fransa kasabaları ve Monaco’da henüz tatil sezonu başlamadığı için sadece yerel halkı vardı.
Kaldığım otelin de ilk misafiriydim. Bu nedenle sakin ve sorunsuz bir seyahat geçirdim.
Ben döndükten hemen sonra tüm sınırlar kapandı.
Yine işim gereği Türkiye’deki birçok şehrimizi gezdiğim için seyahatlerim ağırlıklı olarak yurt dışınaydı.
Pandemi sebebiyle sınırların kapanmasıyla da birlikte yurt içinde seyahat etmeye başladım.
Konaklayacağım otel, yemek yiyeceğim restaurant konusunda daha titiz davranıyorum. Daha sakin, düzenli bir şekilde dezenfektan çalışmaları yapan yerleri tercih ediyorum.
Bunun dışında hepimiz maskeli ve sürekli ellerimizi dezenfekte ederek, hiçbir yer ile temas etmemeye çalışarak seyahat etmeyi deneyimliyoruz.
Bu seyahat eden herkes için büyük bir değişim.
Bireysel gezileri tercih ediyorum. Seyahatlerim öncesinde hazırlık yapmayı, erken saatte uyanıp kimseler yokken şehri gezmeyi, sokaklarda kaybolmayı, kısacası gittiğim yerleri kendi kendime keşfetmeyi seviyorum.
Turla gezince bazı şeyleri atlamışım, eksik bırakmışım gibi hissediyorum.
İnsanlara en korkutucu gelen şeylerden biri çok uzaklara gitmek, orada başıma bir şey gelirse ne yaparım endişesi…
Öncelikle kendinize güvenin! Ardından bunu aşmak için önce yaşadığınız şehrin çevresindeki şehirlere seyahat edin.
Çemberi genişletip yurt dışı kısmına geldiğinizde yine yakın ve vizesiz ülkeleri tercih edin.
Komşu ülkelerle hem yaşam tarzı hem de damak tadı açısından yakın olduğumuz için zorluk çekmeyeceksiniz.
Çok eşya almayın yanınıza. Az eşya ile çok gezin. Unutmayın, fazla yük sizi yavaşlatır. Harita okumayı öğrenin. Haritanız varsa asla kaybolmazsınız.
Yürüyün, ara sokaklarda kaybolun, gezdiğiniz şehri hissedin. İyi bir tatil için yüksek bir tutara ihtiyacınız yok.
Elinizdeki tutarla iyi bir tatil her zaman yapabilirsiniz. Seyahatinizin her anından tat alın, eğlenmeden dönmeyin!
Yurt dışı için konuşmam gerekirse cevabım hiçbir şey olur.
Onca ülke ve şehri tek başıma gezdim, hiçbir güvenlik sorunu yaşamadım şimdiye dek. Ne yazık ki kadınlara yönelik güvenlik sorunu ağırlıklı olarak bizim ülkemizde olan bir şey.
Yurt dışında tek başına gezen, kısa etek, elbise, şort giyen bir kadına herhangi birinin bakışlarıyla dahi rahatsız ettiğine hiç tanık olmadım.
Tiflis, Barselona, Lizbon, Kasablanka, Jaibur, Kuzey Işıkları, Sri Lanka, Küba, Zanzibar… Listem öyle kabarık ki! Dünyada görülecek, keşfedecek çok yer var.
Günlük hayatımda da seyahat üzerine çok araştırma yaparım. Bu araştırmalarımda bende heyecan uyandıran yerleri de ‘Gidilecek Yerler Listem’e yazarım.
Her seyahatim öncesinde dersime iyi çalışırım.
Görmek istediğim yerleri haritamda işaretler, küçük notlarımı alır öyle yola çıkarım.
Haritam benim her şeyim! Haritam olduktan sonra dünyada kaybolacağım hiçbir yer yok. :)
Konaklamalarımı genellikle hostellerde yapıyorum.
Ama bildiğiniz 6-12 ranzalı hostellerde değil.
Bazı hostellerin iki kişilik özel odaları oluyor. Tek kişi dahi olsam iki kişilik odalarda konaklamayı tercih ediyorum.
Hostellerde önemli bir nokta da lavabonun oda içerisinde olması. Bazen odanızdan farklı katlarda ve ortak kullanıma açık olabiliyor.
Hosteller sayesinde şehir merkezinde ucuza konaklamak mümkün hale geliyor.
Merkezde konaklayınca da o şehri gezmek çok daha rahat oluyor.
Güney Fransa’yı gördükten sonra hala çelişkide olsam da en en en etkilendiğim şehir Prag oldu!
Mimarisi, tarihi çok etkiledi beni. Gerçek bir masal şehri! Trdelnik ise en sevdiğim Prag lezzetleri arasında.
Prag’da ilgimi çeken şeylerden biri de dilenciler oldu.
Polisler dilencileri gördüğünde bizdeki gibi yerinden kaldırıp uyarmıyorlar.
Nedenini sorduğumda bunun Prag’da bir çeşit meslek olduğunu, özel sertifika alınarak dilencilik yapıldığını söylediler.
Hatta orada yaşayanlar buna özenmesin diye de dilenenler secde eder şekilde, göz teması kurmadan, şapkalarını açıp dileniyorlar.
Çoğu zaman yanlarında bir köpek de oluyor.